Erman Cinasoğlu “Ak Parti’yi bekliyoruz”
Ak Parti’yi bekliyoruz
Seçim sürecinin, özellikle de Ak Parti’de ada adayı müracaatlarının başlamasıyla birlikte en çok merak edilen konularından biri Kocaali’de sürecin nasıl işleyeceği ve kimlerin başvuruda bulunacağıydı. Nihayetinde başvuru süresi bir hafta kadar uzadıktan sonra geçtiğimiz hafta içi sona erdi. Kocaali’de toplam on bir aday adayı resmi olarak müracaat etti. İçlerinde tahmin edilmeyenler de var. Ayrıca, öncesinde başvurusuna kesin gözüyle bakılırken başvuruda bulunmayanlar da. Elbette herkesin kendi şahsi görüşü ama ben ismi geçenlerden de teşkilatı güçlendirmek adına da olsa başvuruda bulunmalarını bekliyordum açıkçası. Her neyse, öyle veya böyle bir şekilde süreç sona erdi. Geçtiğimiz Cumartesi günü de teşkilat güzel bir organizasyon yaptı. Zaten aday netleştikten sonra bir aday tanıtımı oluyordu. Aday adaylığı döneminde böyle bir program düzenlendiğine (Bu ilçedeki üçüncü yerel seçim sürecim) ben ilk kez şahit oldum.
Öncelikle yeni başkan İsmail Demir ve yönetimini tebrik etmek istiyorum. Bilirsiniz böyle çekişmeli süreçler biraz sert geçer. Teşkilat dışarıya pek yansıtmamaya çalışır ama içeride fırtınalar kopar. Dışarıya renk verilmez ama içerde restleşmeler, sırt çevirmeler, kavga gürültüler gırla gider. Ak Parti’de bu dönem, bu tür durumların pek şiddetli cereyan etmediği bir dönem oldu. Ama yine de bu bir yarış ve herkes içten içe bir şeylerin hesabını yapıyor. İsmail Başkan ve yönetimi böyle ciddi bir süreçte tüm aday adalarını bir araya getirerek hem ele güne karşı birlik mesajı verdi hem de tabiri caiz ise gövde gösterisi yapmış oldu.
Gelelim Cumartesi günkü toplantıya. Delegelerin büyük oranda katıldığı, amacına net bir şekilde ulaşan sade bir toplantıydı. Bütün aday adaylarının toplantı boyunca aynı masada yan yana oturmaları, beşer dakikalık sınırlandırılmış konuşma sürelerinde sık sık birbirlerini telaffuz ederek birbirlerine pas atmaları, hem teşkilata hem de teşkilat mensubu olup toplantıya dışarıdan iştirak eden delegelere karşı net bir mesajdı.
Lütfi Başkan, İsmail Başkan, Ahmet Başkan ve aday adayları dahil toplam 14 konuşma dinledik. Hiç birinde bencillik yoktu. Teşkilatçılığı, hizmet siyasetini ve ilçeyi önemsediklerini gösteren net konuşmalar yaptılar. Bunun için her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bir vatandaş ve bir basın mensubu olarak, dallanıp budaklanmayan, sade ve net konuşmalardan çok güzel mesajlar aldım, yüksek oranda tatmin oldum.
14 konuşmacıdan biri hariç hepsi oldukça rahat ve kendinden emindi. Hariç olan birinin kim olduğunu sanırım tahmin etmişsinizdir. Kürsüye çıkanların içinde en zorda olan isim hiç şüphesiz Lütfi başkandı. Malum, seçim sokakta yaşanır sokakta kazanılır. Ve sokağın sesine kulak vermek şart ve elzemdir. Şu günlerde de sokak oldukça hareketli. Tıpkı teşkilatta olduğu gibi sokakta da kimin aday olarak gösterileceği hem konuşuluyor hem de merak ediliyor. Tabi burada hangi isim ön plana çıkarsa çıksın, hemen peşinden ilçemizin önemli bir değeri ve milletvekili olduğu için Lütfi başkanın adı geçiyor. X bir isim konuşulduğuna ‘Lütfi Bayraktar ona onay vermez. Onu ister, bunu istemez. Lütfi Bayraktar kimi isterse aday o olur.’ şeklinde konuşuluyor. Bu öyle gizli saklı falan da değil. Aleni şekilde dillendiriliyor. Elbette Lütfi başkanın buradaki duruşu oldukça önemli. İlçede gösterilen aday babında, alınacak olumlu veya olumsuz her sonucun yarı yarıya oranla kendisine mal edileceğinin de farkında. Ve sokaktan da haberi var. İşte bu sebeple konuşan 14 kişinin içinde en fazla sıkıntılı olan kendisiydi. Ben bunu ifadelerinde net bir şekilde gördüm. O da aslında pek renk vermeyecekti. Konuşmasında uzun süre de direndi ama bir süre konuştuktan sonra ‘Baktı ki olacak gibi değil’ bir yerde patladı. Sözü aday adaylarına getirdi. Her birini tek tek sayarak aralarındaki ikili ilişkiyi dillendirdi. Birkaçı akrabası, biri köylüsü, ötekisi okul arkadaşı, ötekisi dava arkadaşı vs. derken herkese bir şekilde dokundu. Kısacası, açık ve net şekilde ‘Hiç birinizi diğerinden kayıramam. Benim de gönlümde bir aslan var ama ismi gelmeyen hiç kimse benden bilmesin’ mesajı verdi. Bu aslında hem aday adaylarına, hem teşkilata hem de sokağa yönelik bir mesajdı. Yükü az da olsa omzundan attı diyelim.
Bu arada sokak ve en çok da Ak Parti seçmeni, rengini belirlemek için ismin açıklanmasını bekliyor. Bekliyor ama su sefer Ak Parti sokakta yalnız değil. Bir ay önce Ak Parti’den istifa edip Yeniden Refah Partisi’nden aday olan Recep Erdoğan şu gün itibariyle, çalışma anlamında herkesten önde. Kocaali’de Ak Parti seçmeninden oy almadan seçim kazanılamayacağını o da biliyor ve bir aydır nokta atışı çalışıyor. Daha şimdiden birçok önemli isimlerin desteğini aldı bile. Bir de partili olup da ‘Aday içime sinmezse Recep Erdoğan’a oy veririm’ diyen müthiş bir kitle var. Ve bu kitle Erdoğan’a yabancı bir kitle de değil. Aynı kitlenin içinden birçoğu 2019 seçimlerinde zaten Erdoğan’ın yanında durmuştu. Sözü daha fazla uzatmayalım. Pazar günü yapılan temayül yoklamasının ardından artık ismin netleşeceği en kritik sürece girmiş olduk. Düğüm önümüzdeki ayın ortalarında çözülmüş olacak. Herkes gibi biz de merakla bekliyoruz. Ak Parti sürecin resmen başladığı ilk günden bu yana birlik mesajı verdi. Teşkilat ve aday adayları aynı fikirde buluşmayı başardı. ‘Herkesin uzlaşı sağladığı bir isimle sahaya çıkıp, bu birlikteliği tabana yayabilecekler mi, sandığa da aynı şekilde yansıtabilecekler mi?’ bunu merak ediyorum. Sağlıkla kalın…