Erman Cinasoğlu, “Daha başlamadı”

Daha başlamadı
Ak Parti’de gerçekleşen temayül sürecinin ardından bir taraftan aday gösterilecek ismin kim olacağı merak edilirken bir taraftan da meclis üyeliği için başvuruların ne durumda olacağı merak ediliyordu. Malum olduğu üzere bu tarih normal şartlar altında 3 Aralık’ta sona eriyordu. Ancak süreçte yaşanan tıkanıklık beraberinde yeni bir sorunu daha getirdi. Zira potansiyel aday adayları başvuru yapmadan önce en önemli olan şeyi, yani başkan adayı olarak açıklanacak ismi merak ediyordu. Bu durum teşkilatlarda sıkça dillendirilince genel merkez süreyi uzatma kararı aldı ve geçtiğimiz günlerde 5 Ocak tarihine kadar uzatıldı. Sürecin uzamasındaki en büyük etken potansiyel adayların baskısı oldu diyebiliriz. Takdir edersiniz ki bu işlerde uyum çok önemli. Her ne kadar bir belediye başkanı meclis üyelerinin belirlenmesinde önemli ölçüde etkiliyse ve sorunsuz çalışabileceği isimlerin meclis üyesi olarak gösterilmesini istiyorsa, belediye meclis üyeleri de sorusuz çalışabilecekleri ismi bekliyor.
Geçtiğimiz günlerde birkaç farklı ortamda bununla ilgili sohbet olmuştu. Süreç ilerlemesine rağmen başvuru olmayışına dair bazı söylentiler olduğu ileri sürülmüştü. Hatta bazı sıkıntılar olduğu bile iddia edilmişti ancak durum öyle değil. Zira isimlerin neredeyse tamamına yakını adayın açıklanmasını bekliyor. Ben bu süreçte adaylık düşünen birçok isimle görüşme fırsat buldum. Çoğunun tepkisi aynı. Birkaç isim sıraladıktan sonra “Bunlar aday olursa müracaat ederim” şeklinde tepkileri var.
Adaylık konusunda da bildiğiniz gibi genel merkezin titiz bir çalışması var. Normal şartlar altında bu hafta içi birçok ismin netleşmesi bekleniyordu ama ben başvuru sayısının fazla oluşu, sürecin kısıtlı oluşu gibi bazı nedenlerden ötürü önümüzdeki haftaya sarkabileceğini düşünüyorum. Meclis üyeliği başvurularında da asıl süreç ondan sonra başlayacak. Şu an için sekiz müracaat var. Ama aday netleştikten sonra bu sayı benim beklentime göre otuzları bulabilecek durumda. Fazlası için bir şey diyemiyorum. Velhasıl meclis üyeliği başvurularında Aralık ayının son haftası oldukça yoğun geçecekmiş gibi görünüyor.
Onlar da bekliyor
Öte yandan muhalefet kanadı da çalışmalarını önemli ölçüde hızlandırdı. Daha önce de söylemiştik, muhalefet tabanı güçlü bir ittifakla sahaya inmenin hesaplarını yapıyordu ancak genel merkezlerin tutumu itibarıyla bu durum pek olası görünmüyordu. Buna rağmen ulusal basında, birçok ilçenin ittifak konusunda anlaştığı haberleri ortaya çıktı. Bu da yerel teşkilatların elini bir ölçüde de olsa güçlendirmiş oldu. En azından diğerlerini örnek göstererek daha güçlü sesle ittifak talebinde bulunabiliyorlar. Kocaali’de de bu konuda ciddi hareketliliğin yaşandığı ilçelerden biri. Her ne kadar basına veya sosyal medyaya pek yansımıyor olsa da günübirlik ziyaretlerle bu arayışlarını dillendiriyorlar. Ne şekilde olabileceği konusunda pek bir netlik olmasa da ben Kocaali’de üç partili bir ittifakın olabileceğini düşünüyorum. Ancak bunun nerede olabileceğini zaman gösterecek. Zira Deva ve Saadet cephesi şu an için Ak Parti’nin karşısında olan her duruma karşı yakın ve hazırlıklı görünüyor. Muhtemelen önümüzdeki günlerde onlar da yol haritalarını büyük oranda belirlemiş olur. Burada şöyle bir gerçeği daha göz ardı etmemek lazım ki o da, muhalefet cephesinin de Ak Parti’nin adayına göre hareket edeceği gerçeğidir. Onlar da bir bakıma düğümün çözülmesini bekliyor.
Yanlış yapıyormuşuz
Bu arada geçtiğimiz ay gerçekten son dönemlerde eşine pek rastlanmamış aşırı hava koşullarına maruz kaldık. Şiddetli rüzgar nedeniyle oldukça büyük hasar aldık. Yüzlerce ağaç devrildi. İlçe merkezi ve kamu alanları başta olmak üzere birçok yerde maddi hasar oluştu. Özellikle mezarlıklarda çok büyük hasarlar oldu ki yüzlerce mezar devrilen ağaçlar nedeniyle tabiri caiz ise yerinden oynadı. Bunun ardından aslında hiç farkında olmadan yaptığımız bir hatayı da görmüş olduk. Biz ağaçlandırma derken elimizin değdiği her yere bir şeyler dikmeyi marifet sayıyorduk ancak gördük ki öyle değilmiş. Özellikle çam ve servi konusunda birkaç kez daha durup düşünmemiz gerektiğini öğrendik. Zira bu ağaçlar kökü sığ, toprağa fazla tutunamayan zayıf ağaçlarmış. Rüzgarı yediklerinde ayakta bile duramadılar. Şimdilerde kaymakamlık başta olmak üzere birçok noktada bu ağaçların kesildiğini görüyorum ki bence bu artarak devam etmeli. Evet, merkezin yeşillendirilmesi ağaçlandırılması hem görsel hem de estetik açıdan çok önemli ama bu aşırı hava koşullarında çevreye zarar vermeyecek şekilde olmalı. Bundan sonra kökü daha derine giden, toprağa daha sağlam tutunan damarı kuvvetli ağaçlarla yeşillendirme yapılmasının çok daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Mala zarar gelse önemli değil elbet. Allah korusun devrilen ağaç sebebiyle bir insanımızın veya çocuğumuzun başına bir şey gelse hiç birimiz hesabını veremeyiz. Sağlıkla kalın…