Köşe Yazıları

Erman Cinasoğlu, “Özlemişiz”

Geçtiğimiz hafta yazmıştık. Her ne kadar dışarıdan bakıldığında basit gibi görünse de bu festival konser vesaire gibi işler öyle sanıldığı kadar basit işler değil. İğneden ipliğe hemen her şeyin bir planı hesabı kitabı yapılıyor. Çok büyük emek, çok büyük uğraş ve aynı zamanda ciddi bir maddi külfet de gerektiriyor. Biz geçtiğimiz hafta sonu az önce bahsettiğim gibi kolay olmayan bir işin üstesinden geldik. Üç gün boyunca dolu dolu geçen Turizm Fındık Festivali tıpkı eskiden olduğu gibi yine ve yeniden ilçenin marka değeri olabileceğini gösterdi.
Üç gün boyunca her gece konser alanındaydım ve etrafı basıncı gözüyle incelemeye çalıştım. İlk gece hava muhalefetinden dolayı biraz sıkıntı yaşadık. Ama bana festivalin en güzel yeri neresiydi diye sorarsanız, Kürşat Gürel’in sahnesi sırasında yağmurun patladığı zaman dilimiydi diyebilirim. Saat gece 11’e geliyordu. Sahnenin bitmesine hemen hemen 20 dakika kadar vardı. Ve bardaktan boşanır gibi yağmur yağıyordu. Her ne kadar kendimi korumaya çalışsam da alanı terk etmedim. Etrafta neler olduğunu gözlemlemeye çalıştım. Ve asıl değerli olan şeyi orada gördüm.
O kadar yağmur yağmasına rağmen, üstlerinde kuru hiçbir eşyası kalmadığı halde sanatçının şarkısına eşlik eden Kocaali gençleri bir yandan da halka kurmuş horon oynuyordu. Yaşça çok büyük insanları da gördüm. Bebek arabasına koyduğu küçücük yavrunun üstünü ıslanmasın diye montla kapatıp yağmur altında konseri ve gençleri izleyen kadınları gördüm. İşte asıl güzel olan buydu benim için. İsteyen herkes yağmur başlarken orayı boşaltıp gidebilirdi. Geride sahne çalışanlarından başka hiç kimse de kalmazdı ama öyle olmadı. Neredeyse bin kişilik bir grup, sanatçı konserini bitirip sahneyi terk edene kadar oradan ayrılmadı. Sanatçıyı ve ekibini yalnız bırakmadı. İşte bu Kocaali gençlerinin ve Kocaali insanının emeğe ne kadar saygı duyduğunu en net şekilde gösteren büyük bir tabloydu.
Tabi hemen hemen her şeyde olduğu gibi bunda da bazı polemiklere girenleri de gördüm. Kaç kişi gelmiş kaç kişi gitmiş gibi hesaplar üzerinden tartışanlara tanık oldum. Ben konserin son iki gecesini sahneye yakın ve oldukça yüksek bir yerde durarak izledim. Alanda yaklaşık sekiz bin kişi vardı. Üç günde de alana toplam giriş yaklaşık yirmi bin civarında gerçekleşti. Bu bizim için oldukça büyük bir rakam. Sayının böyle yüksek olması insanların bu gibi organizasyonlara ne kadar kıymet verdiğini açık şekilde gösteriyor.
Gençlerimizin hemen her şarkıya coşkuyla eşlik etmeleri, sahnedeki sanatçıyı sürekli olarak canlı tutmaları, sürekli olarak sanatçıyla iletişim halinde olmaları bambaşka bir araştırma konusu. Biz bunu çok iyi yaptık. İnsanların yüzlerindeki huzur ve mutluluk ifadesi bu festivali ne kadar özlediğimizin bir göstergesiydi aynı zamanda. Ben bunu görüştüğüm herkesten duydum. Bütün ilçe üç gün süren şölenden memnun.
Ben de işim gereği çevre ilçelerde olan organizasyonları az çok takip eden ve bunların ne kadar büyük getirisi olduğunu iyi bilen biri olarak çok büyük bir işin altından alnımızın akıyla çıktığımızı düşünüyorum. Ve bir kez daha Sefa Barış, Taner Konyalı, Tanju Konyalı ve Emrah Akyüz kardeşlerim başta olmak üzere, Belediye Başkanı Turan Yüzücü’ye, Başkan Yardımcısı Mehmet Abay’a, destek veren tüm ilçe esnaflarımıza, alanın fenni işlerinden sorumlu belediye çalışanlarımıza, tüm güvenlik güçlerimize, sağlık çalışanlarımıza tüm ilçe halkı adına canı gönülden teşekkür ediyorum. İlçemizin sanat değeri Umut Berberoğlu ve Deniz Kara başta olmak üzere Kocaali’yi şenlendiren Kürşat Gürel’e, Murat Kekilli’ye, Tanju Topal ve Selçuk Balcı’ya canı gönülden teşekkür ediyorum. Bu ülkenin sizler gibi koca yürekli sanatçılara ihtiyacı var. Ve bekliyoruz, biz şimdiden hazırız, yine gelin… Sağlıkla kalın