Keşke demeden önce

İşsizlik, aile sorunları, eğitimsizlik, çevre faktörleri gibi nedenlerle gençlerin yaşam şartları giderek ağırlaşırken, ne yazık ki kötü alışkanlıklar girdabına doğru yol alıyorlar.
10 Ağustos Çarşamba günü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Haziran 2022 dönemine ilişkin işgücü istatistiklerini yayımladı. Buna göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2022 yılı Haziran ayında 3 milyon 541 bin kişi oldu. Oransal olarak ise yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,5 iken kadınlarda yüzde 13,8 olarak tahmin edildi.
Açıklanan istatistiklere baktığımızda 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 20,4 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 16,3, kadınlarda ise yüzde 27,9 olarak tahmin edildi.
“Z” kuşağı dediğimiz genç nüfusun beşte biri işsiz dolaşıyor. İş bulabilenler de asıl mesleği yerine ne buluyorsa onu yapıyor.
***
“İşsizlik sorunu gençlerin büyük çoğunluğunda psikolojik sorunlar yaratıyor ve kötü alışkanlıklara sürüklüyor.”
Bu gençlerin büyük çoğunluğu uyuşturucu kullanıyor. İşsiz oldukları halde bu tür maddelere parayı nereden bulup veriyorlar o da ayrı bir konu tabi ki…
“Günümüzde uyuşturucu kullananların sayısı arttıkça uyuşturucu çeşidi de artıyor.”
Gençlerin en çok kullandığı uyuşturucuların başında “sentetik uyuşturucular” geliyor. Sentetik uyuşturucuların en tehlikeli yanı karşınızdaki kişinin maddeyi kullanıp kullanmadığını anlaşılmıyor. Pek çok genç bu maddeleri esrar sanarak kullanmaktadır.
Oysaki durum böyle değildir. Sentetik esrar yani bonzai, metamfetamin tamamen kimyasal bileşenlerden oluşur ve vücuda büyük derecede zarar verir. Ayrıca bu maddelerin nerede ve nasıl üretildiği bilinmediğinden vücutta kalıcı zararlar bırakabilir. Bonzai’nin en tehlikeli yönü kokusuz olmasıdır. Gençler bu maddenin bitkisel olduğunu ve dolayısıyla zararsız olduğunu düşündükleri için en azından 1 defa denemek istemektedirler. Oysa bonzai, tek kullanımda bile beyin üzerinde ciddi tahribatlara neden olan, şizofrenik özellikler kazanılmasına yol açan ciddi bir zehirdir. Çocuğunuz odasında esrar içse kokusundan bu durumu anlayabilirsiniz, fakat bonzaiyi karşınızda dahi içebilir. Bu uyuşturucu ülkemize girdiğinden beri kullanım oranı gün geçtikçe artmaktadır. Üretimi kolay olduğundan evlerde dahi üretebilmektedir. Bonzai panik atak krizlerine de sebep olabilir.
Ayrıca bonzai’nin yanı sıra toz halinde bulunan sentetik uyuşturucular da türemiştir. Bunlara “thc”, “cbh” “am” gibi kısa isimler verilmektedir. Bunlar da tütünle karıştırılarak içilen türdendir. Saklanmaları ve kullanımları kolay olduğundan son yıllarda büyük ilgi görmektedirler. Fakat bu maddeler ağır derecede bağımlılık yapar ve şizofreni hastalığını tetikler.
***
“Şimdi tüm bunları öğrendikten sonra çocuğunuzun uyuşturucu kullanıp kullanmadığını nasıl anlayacağınız konusunda endişelebilirsiniz.” Dikkat etmeniz gereken en önemli davranış biçimi huzursuzluk ve saldırganlık olmalıdır. Ayrıca hızlı kilo kaybı da buna etkendir.
“Ne yazık ki uyuşturucu mücadelesinde polisiye tedbirler yetersiz kalıyor.”
O nedenle aileler çocuklarıyla yakından ilgilenmeli, bu maddelerin zararlarını onlara hoş bir dil ile anlatmak zorundadır. Her yıl içinde, çeşitli seminerler, çalıştay gibi etkinliklerle veya broşür ilanlarıyla toplum sıkça uyarılmalı, bilgilendirilmelidir.
Şimdi aklınızdaki en büyük soru “çocuğunuzun uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığını” nasıl anlayacağınızdır.
Odasında bulduğunuz alüminyum folyo, kesilmiş pet şişe, sigara sarma kağıdı, enjektör gibi maddeler delil oluştursa da en büyük delil arkadaş çevresidir. Çocuğunuzun arkadaş çevresi aniden değiştiyse ve hareketleri eskisi gibi değilse kontrolü arttırmanız gerekmektedir.
“Ülkemizde uyuşturucu madde bağımlısı gençlerin tedavisinde devlet kurumları ne yazık ki oldukça yetersiz kalmaktadır.”
Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (AMATEM) gibi örgütler ihtiyaçlara tam olarak cevap verememektedir. Maddi durumu olmayan aileler çaresiz kalmaktadır. Madde bulamayan genç daha sonra hırsızlık, fuhuş, gasp gibi suça itilmektedir.
Geçtiğimiz cuma günü camilerde diyanetin hutbesinin ana konusu da gençlerin yaşam tarzıyla ilgiliydi. Hutbenin içeriğinde hem aileler hem de gençlere kötü alışkanlıklardan kurtulmanın tavsiyeleri yer aldı.
Bu tavsiyelere ne kadar ilgi gösterilir bilemem ama ailelerin ve gençlerin “Keşke demeden önce” önlemini önceden almak zorunluluğu vardır. Yoksa gençliğin sonu hüsrandır!