Köşe Yazıları

Münir Ali Kara, “Kararın iptali mi”

Karasu Belediye Meclisi’nde kaçak yapılarla mücadelenin önlenmesi amacıyla bir karar alındı. Bu karar uyarınca inşaat yapacak olanlardan, beton alacaklarına ilişkin bilgi de isteniyor.
Yani inşaat yapacaksanız, ne kadar beton gideceğini, betonu nerden alacağınızı belgeliyorsunuz. Ardından da buna ilişkin belge alıyorsunuz. Aldığınız bu belge ile de taahhüt ettiğiniz sürede betonunuzu alıyorsunuz.
Karasu Belediyesi de tüm bu işlemler karşılığında sizden bir miktar para talep ediyor. Bu para ile de sistemin kurulması ve işlemesi için alınan bilgisayar programları ve kişi giderleri ödenecek (en azından başkan öyle ifade etti).
Buraya kadar sıkıntı yok. Alınacak olan meblağın küçük olduğu defalarca ifade edildi. Hangi paranın kime göre neye göre ufak ya da büyük olduğunu kıyaslayamayız. Ancak Karasu Belediye Başkanı İshak Sarı, kendilerine ilgili meslek odası tarafından gönderilen talep yazısında uygulamadan toptan vazgeçilmesi istenmiş.
Bu konuyu da araştırdık. İnşaat yapacak olanları zorlayan konu aslında para değilmiş. Söylenen meblağ gerçekten de ufakmış. (Birkaç müteahhit dışında meblağın üstünde konuşmaya değer olmadığını öğrendik.)
Ancak bu süreç içinde uğraşılan evrak işleri yorucu oluyormuş. Yani inşaat ruhsatı almış olan kişiler bile belediyeye gidip işlemleri takip etmek için birden fazla birime gitmek ve hatta katlar arasında seyahat etmek zorunda kalıyormuş.
Bunun da ortadan kaldırılması mümkün aslında. Madem bu işler bilgisayar programları üzerinden işliyor, o zaman bir de cep telefonu uygulaması yazılsın. Bu uygulama ile memurun yapacağı işlemler telefondan yapılsın, istenen belgeler de telefon üzerinden eklensin, denetlemenin ardından cep telefonuna belge gönderilsin ve kimse zahmet çekmeden bu iş halledilsin.
Elimdeki bilete de güvenemeyeceksem
Geçtiğimiz hafta Sakarya’da terminal ile ilgili bir kriz çıktı. Büyükşehir Belediyesi ile firmalar bir anlaşmazlığa düştü. Kimin haklı, kimin suçlu olduğu kısmı yargının alanı. Bizi ilgilendiren başka konular var.
Günler öncesinden biletini alıp terminale giden vatandaşlar “Seferlerimiz iptal edildi” denilerek evlerine gönderildi. Siz günler öncesinden bilet alıyorsunuz, plan yapıyorsunuz ve sonunda sizinle hiç ilgisi olmayan iki kurum anlaşamıyor diye elinizde valizlerle kala kalıyorsunuz.
Belki hastanız var, belki sevgilinize belki işinize yetişeceksiniz. Belki tatiliniz bitti kalacak yeriniz yok…
Tüm bu koşullar altında olmasanız bile planlarınızın, sizinle hiç alakası olmayan bir şekilde bozulması, üstelik birkaç gün içinde kurumlar arasındaki sorunların çözülmesi ve sizin dışınızdaki herkesin kendi işine devam edebilmesi enteresan…
Nasrettin Hoca’nın “yorgan gitti kavga bitti” demesi gibi bir şey. Neyse hayırlısı olsun.
Bir ihbarcının direnci
Fındıkçı bir arkadaşım aradı: “Filanca plakalı araç, falanca yerden üstünde firma ibaresi olmayan kamyonetlerle 36 randıman fındığı 130 liradan aldı. Şu istikamete hareket ediyor” dedi.
Ben de araştırmaya koyuldum.
Araçların fındık alma hakkı var. Vergi mükellefi olan herkes Türkiye’nin her yerinde ticaret yapabiliyor. Bunda sıkıntı yok. Aracı kolluk kuvvetleri durdursa en fazla irsaliye sorabilir. Ki irsaliye kalemle yazılan bir şey. Polis durdurduğunda ehliyet ruhsata bakana kadar yazabilir. Dolayısıyla buradan bir şey çıkmaz. Maliye durdursa kantar sağlam mı diye bakabilir. Onun dışında vergi levhası falan zaten vardır. İlçe Tarım Müdürlüğü’nden yardım istense tarım müdürlüğü personeli de bakacak, “Evet bu fındıktır” diyecek. Konu kapanacak. Zaten kolluk kuvvetleri, maliye personeli ve ilçe tarım müdürlüğü ekiplerinin üçünü aynı anda yola çıkarmak ve aynı anda da yoldan bu aracın geçmesi yeterince zor.
Adam fındığı almadan önce bu bahsettiğim kurumların denetlemeye başlamış olması lazım. O da gerçekten büyük tesadüf olur.
Demem o ki sevgili okur, iş sende bitiyor. 36 randıman fındık 130 liradan alınıyorsa, iki taraftan biri kazıklanıyordur. Adam komşu ilden kazıklanmak için gelmediyse, kendini bir kontrol et…
Kar etti mi şimdi
Teyzemin babadan kalma fındık bahçesi var. Biraz da hevesli. Ama kendi bakım yapacak durumda değil. Bu sene biraderden rica etmiş, “yerime bakıver” diye. Birader de kalem kalem yazmış. Güya giderler düşülecek, kalan da yarı yarıya paylaşılacak.
Neyse detaylı hesabı yazıp canınızı sıkmak istemiyorum da…
Hesap görülürken ortaya eksi 14 bin lira çıkmış. Birader giderler düştükten sonra kalanın yarısını alacaktı. Giderler düştükten sonra geriye -14 bin kaldığına göre birader -7 bin kazandı.
Eksiyi görmezden gelirsek bir sene için iyi para kazanmış oldu…