Köşe Yazıları

Erman Cinasoğlu, “İlk defa”

İlk defa

Yerel seçim sürecinde şu günlerin en çok üzerinde durulan ve merak edilen hadisesi, son iki aydır olduğu gibi hiç şüphesiz Ak Partinin adaylarını netleştirmesi. Daha önce de demiştik evet sahada adaylığı kesinleşen isimler var ama özellikle sağ seçmen en çok ak Partiyi merak ediyor ve bekliyor. Aday netleştikten sonra da oy dağılımı az çok şekillenmeye başlayacak.

Sadece seçmen değil tabi. Şu an aday açıklamayan diğer muhalefet partileri de, uzayan parti içi görüşme ve istişare süreçlerini saymazsak Ak Parti’nin adayını bekliyor. İsimlerin açıklanması hemen herkesin yegane meselesi ve bu süreç çok şükür geçtiğimiz hafta sonu başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 26 belediye başkan adayını açıklayarak Ak Parti için sahadaki süreci resmen başlattı. Sıra diğerlerinde, darısı başımıza diyelim.

Ak Parti’de sürecin uzamasının hem birçok sebebi var hem de olumlu olumsuz birçok karşılığı olacak. Bunlardan birincisi yola erken çıkan adayların şu ana dek ciddi bir potansiyel elde etmiş olmaları. Mesela Kocaali’de hemen hemen iki buçuk ay önce sahaya inen Recep Erdoğan gibi, adaylığı netleştikten sonra uzun süre bekleyip ardından patlama yapan Kemal Din gibi. Daha önce bu iki isme dair sahadaki bakışı ve karşılaşabilecekleri durumları yazdığım için şimdi tekrar etmek istemiyorum. Bir diğer etkisi ise adayların saha çalışmaları için ayıracakları zamanın kısıtlı olması. Kaldı ki bunun ciddi bir bölümü Ramazan ayı içerisinde gerçekleşecek. Adaylar için oradaki en büyük avantaj ise, iftar organizasyonları düzenlemek olacak. Bu arada biz de sanırım Ramazan ayını iftardan iftara koşturarak geçireceğiz.

Her neyse gelelim işin karşı boyutuna. Cumhur ittifakının ortağı MHP daha önce sürece ilişkin net bir açıklama yapmış biz de haber olarak yer vermiştik. Zaten, Mayıs seçimlerinde milletvekili adayı olan Hüseyin Ekşi ile yol yürüyebileceklerini, ittifak olmaz da, seçime tek başına girmeleri halinde Kocaali’de dengeleri değiştirebileceklerini, hatta kazanabileceklerini açıkça söylemişlerdi. Hatta uzunca bir süre bunun için ısrarcı ve beklenti halinde de oldular. Ancak son dönemde gelen kulis bilgileri ve teşkilatlar arası görüşmeler, onlarda da ittifak ihtimalinin daha güçlü şekilde kabullenilmesine neden oldu. Ak Parti bu gün nasıl bekliyorsa MHP de aynı şekilde aynı ismi bekliyor.

Muhalefet kanadında ise daha doğrusu önceki seçimlerin Millet İttifakı bloğunda ise biraz buruk bir hava hakim. Şu ana kadar netleştirdikleri bir isim yok, yukarıdan net talimat da gelmediği için sadece bekliyorlar. Ancak Kemal Din’in adaylığı CHP seçmeni üzerinde olumsuz etkiye neden olmuş gibi görünüyor. CHP seçmeni, biraz daha beklense, ittifak yolları denense, önceki seçimden ayrı olarak Saadet’in de içinde bulunduğu daha güçlü bir ittifak ile yola çıkılsa daha güzel olurdu görüşünde hem fikir. Yani bir gönül kırgınlığı demeyelim de ona yakın bir hava içindeler.

Öte yandan İyi Parti’nin yeni ilçe başkanı Yaşar Hamza ile bu konularla ilgili bir süre görüşme fırsatı bulduk. O halen umudunu koruyan hatta birliği yeniden canlandırma konusunda çaba sarf eden sayılı kişilerden biri. “Daha önce yaptık yine yapabiliriz. Kaldı ki saha sürecinden meclis kadrosuna kadar birçok şeyi birlikte hazırlamaya biz hazırız. Gittik, görüştük. Onlar da üst makamlara durumu izah edip, gelen neticeye göre hareket edecekler. İnşallah önce birliğimiz sonra ilçemiz için iyi bir netice alırız” şeklinde konuşuyor. Gayet açık ve net. Yaşar Hamza’nın ittifak çabası yerini bulur mu, bulmaz mı bilmem ama, karşılaşacakları zorluk sadece bununla sınırlı değil. Çünkü tıpkı Ak Parti seçmeninde olan durum muhalif seçmende de aynı şekilde cereyan ediyor. Ve bütünüyle aleyhlerine işliyor.

Hani geçenlerde Recep Erdoğan’la ilgili yazdığımda şey demiştim ya. Ak Parti seçmeninde “Şayet içime sinen isim olmazsa Erdoğan’a oy veririm diyen ciddi bir kitle var diye. Aynı şey muhalif kanatta da mevcut. Şimdi isim versem diğerlerine haksızlık olur diye düşünüyorum o yüzden telaffuz etmeyeceğim ama siz zaten tahmin edersiniz zaten. Tıpkı Ak Parti sokağında bahsettiğim seçmen kitlesinin kopyası sol seçmende de mevcut. “Ben ömrümde Ak Partiye oy vermedim, ölene kadar da vermem ama Ak Parti bu seçimde …….yü aday gösterirse  vereceğim diyen müthiş bir kitle var.

Daha önce de Kocaali’de iki tane yerel seçim gördüm. Hem seçim öncesini hem de seçim sonrasını iyi takip ve iyi analiz etmeye gayret göstermiş biriyim. Ancak bu seçimde diğerlerine göre ters giden bir şeyler var. Öncekilerde herkesin tavrı politikası seçimden aylar önce netleştmişti. Kimin nereye gideceği zaten belliydi. O yüzden biz de neredeyse nokta atışı tahmin yapıp sonucu çok küçük farkla bilmiştik. Şimdi ortada halen kesinleşmiş bir durum yok. İki aday sahada. Bir tane de cumhur ittifakından gelecek eder üç. Şayet muhalif kanatta itifak olmazsa CHP, Saadet ve Deva da aday çıkaracak. Eder altı aday. Bu tabloya baktığım zaman genel bir belirsizlik ayan beyan ortada ama ben sahada önceki seçimlere göre çok farklı bir tablo görüyorum. Zira şimdiye kadar bu kadar kırılgan ve geçişken bir seçmen kitlesine ilk defa denk geliyorum. Mesela kemik dediğimiz Ak Parti seçmeninden “İstediğim gibi olmazsa diğerine veririm diyenine ilk defa bu seçimde denk geliyorum. Aynı şekilde de muhalif kanattan da kafasına silah dayasan Ak Parti’ye oy vermeyeceğine adımdan daha fazla inandığım insanların, ‘o isim’ aday gösterilirse Ak Parti’ye oy vereceklerini söylediklerine ilk defa şahit oluyorum. Sağlıkla kalın…