Ne kadar acı

Mahsa Amini. 22 yaşında, kıyafeti örtünme kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alındıktan birkaç gün sonra, kulağından akan kan ve boyun çevresindeki bandaj görüntülerine rağmen, devlet yetkililerinin kalp krizi sebebiyle ölüm yalanıyla yaşamına son verdikleri, hayatının baharında yaşamı sonlandırılan İranlı genç bir kız.
***
İran Devlet Başkanı Reisi’nin, “Kadın görüntülerinin İslami kurallara uygun olması” için katı cezalar içeren yasayı imzalamasından sonra, ahlak polisi olarak bilinen “Din polislerin” holiganlaşması sonucu, kadınlar üzerinde artan baskıcı tutumun sonucuydu bu acı ölüm.
***
Devlet eliyle işlenen bu cinayete baş kaldıran “İranlı Kadınlar”, saçlarını kesip ve baş örtülerini yakarak protestolarını sürdürürken, bu cinayete isyan edenler, “Din Polisi” tarafından tartaklanarak karga tulumba götürüldüğü sahneleri videolardan seyrederken, adeta korku filmi seyrediyor gibiydim bir erkek olarak.
***
“Siyasal İslam” dayatmasıyla yerlerde sürünen kadın görüntüleri, erkeği “efendi” kadını da “köle” gören zihniyet, eğer kadının saçı ve bedeni üzerinden ahlakı tanımlamaya kalkar da, tecavüzcüyü, soyguncuyu korursa, Karasu’da her gün işyerinin önünden geçerken, inceden inceye tartıştığımız Karasulu esnaf arkadaşımın, yanında çalışan tesettürlü hanımın, esnaf arkadaşla tatlı tatlı çekişmeli tartışırken araya girip, beni, sanki düşmanıymış gibi görüp, “Ankara’daki 1150 odalı saray” bu ülke için israftır, israf da günahtır söylemine karşılık, “O zaman Anıtkabir’de gereksizdir” karşı çıkışıyla, kadın-erkek eşitliği ve kadına verdiği değerle, ebedi istirahatgahında yatan bu ülke kurucusuna olan kin ve nefret duygusunu anlayamıyor ve bu militanlaşma ruha inceden inceye acıyordum.
***
Bir zamanların uygar Afganistan’ın da, kadınlar ne kadar serbest ve hür yaşarlarken, bugün okullara dahi gönderilmeyen “Taliban anlayışındaki” kız çocukları ve gençlerin durumlarını hiç görmüyor adım adım bu felakete sürükleniyoruz bak, İran’da öldürülen Mahsa’nın, hiç mi sizlere ders olmadığını söylerken, o hala anıtkabir’e takmıştı kafayı.
***
Baktım, geri vitesi yok ve sanki beni düşmanmış gibi gören kafasının arkasındaki düşüncelerine rağmen, ben yine de, hür ve bağımsız yaşadığımız bu topraklar üzerinde, bizleri kutuplaştırarak düşmanlaştıran iç ve dış düşmanlara karşı, tüm aykırılıklarımıza rağmen, bir ve beraber olalım sesli temennisiyle, oradan ayrılırken, tesettürlü kardeşimin kin ve düşmanca bakışları, arkamdan devam ediyordu.
***
Bütün bu düşmanca bakışlara rağmen, 2012 yılında, 15 yaşındayken, Pakistan’da kız çocuklarının eğitim hakları için protesto düzenleyen ve Taliban tarafından başından vurulan ve 2014 yılında da Nobel Barış Ödülünü kazanan Pakistanlı kız “MALALA…”
IŞİD tarafından, defalarca tecavüze uğrayıp, büyük paralar karşılığı kendinden 40-50 yaş büyük şeyhlere satılan ve “Son Kız” olarak anılan ezidi kızı “NADYA MURAD…”
***
Ve en son İranlı “Ahlak(?) Polisleri tarafından katledilen “MAHSA AMİNİ” aklıma geldikçe, bana düşmanca tavır alan, o tesettürlü kardeşime, yaşanan bunca acılara rağmen talibanlaşmaya yol alacak düşünceleri için acıyordum.