Geceyle gündüzü ayırt edemeyenler

Geceyle gündüzü ayırt edemeyenler

Değerli okuyucular;

“Dinimize” göre geceler dinlenme, gündüzler ise faaliyet ve iş güç zamanı. Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’de aynen böyle buyuruyor Yüce Tanrı.

Bir ayeti kerimede “O, dinlenmeniz için geceyi, gündüzü de aydınlatıcı olarak sizin için yaratmıştır, Şüphesiz işitebilen bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır.” (Yunus Suresi, 67)

Şimdi bazı okuyucularım alttaki bölümleri okumadan hemen önyargıyla hareket ederek siyaset, spor şimdi de dini konulara el attı diye düşünecekler. Varsın düşünsünler. Düşünmenin zararı yok ama faydası var, ufku açar en azından. Hele hele bu günlerde akla ve bilime çok daha fazla ve düşünceyle tamamlamaya ihtiyacımız varken…

Kuran’ı anlayarak okuyan insanlar, bu sistemi incelediğinde, insan metabolizmasının geceleri uyumaya ve dinlenmeye, gündüzleri ise çalışmaya ve faaliyet yapmaya ayarlı bir biçimde işlediğini görürler.

Geceleri, karanlığın etkisi ile beyindeki epifiz bezinin harekete geçtiği ve vücudun, uyku düzenini ayarlayan doğal bir madde olan melatonin salgılayarak uykuyu oluşturduğu bilimsel bir gerçektir. Bu duruma ek olarak gece saatlerinde beyin fonksiyonları yavaşlar ve vücut ısısı da düşer. Vücudun karanlığa karşı verdiği tüm bu tepkiler, kişinin üretiminin ve veriminin belli bir oranda düşmesine neden olur.

Gün ışığıyla birlikte ise vücut ısısının arttığını ve beyin fonksiyonlarının da en üst seviyeye ulaştığını görürüz. Bu da kişinin uyanıklığını, dikkatini ve verimini olumlu yönde etkileyecek bir faktördür.

Gelelim kendi alanımız olan futbol oyununa 2021 yılsonu itibarıyla, Türkiye nüfusu 84 milyon 680 bin 273 kişi iken bunun 22 milyon 738 bin 300’ünü çocuklar oluşturur.

Bu kadar devasa çocuk potansiyeline sahip Güzel Ülkemiz de yıllardır geceyle gündüz karışmış durumda, çocuklar yarasaya baykuşa dönmüş haldeler. Bu durumdan, etkili ve yetkililerin haberleri, var da yok.

Yıllardır soruyoruz;  Aile Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Gençlik Spor Bakanı bu ülkenin geleceği dediğimiz çocukları gündüz gözüyle ama spor ama kültürel faaliyetler ama birçok sosyal aktiviteler olarak hayatın içine katmak bu kadar çok mu zor?

Keşke üç boğaz köprüsü yapılmayıverseydi de okul sayısı, spor alanları, park bahçeler, sosyal donatılar yapılsaydı. Çocuklar öğleye kadar akademik eğitimi öğleden sonrada hayata dair ne varsa her çocuğun ilgi alanına ve becerisine dönük faaliyetlerin içine çocuklarımızı gündüz gözüyle olsaydı. Normal  bir insan gibi gelişip vatana millete hayırlı olumlu faydalı bireyler olsalardı.

Karanlığa çocukları mahkum ederek İnsanın insan olma ayarlarıyla oynamanın ne alemi var.

Beyler! Bizler insanız haberiniz varmı? Geceleyin yaşayan avlanan o bir kısım “hayvan” türlerinden değiliz.

İnsan, yukarıda belirttiğim gibi gece istirahat ve uyku, gündüzleri faaliyet olarak uygulaması  gerekir. Biz bu doğallığı bozduğumuzdan ülkemizdeki hem akademik alanda hem sportif alanda Dünya ölçeğindeki durumumuz ortadadır.

Yıllardır bir çok kesimin bilmesine rağmen, tüketilen enerji sarfiyatıyla, bir çok okul ve fiziksel sosyal donatılar yapılabilir çocuklarda gündüz iyi planlamayla hem akademik hem sportif eğitim yapabilirdi.

Bu çağda bu eziyet çocuklarımıza yapılmamalı ve derhal aklı selim yaklaşım ile “yarasalaşan ve baykuşlaşan” bu ucube uygulamaya ve işleyişe dur denmeli.

Tabi bu yazdıklarımız yine havanda su döğmeye benzeyecek ve hiç bir yetkilinin umuruna gelmeyecek. Onların derdi çocuklarımızın sağlıkları, akademik yapıları, spor ve sosyal etkinlik kazandırılıp “insan” gibi insan yetişmelerini sağlamak değil ki.

Onların derdi Ortadoğu ülkeleri ile ilişkiler ve saat farkının aynı olması. Medeniyet! Orda ya onun için o çağdaşlıktan! Ve medeniyetten geri kalmamak lazım değil mi!

Ondan sonra Türk sporu neden ilerleyemiyor, Milli Takım neden Dünya Kupası’nda yok, olimpiyatlarda niye başarılı olamıyoruz falan filan safsataları.

Başarının önündeki en büyük engel gece ile gündüzü birbirinden ayırt edemeyen akıldan bilimden ehliyetten liyakatten ve adaletten yoksun yöneticilerdir efendim.

Bunu herkes biliyor ama dillendiremiyor maalesef.

Sağlıcakla kalın selam ve dua ile…