Köşe Yazıları

Kenan Tiryaki, “Ülke futbolunun başrol oyuncuları”

Konu ne hakem!
Eleştirilen kim? Hakem.
Hakaret edilen kim? Hakem.
Yazılan kim? Hakem.
Çizilen kim? Hakem.
Bütün yorumlar kimin üzerine yapılıyor? Hakemin.
Kimin üzerinden yorumcular, yazanlar çizenler para kazanıyor? Hakemin…
Daha yazılacak o kadar mevzu var ki hakemlerin üzerinden yazmaya kalksam sayfalar tutar değerli okuyucular.
Yani hakemlerin üzerinden öyle bir rant kapısı oluşturmuşlar ki bu düzen bozulacak olursa inan binlerce kişi aç kalır ülkemiz de aç…
Ne kulüp başkanlarının ne yöneticilerin ne takımların, teknik direktörlerinin, hakemlerden başka kurguladıkları bir oyun planları, bir taktikleri yok maalesef. Bizim ülkemizin futbolun da.
Birinci dakikada hakem doksanıncı dakikada hakem, ta ki haftaya yeniden oynanacak maçlar başlayıncaya kadar mevzu hakem, bu durum sürüp gidiyor…
Hiç kimse ne ortaya koydukları futbolu ne oynadıkları oyunu ne kendi oyuncularını konuşmuyorlar varsa yoksa hakem…
Hakemler kadar kafanıza taş düşsün diyeceğim ama kim atacak o taşı gökten onu da bilemiyorum.
Şöyle ahım şahım göz doldurur yahut dişe tırnağa dokunur bir futbol oynayan takım varmı desem, yüzde doksan dokuzumuz yok diyecektir bundan eminim.
İşte bu yüzden ülkemizdeki futbol kültürü gelişmiyor, futbol oyun karakteri oluşturulamıyor ve takımlarımızın oynadıkları oyun, ortaya koydukları futbol, futbol oyunundan başka her şeye benziyor inanın. Tüm bunların hepsi doğru doğru olmasına da hakemlerimiz ne yapıyorlar peki?
Ne yapacaklar her hafta bütün filimler de dizilerde yazılı ve görsel medya da hep başrol de oynamak ve o yerde kalmak için ellerinden geleni değil, yönettikleri ve çaldıkları düdükleri ile de buna göre dizayn etmekle meşguller kendilerini.
Şimdi hakemleri savunduğum için bir hayli hayır(!) duası aldığıma eminim.
Yani yazımı hakemleri savunacak şekil de kurgulamıştım ama bu haftaki Fenerbahçe maçında çalınan birinci göldeki verilen penaltı kararına ve Galatasaray maçındaki maç sıfır-sıfır iken ve Bodrum takımı gol üstüne gol kaçırıp rakibini adeta sürklase ederken, hakemin bodrum sporlu, o ana kadar sahanın en iyisi olan oyuncuya gösterdiği ikinci sarı karttan, kırmızıyı görünce bir anda nevrim döndü…
Futbolun içindeki kasıt içermeyen, bir temas sonucu meydana gelen bir olay. Ama oyuncu iyi oynuyor ve tek başına nerede ise Galatasaray’a kök söktürüyor tek başına Tabi ki tehlike oluşturuyor ve bir şekilde bertaraf edilmesi lazım… ediliyor…
Daha sonra Galatasaray kulübünün haftaya rakibi olan Eyüpsporlu üç oyuncuya, hem de üçü de kart sınırında olan üç oyuncuya ve Eyüpspor’un devamlı ilk on birin de yer alan en başarılı oyunculara çeşitli bahanelerle hakem sarı kart gösteriyor ve haftaya üçunün de bu yüzden cezalı duruma düşürülmesi akıl alacak gibi değil değerli okuyucular.
Tesadüfe bakar mısınız? Eyüp spor süper ligin en formda takımı ve uç oyuncusuna birden hem de haftaya cezalı duruma düşecek olan uç oyuncuya sarı kart gösteriliyor bak bak bak….
Bende amma komplo teorisi üretiyorum değil mi?
Bu maçları seyrettikten sonra eski bir klasman hakemi olarak dedim ki; bu işte bir bit yeniği var, değil… Deve yeniği var deve…
Bu kadar da olmaz, gerçekten olmaz. Olamaz…
Bu bahsettiğim üç maçtaki bu üç olayı TV den seyredin bakın, yazdıklarımda en küçük bir abartma ve yalan yok.
Ne Fenerbahçe’nin ilk gölündeki penaltı, penaltı, ne Galatasaray’ın maçındaki Bodrumsporlu oyuncuya gösterilen ikinci sarıdan dolayı kırmızı kart, kırmızı kart, ne de Eyüpspor’un haftaya üçünün de oynayamayacak şekilde sarı kartlardan dolayı cezalı duruma düşmeleri kabul edilebilecek durum değil.
Hakemlerimiz ısrarla başrolde kalmaya devam ediyorlar ve gündemden hiç düşmüyorlar ve bu gün ve bu yaşımda, saçım sakalım ağardıktan sonra anladım ki Türk futboluna inanılmaz derece zarar vermeye başladılar…
TFF’nin yeni başkanı ısrarla arkalarında da duruyor ama onlar “durma” dedirtecek hataları yapmaya hem de ısrarla yapmaya devam ediyorlar.
Yazı nerden nereye geldi valla bende şaşırdım ama olan biten bu….
Destek olalım derken köstek mi olduk ne?
TFF’nin hakemlik noktasında aldığı son karar çok çok olumlu. Peki o karar ne diyecek olursanız, eski yönetmeliğe göre üst klasmanda yani süper lig ve ayarı kategorilere yükselmek için beş yıl bekleme zorunluluk süresi vardı.
Şimdi o süreyi iki yıla indirdiler hatta klasman ve il hakemleri çok başarılı ise direk üst klasman alınacak ve tabi çeşitli hızlandırılmış eğitimlerden geçirilecek.
TFF başkanı ayrıca yabancı hakeme ve yabancı var hakemi getirilmesine de ısrarla karşı çıkıyor…
Peki nereye kadar?
Bana öyle geliyor ki bu performans ve bu vurdumduymazlık la çok uzun sürmeyecek bu destek.
Bekleyip göreceğiz.
Sağlık ve esenlikle…