Kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş

Efendim son dört beş yıldır bu iklim değişikliği konusunda bas bas bağırıyoruz. Her ne kadar inanmamakta inat edenler olsa da şu an üzerinde düşünmemiz gereken en önemli konulardan biri bu. Biz her ne koşulda olursa olsun bu şartlara göre tedbir almak durumundayız. Bölgemiz fındık bölgesi olduğu için önce fındığı korumak adına tedbir alıyoruz. Ama onun da sadece iklimle değil, iklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan zararlılarla mücadeleyle alakası var.
Yani bizim için iklim önemli değil, yeter ki fındığa zarar gelmesin. İyi de bugün yaşadığımız her sorunun temel nedeni zaten iklim değişikliği ve küresel ısınma değil mi? Bugün bahçelere attığınız bin bir türlü ilacın müsebbibi iklim ısındığı için başımıza bela olan Amerikan kelebeği, kahverengi kokarca gibi zararlı hayvanlar değil mi? Bugün sadece Kocaali’de 20’ye yakın mahallede yaşanan su kesintilerinin nedeni iklim değişikliği değil mi? Sadece bu hafta içerisinde Söğütlü’de, Kaynarca’da, Taraklı’da çıkan yangınların kontrol altına alınamayacak kadar büyümesinin nedeni iklimsel ısınma ve aşırı kuraklık değil mi? Bununla mücadele etmek bizim için önemli bir görev ve sorumluluk değil mi?
Ama yok. Bizde muhalif bir kesim var. Adamlar her şeye muhalif. Devlete muhalif, partiye muhalif, havaya suya muhalif. Hatta adamlar kendine bile muhalif. Neymiş efendim, küresel ısınma yokmuş. Adamlar Amerika’dan, bilmem nereden uçak kaldırıyormuş. Uçaklar uçarken gaz sıkıyormuş bulutlar gidiyormuş da yağmur yağmıyormuş. Buna inanan bir kesim var. Hadi diyelim gerçek, Amerika veya Avrupa’da herhangi bir ülkenin iklimi bu derece değiştirecek kadar gücü var. Ben de diyorum ki kelin ilacı olsa önce kendi başına sürmez mi? Madem Amerika iklimi değiştirebiliyor, o zaman neden kendi iklimini neden değiştiremedi. Her yıl kasırga yüzünden milyonlarca insan evsiz kalıyor, binlercesi ölüyor. Birkaç ay önce bir yangın çıktı, neredeyse bir ay devam etti. Bir ülke kadar arazi yok oldu. Madem iklimi değişiyorlardı neden yağmur yağdırıp yangını üç günde söndürmediler. Almanya’da sel oldu 300 kişi öldü, koskoca vilayet haritadan silindi. İki ay önce İspanya’da 250 kişi öldü, adamlar az kalsın iktidarı deviriyorlardı. İtalya’da, Yunanistan’da, Fransa’da yangın çıktı ellerini kıpırdatamadılar. Hani bunlar iklim değiştirecek kadar güçlüydü.
Her neyse bir şeye muhalif olmak doğru ve haklı bir şeydir ama Allah’ın gücüne kudretine muhalif olursan o da sana şirk koşmaman gerektiğini öğretir.
Geldiğimiz noktada her tarafımız riskli hale geldi. Birkaç gün öncesine kadar televizyondan izliyorduk orada burada yangın çıkmış diye. ‘Allah yardım etsin’ deyip geçiyorduk. Şimdi Burnumuzun dibinde Taraklı’da yangın var. Yarın bir gün bizim de bundan nasibimizi almayacağımızın hiçbir garantisi yok. Ama kaymakamlık olur, ama belediye olur mutlak suretle bir an önce harekete geçmemiz lazım. Acil durum tedbirlerimizi almamız lazım. Böyle savsaklamakla hiçbir yere varamayız.
Geçen Cumartesi günü Orman İşletme odun dağıtıyordu. Dağıtım yeri Çamdağı’nda Mollahasan tarafındaydı. Az buçuk çevremi kontrol ettim. Arazi çok büyük ve çok engebeli. Yol desen neredeyse yok gibi. Hani en fazla yüzde beşlik bir bölümüne erişilebilir. Allah korusun bir yangın da Çamdağı’nda çıkacak olursa en az on mahalle haritadan silinir.
Bir an önce orman iç yolların açılması lazım. Bir an önce acil durum kaptajlarının yapılması lazım. Bir an önce ekipman tedariki ve gönüllü kadrolaşmanın yapılması lazım. Aksi halde tekrar söylüyorum ‘Allah korusun’ başımıza en ufak bir hadise gelse altından kalkamayız. Sağlıkla kalın…