Manşet

Fındık değerini bulmalı

Fındığın için stratejik tarım ürünü konumunda olduğunu hatırlatan Karasu Ziraat Odası Başkanı Selami Arık, “Dünyada tartışmasız en kaliteli ve en çok fındık üreten ülke Türkiye. Bu konumdaki bir ülkenin, bu nitelikteki bir ürünü kaderine terk etmesi düşünülemez. Bu nedenle devletin bir şekilde piyasada olması gerekir” dedi. Selami Arık, Münir Ali Kara’nın sorularını yanıtladı.
Öncelikle meslek kuruluşlarına yöneltilen eleştiriden başlamak istiyorum. Herkesin aklındaki soruyu yönelteyim, Ziraat Odası ne iş yapar? Çiftçiden para almak için oluşturulmuş bir kuruluş olduğunuza yönelik eleştirilere ne diyorsunuz?
Ziraat Odaları Anayasa’nın 135. Maddesi kapsamında 6964 Sayılı Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Kanunu ile kurulmuş, çiftçilik mesleğini fiilen yürüten gerçek ve tüzel kişilerin anayasal meslek kuruluşudur. Ziraat Odası, çiftçinin yararına olacak üretim politikalarını oluşturmak ve uygulamaları takip etmek noktasında yetkilidir. Sadece üretici açısından değil, ülke içindeki tarımın devamlılığı bakımından da çok önemli bir görev icra etmektedir. Bu manada tarımsal üretimin öngörülebilirliği sağlanmakta, ülkenin tarımsal geleceği de şekillenmektedir. Ziraat Odalarının çiftçiden aldığı aidat, yaptığı işle kıyaslandığında çok düşük kalmaktadır. Kurumsal işleyişin sağlanması adına çiftçilerimizin vermiş oldukları bedeller çok düşük seviyelerdedir. Ancak çiftçilerimizin verdikleri her kuruşun hesabını sormasını da sağlıklı buluyoruz. Bu da kurumun işlerliği açısından büyük önem arz etmektedir. Biz görev yaparken çiftçimizin bize ödediği paranın gerçek alın teri olduğunu biliyor ve buna göre hareket ediyoruz.
Ziraat Odası şeffaf idare ediliyor mu?
Biz yönetime geldiğimiz günden bu yana özellikle bu konuya dikkat ettik. Bizden önceki dönemlerde yapılan hatalara düşmemek için özel ihtimam gösterdik. Aylık toplantılarımızı düzenli olarak gerçekleştirmenin ötesinde, faaliyet ve hesap cetvellerimizi de tüm delegelerimizin görebilmesine imkan sağladık. Üstelik delegelerin bilgilenmesi için toplantıya katılması da gerekmiyor. Dileyen delegemiz hesap ve faaliyet raporunu dilediğinde görebiliyor.
Gelelim asıl derdimize. Fındık fiyatları ne olacak? Ya da siz ne olmasını öngörüyorsunuz?
Ben kendim de bir fındık üreticisiyim. Fındığın değerini, harcanan emeğin karşılığını en iyi bilen kişilerden biriyim. Fındık fiyatının hesaplanmasında farklı argümanlar uygulanmaktadır. Geçtiğimiz yıl toplumun her kesiminden vatandaş ile fındık fiyatı beklentisine ilişkin görüşme yaptık. Yaklaşık 200 kişi ile yaptığımız görüşmelerin ortalamasını aldığımızda bölgedeki fiyat beklentisi şekillenmişti. Geçtiğimiz sene Karasu’daki çiftçi beklentisi 98-100 lira civarında olmuştu. Şimdi de benzer bir kamuoyu yoklaması yapıyoruz. Fındık fiyatının belirlenmesinde çeşitli bileşenler etkin oluyor. Bunların başında girdi maliyetleri yer alıyor. Mazot, gübre ve işçi maliyetleri hesap ediliyor. Bunun yanı sıra rekolte tahmini de bu konuda büyük önem taşıyor. Elbette ilgili meslek kuruluşlarından da görüş alınıyor. Biz de üreticimizin hakkını koruyacak gerçekçi fiyat teklifimizi açıklıyoruz. Buna göre bir fiyat belirleniyor. Aklımızdaki fiyatı şimdi söylemek istemiyorum ama çiftçimizin gönlünden geçen bizim de gönlümüzden geçiyor.
Devlet eliyle fındık alınması politikasına nasıl bakıyorsunuz?
Fındık Türkiye için stratejik tarım ürünü konumunda. Dünyada tartışmasız en kaliteli ve en çok fındık üreten ülke Türkiye. Bu konumdaki bir ülkenin, bu nitelikteki bir ürünü kaderine terk etmesi düşünülemez. Bu nedenle devletin bir şekilde piyasada olması gerekir.
TMO geçen sene yeterli fındık alımı yaptı mı?
TMO’nun fındık alımı yapmasından daha önemli bir görevi var. Piyasada çiftçinin sigortası konumunda. TMO piyasada olmazsa çiftçi kendi kaderine terk edilmiş olur. Gönül ister ki TMO değil de çiftçinin kendi kuruluşu olan Fiskobirlik devlet tarafından desteklensin. Böyle olursa hem var olan depolar hem de yetişmiş kadrolar işletilebilir. Fiskobirlik’in yeniden ayağa kaldırılması gönlümüzden geçiyor. Ancak Fiskobirlik aracılığı ile olmasa bile TMO eli ile devletin müdahale alımı yapması gerekir.
Fiskobirlik demişken, Fiskobirlik Genel Başkanı Lütfi Bayraktar’ın iktidar partisinin milletvekili olmasının fındık üreticisine bir etkisi olur mu?
Bu bölgedeki vatandaşlar, özellikle fındık üreticileri Lütfi Bayraktar ismini görünce Ak Parti listesine daha kolay oy verdi. Lütfi Bayraktar isminin Ak Parti listesinde yer alması, fındık üreticisinde doğal bir beklenti oluşturmaktadır. Bu beklentinin geçtiğimiz dönem karşılanmamış olması, Lütfi Bey’in ilk yılı olması ile ilişkilendirildi. Ancak bu yıl fındık üreticisi Lütfi Bayraktar’dan çok şey bekliyor. Biz Sayın Bayraktar’ın bu beklentinin farkında olduğunu da biliyoruz. Kendisi de bir fındık üreticisi olan Bayraktar’ın fındıkçının haklarını koruyacağına inanıyoruz.
Fındık fiyatlarının bilinçli bir şekilde düşük tutulduğu ya da piyasanın manipüle edildiği doğru mu? Size de bu şekilde söylentiler geliyor mu?
Bu kanaat zaman zaman bizde de oluşuyor. Ticareti insafsızca yapanlar, çiftçinin alın terini sömürmekte bir beis görmüyor. Fındık fiyatlarının bilinçli bir şekilde düşük tutulduğunu düşünüyoruz. Üreticiler bu konuda endişeleniyor. Fiyatlar sıklıkla istenilen seviyelere çıkmıyor. TMO belirlediği taban fiyatın üzerinde dolaşan rakamlar endişeye neden oluyor. Düşüşlerin bilinçli yapıldığı, bazı aktörlerin fiyatları manipüle ettiği kulağımıza geliyor. Şu anda fındık hak ettiği değerde değil. Hasat döneminde fiyatın çok iyi olması gerekir. Fındıkta, alavere dalavere başladı. Fındık toplanmış ve pazara inmiş gibi bir hava estiriliyor. Fındık üreticisi bu oyunu bozmalı. Avans ve emanet olayı kesinlikle ortadan kalkmalı. Fındığın maliyeti her yıl daha da artıyor. Geride kalan yıllarda küçük bahçesi olanlar fındığını toplamamayı tercih etti. Bunun yaygınlaşması durumunda fındık pazarındaki ülke gücümüz elimizden gidebilir.
Fındık işçi fiyatları ne olur bu sene?
Fındık üretiminde en büyük maliyeti işçilik almaktadır. İşçilik hesaplaması da bellidir. 2010 yılında devlet tarafından verilen taban fiyat aslında yol gösterici konumunda. Bu da asgari ücretin 1/30’u civarında. Bu taban fiyatın üstünde ödeme yapılmasında bir sakınca yok. Ancak illa üstünde fiyat verilecek diye üreticinin mağdur edilmesi de bu işin suiistimal edilmesi söz konusu olmamalı. Şimdiden bölgeye gelen dayı başları işçi alacak fındık üreticileri ile pazarlık ediyor. İşçi fiyatını şekillendirmeye çalışıyor. Bu kişilerin işçi hakları kadar çiftçi haklarını da gözetmesi gerekiyor. Çiftçilerimizin işçi piyasasının oluşmasında etkin rol oynaması gerektiğini düşünüyoruz.
Fındık hastalıkları ve ilaçlama konusunda çiftçilerimizi ne gibi tehlikeler bekliyor?
Fındık aslında sürekli bakım isteyen bir bitki. Zaten bu konuda sizin de aracılığınızda Odamız Yüksek Ziraat Mühendisi Serap Vildan Ersoy, her hafta bilgilendirme yapıyor. Beyaz Amerikan kelebeğinin fındık üzerindeki tehdidi devam ediyor. Geçtiğimiz yıl bu canlının zarar verememesinin asıl nedeni hava koşullarının elverişli olmaması oldu. Bir nevi Allah üreticiyi korudu. Ancak bu canlının zarar vermemesi için çiftçimizin mücadeleden vazgeçmemesi gerekir. Yine kahverengi kokarca böceği de fındık için tehdit konumunda. Bununla da mücadele edilmesi lazım. Ancak bu mücadeleler yapılırken fındığa zarar verilmemesi de son derece büyük önem taşıyor. Mahsule zarar vermeden zararlı canlılarla mücadele ancak uzmanlardan alınacak yardımla mümkün olacaktır. Bu konuda da odamızın tüm personeli çiftçilerimizin yanında yer almaktadır.
Çiftçilerimize söylemek istediğiniz ne var?
Çiftçilik dünyanın en önemli mesleği. Bunu özellikle pandemi döneminde gördük. Tarlada izi olmayanın sofrada yüzü olmaz. Çiftçilerimizin alın terinin karşılığını alması için Ziraat Odaları olarak elimizden geleni yapıyoruz. Çiftçilerimizin haklarının korunması için verdiğimiz mücadele de sürecek. Tüm çiftçilerimize bereketli bir sezon diliyorum.