Köşe Yazıları

Erman Cinasoğlu, “Görüldüğü gibi değilmiş”

Bu yılın teşkilatlar açısından en hareketli dönemi takdir edersiniz ki yerel seçimleri geride bıraktığımız Mart ayıydı. Seçimlerden sonra siyasi arenada kısmı durgunluk yaşansa da teşkilatların iç yapılanmalarında değişiklikler yaşanmaya devam etti. Şimdi bunları süre gelen kongre süreçleri ile yaşamaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz hafta sonu da Ak Parti’nin kongresini geride bıraktık.
Öncelikle tekrardan göreve başkan İsmail Demir ve yeni yönetimini tebrik ediyor, diğer teşkilat ve sivil toplum kuruluşlarını da kapsayacak, onları da sisteme dahil edecek yeni projelerle hayırlı hizmetlere vesile olmalarını temenni ediyorum.
Tabi, basın olarak birçok arkadaşımızla birlikte kongreyi takip edenlerden biriydim. Bizim gibi orada olmadığı halde dışarıdan takip edenler de vardı, teftiş için gelip gidenler de oldu. Zira onlar da içerideki vaziyeti merak ediyorlardı. Kendilerince geçerli sebepleri de var. Malumunuz geçtiğimiz yerel seçimler Ak Parti ve Cumhur İttifakı açısından birçok yerde sıkıntılı geçmiş, ciddi oy kayıpları yaşanmış birçok belediye el değiştirmişti. Gerek seçim sonuçları gerekse genel siyasi durum özellikle muhalif kanat tarafından sıkça kullanılmış Ak Parti’nin kan kaybı yaşadığı iddiaları ortaya atılmıştı. Kendi ilçemizde de buna benzer dedikodular dolaşmıştı. Zira her seçimde en az birkaç bin oy farkıyla sandık kapatan Ak Parti bu seçimde Kocaali’de yaklaşık bin oy farkla sandık kapattı. Partiden ayrılan birçok isim başka partilerden aday oldu ya da açıktan çalıştı. Yine ak Parti tabanından ciddi bir oy kayması oldu. Bu verilerden sonra teşkilatın sıkıntılı bir sürece girdiği, dağılmanın devam edeceği, biraz daha zorlanılması halinde dağılmanın ciddi boyuta ulaşabileceği bile konuşuluyordu.
Gerek seçim döneminde olsun gerekse seçimden sonra olsun, ilçe siyasetini ve sokağı iyi gözlemlemeye çalışarak birçok konunun yanlış yorumlandığını hemen her sohbette söylemiş hatta yazmıştım. Ak Parti’de seçim döneminde yaşadığı erimenin genel ekonomik durum, sandığa gitmeyen seçmen ve aday profili tercihi ile alakalı olduğunu, aynı kitlenin partiden kopmadığını geriye dönmeye müsait olduğunu söyleyenlerden biriydim.
Evet, sıkıntılı bir süreç oldu ama bu tabanla teşkilatı birbirinden kopartacak kadar büyümedi. Bunu geçen Pazar günü yapılan kongrede gördüğümüzü düşünüyorum. Zira yine önceki kongreler gibi kalabalık ve olabildiğince coşkulu bir kongre gerçekleşti. Genel merkez olsun, il yönetimi olsun, gerekse çevre ilçelerin yönetimleri olsun eskisine nazaran daha büyük ilgi gösterdi. Yine katılan ve oy kullanan delege sayısı da yüzde yetmişlere yakın düzeylerdeydi. Daha öncekilere göre bir nebze daha fazla ilgi oldu. Teşkilat kadrolarının, sivil toplum kuruluşlarının esnaf ve partililerin Pazar günkü ilgisi ince bir mesaj veriyor. Bu da açık ve net şekilde İsmail Demir ve yönetiminin iyi çalıştığını, teşkilatı yeniden toparladığını ve gerçekten de söylendiği gibi teşkilat açısından yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Yani konu görüldüğü gibi değil ve teşkilat canlılığını olanca gücüyle koruyor.
Öte yandan geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan konusu hiç şüphesiz Milletvekili Lütfi Bayraktar’ın Karasu kongresinde sarf ettiği sözlerdi. Kendi payıma konuşayım “Çarpıtılan ifadeleri” üzerinden yürütülen polemiğe tanık olduk. Gerek ben gerekse salondaki yüzlerce partili Bayraktar’ın konuşmasında ne söyleyeceğini bekliyordu. ‘Mutlak suretle konuyu açar, kendi ilçesinden bir cevap verir’ diye düşünüyorduk ama Lütfi başkan konuşmasında hiç o konuya temas etmedi. Daha sade daha yalın bir konuşma yaptı. Konuşmasını dinledikten sonra içimden dedim ki “Lütfi Başkan’ın sütten ağzı yandı, yoğurdu üflüyor”. Adam haklı. Sağlıkla kalın…