Hak alırken hak yememek

Malumunuz Kocaali’de son dönemin sıkça konuşulan konularından biri ara yollardaki sorunlar. Şu an civar mahallelerde özellikle de yeni açılan yerleşim alanlarında yol sorunu vatandaşın mustarip olduğu sıkıntıların başında geliyor. Her ne kadar bundan önceki dönemde yol çalışmalarına azami gayret gösterilse de bu sorun hep vardı. Şimdilerde de devam ediyor.
Geçtiğimiz on beş yıllık dönemde Ahmet başkan da yol konusunda ciddi sıkıntılar yaşamıştı. 2024’ün ilk aylarına girdiğimizde Ahmet başkan bunu sıkça gündeme getirmişti. Son meclis toplantılarında kendi döneminde yapılan çalışmaları ve devam eden işleri anlatırken yol konusunda kullandığı bir cümleyi özellikle manşete taşımıştım. Demişti ki “Kocaali Belediyesi’nin gelirinin neredeyse yarısından fazlası yol işlerine gidiyor. Bundan sonraki dönemde de en az dört beş yıl daha aslan payı yine yol hizmetlerinin olacak” Burası gerçekten önemliydi.
Nitekim Ahmet başkanın söylediği gibi de oldu. Geçtiğimiz günlerde Kocaali Belediyesi bir yıllık performans raporu hazırladı ve paylaştı. Yine Turan başkan geçtiğimiz Cumartesi günü katıldığı bir programda bu konunun altını özellikle çizdi. Şu ana dek ilçe merkezinde 12 kilometrelik asfalt çalışması tamamlandı. Maddi karşılığı yaklaşık 50 Milyon Lira. Merkezde ve kırsal mahallelerde 15 kilometrenin üzerinde beton yol çalışması vatandaş belediye işbirliği ile tamamlandı. Bu biraz daha uygun olduğu için maddi karşılığı öyle tahmin ediyorum ki 25 Milyon Lira civarındadır. Bu sadece yolun kullanılır hale gelmesi için harcanan para. Bunun bir de çevre düzenleme, aydınlatma, drenaj gibi giderleri de var. Yine geçen Salı günü yapılan meclis toplantısında yol işlerinde kullanılmak üzere İller Bankası’ndan 10 Milyon Liralık bir kaynak kullanımı için yetki alındı. Sadece şuraya kadar bakacak olursak son bir yıllık süreçte yol ve çevre düzenlemeleri için harcanan para ilave işlerle birlikte neredeyse 100 Milyon Lira. Yani aslan payı hala yol işlerinin.
Peki, bu kadar yatırım yapıldı da sorun çözüldü mü? Elbette ki hayır. Kocaali’de hala ismi konulduğu halde kullanımda olmayan cadde ve sokaklar var. Yayla Mahallesi’nin sahil kesimi, Alandere Mahallesi’nin sahil kesimi ve Kadıköprü’ye doğru uzanan hatta imar işleri halen bitmediği için planda görünen ama fiilen olmayan sayısız sokak var. İmar işleri bitip yapılaşma belirli bir seviyeye gelmeye başladığında onlar da peyderpey açılmış olacak.
Tabi vatandaş konuyu kendi penceresinden değerlendirdiği için bazı noktalarda kopukluk oluyor. Önceki ay medyana gelen şiddetli yağışlardan sonra hem sosyal medyada denk geldim hem de sokakta birebir şahit oldum. Sahil kesiminden biri dedi ki “Yan sokağı asfaltladılar ama bizim sokağı yapmadılar”. Bir diğeri biraz daha popülist yaklaşmış konuya. “Efendim onların oturduğu sokakta az oy çıkmış da o yüzden yapılmamış” Bir başkası da diyor ki, onların yan sokağında iktidar cenahından bir siyasetçi oturuyormuş o yüzden sokağı asfaltlanmış ama kendisinin oturduğu sokak asfalt olmamış. Böyle konuşanlara söylediğim söz şu oluyor. Bu işi madem siyasetle, oyla bağdaştırıyorsunuz o zaman bir de şöyle bakalım. Son seçimde 17616 oy geçerli sayıldı. 5851 oy iktidar partisine 11765 oy da muhalif adaylara çıktı. Yani iktidara çıkan oyun iki katından 63 fazla. Bu şu demek, ilçenin üçte ikisi mevcut yönetime oy vermedi. Bunu sizin istediğiniz yere çekersek belediyenin, yapılan her sokakta kendisine oy vermeyen üçte ikilik kesime hizmet getirdiği anlamına gelir ki o zaman da sizin teziniz boşa çıkar.
Her neyse daha önce birçok kez yazdık. Diyorsunuz ki “100 metrelik sokak, belediye bir kepçe göndersin, iki kamyon da asfalt dökülsün olur biter”. Yok, kardeşim o iş öyle söylediğiniz kadar bir kepçe bir kamyonla halledilecek iş değil. Her şeyden önce o sokaktaki inşaat işleri belirli bir oranda bitmiş olacak ki asfalt atabilesin. Yoksa yapılan her inşaatta yok su geçecek, kanalizasyon geçecek, doğalgaz geçecek diye asfaltı paramparça edersin. Yaptığın bütün iş harcadığını para, emek çöp olur gider. Az değil bir yılda yaklaşık 100 Milyon gibi bir paradan bahsediyoruz. Az buz değil ve bu hepimizin cebinden gidiyor. Vatandaş olarak hizmet istemek en tabi hakkımız ama bunu düşünürken biraz ince eleyip sık dokumak lazım. Hizmet alacağız dereken öteki taraftan ziyana kapı açarsak doğru olmaz. Hakkımızı ararken kul hakkı yersek olmaz. Olursa ‘haram’ denir.
Sağlıkla kalın…