Köşe Yazıları

Karasu’da topraklarımıza çökenler

 

Son günlerde, kamusal haklardan yansız ve tarafsız hukuktan yana olan, görsel ve yazılı basından takip ettiğim ülke gündemi kara para aklayıcılığı yaparken çevresiyle birlikte bürokraside görev yapanları ağlarına takan (hayırsever pozlardaki) Sezgin Baran Korkmaz… 

Yine, yüksek tepelerden aldıkları güçle otel basarak korku salan sonrada mala çöken C. E…

Yine, devletin güçlü makamlarının haberdarı olarak kurdukları tezgah ile söğüşledikleri milyonlarla, Fetö Borsası kurduğu iddiasıyla, güpegündüz, sivil giyimli devlet görevlileri tarafından, İzmir’de katledilen AKEPE İl Başkan Yardımcısı Sakaryalı İşadamı Ahmet Kurtuluş…

Ve yine beraber yürüdüğü devlet ve partili yandaşlarınca, kendisine yapılan kalleşliği içine sindiremeyip tüm kirli çamaşırları ortaya döken, ispatlı delilli ifşaatlarıyla, yıkayıcı-paklayıcı özelliğiyle, ezilen-horlanan gönüllerde taht kurarak hep gündemde olan mafya lideri Sedat Peker…

Ve en güncel olarak da “Az sonra, bomba haber” alt yazılarıyla yüksek kar vaadiyle 132 bin kişiyi dolandırıp, (Eski parayla) bir katrilyon lirayla yurt dışına kaçan ve Brezilya’da teslim olan, “Tosuncuk” lakaplı Mehmet Aydın gündemi, beni AKEPE iktidarı ile oynanan büyük oyunlarda tıpkı, susan susturulan Türk toplumu gibi konuşmayan, gemisini yürüten kaptan, anlayışındaki Karasu halkı üzerinde, düşünmeye sevk etti…

***

Deniz kıyısı bakir alanları, liman gibi coğrafi avantajlarıyla ağzı sulanan AKEPE destekli birkaç yandaş iş adamıyla, milyonlarca metre kare miktarındaki yağmalanan Karasu’daki bakir alanlarımız aklıma geliyor…

***

Türkiye gündemine oturan, yağmalamalar örneği Karasu’da yaşanıyor da ne arka sayfaları, “bayram mesajlarım yayınlansın” diye, yıllık ödemesini peşin ödeyerek susturduğu, “bazı basın organları”, ne de Karasu’da 5 yıl görev yaptıktan sonra, tayin olup giden Kaymakama sorduğum; “Kaymakam Bey, Karasu’yu, insanını nasıl görüyorsunuz” soruma; “Karasu’da insanlar kendilerini kiracı gibi görüyorlar” diyerek tamamladığı ve bu sebeple “nemelazımcı bir tavır” düşüncesinde olan halk ve buna paralel, sağlıksız temeli olmayan Sivil Toplum Kuruluşları bütün bu yağmalara seyirci durumunda…

***

Tıpkı, tabaklarda artan döner parçalarını, yarım ekmek arası yaparak, pazarda çalışan garibana ucuza satan ve iş hayatındaki başarıyı bu anlayışla yakaladığını anlatırken, dinleyenlerce hararetle alkışlanan SBK gibi Karasu’da da, AKEPE süreciyle birlikte, çek-senet tahsilatı, kabadayılık gibi hünerleriyle ve bunlara alkış tutan bir kısım halkla, Karasu’daki yağmalamaya ses çıkarmıyor…

***

Türkiye’de yer yerinden oynuyor, 500 bin metrekarelik kısmı köylüye ait, toplam iki milyon metrekare, deniz kıyısındaki bakir alanlar, AKEPE Genel Başkanı Erdoğan destekli, Ethem Sancak’a verilirken, “çıt” çıkmıyor, Karasu’da…

***

1.5 milyar değerindeki BMC’yi, TMSF denilen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun elinden, 750 milyon gibi ölü değerle ele geçiren Ethem Sancak, 2 milyon metrekare içerisinde, kamulaştırma bedeli devlet tarafından ödenen 500 bin metrekaresi köylüye ait alanla birlikte, cebinden kuruş çıkmadan Karasu’daki bu bakir alanlara çöküyor…

***

60 milyon maliyetli altyapı hizmetleri ve 500 bin metrekare köylüye ait  toprakların kamulaştırma bedelinin devlet kasasından ödenmesi sonrası 480 milyon dolar bedelle, yine işadamı Tosyalı Holdinge satarak ortadan kaybolmasını öğrenmeme rağmen ve çeşitli platformlarda bu peşkeşi Karasu’da anlatmama rağmen yine “Tıs” yok Karasu’da…

(7.5 yıl mahpus yatan, ara sıra yazılarımda “Sarı Öküz” nitelemesi ile onur abidesi olarak anlatmaya çalıştığım yürekli Karasulu arkadaşım hariç)…

Son söz olarak; Nasıl ki, bedava kömür alan, belediyesindeki rüşvet mekanizmasına sessiz kalıyorsa, otelinde bedava kalan gazeteci, o işadamının kamu bankasına ödenmeyen kredisini yazamayacağı gibi, oğlunu torpille işe yerleştiren de, ihaleler yoluyla haksız zenginleşmelere karşı sessiz kalır…

***

Yani bugün 19 yıldan beri aralıksız iktidar olan AKEPE, üretim yerine paradan para kazanmanın egemen olduğu “Hırsızlık ve yağma düzenini” bizlere bırakmış… Kamucu yerine özelci anlayışı egemen kılan AKEPE düzeninde eller başkasının cebindedir…

***

Zaten AKEPE’nin yan bahçesi, Diyanetin yayınladığı fetvada, “Bir kadın kendisine yeterince para vermeyen kocasının cebinden, habersizce para alabilir” diyerek bu yağma ve talan düzenini meşrulaştırmıyor mu?

***

Karasu’da da ayyuka çıkan belediyedeki yolsuzluk iddialarına rağmen “Halkımızın” ses çıkarmayarak açık ara oy farkıyla AKEPE’yi tekrar seçmesi ve yağmalanan milyonlarca metrekare topraklarına bir tepki göstermeyip hatta alkışlaması, tıpkı SBK‘ler, otel basanlar, Fetö borsası kuranlar, tosuncuklar ve mala çökenler gibi kurulan bu sistemin çıktısıdır…