Eczacı gözü ile

Aşı ve antibiyotik konusunda, ne olduysa, Prof. Burhan Akdağ’ın sağlık bakanlığı yaptığı dönem içerisinde yapmak istediği, 500 milyon dolarlık grip aşısı ithali girişiminden sonra meydana geldi. İnsanlık dünyasını tehdit eden yeni bir virüsün varlığından söz ediliyor, herkese aşı olmaları için, adeta bir kampanya havası estiriliyordu. İşte bu ortam içerisinde, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ismi de aşı oldukları şeklinde açıklanıyordu. Başbakan Erdoğan bu duruma “aşı olmadım, olmayı düşünmüyorum. Ayrıca vatandaşı da aşı olmaya zorlama hakkınız yoktur” şeklinde çok sert bir tepki verdi. Ak Parti hükümetlerinde en uzun süre bakanlık yapanlardan birisi olan Prof. Recep Akdağ grip aşısı konusunda hata yapmıştı. Başbakan sağlıktan anlamasa da danışmanları aracılığı ile yapılan yanlışa, kendi isminin de karıştırılmasına kızmıştı. Bu durum sonraki dönemde bakanlıktan alınması ile sonuçlandı. Adı ne olursa olsun bütün aşılar, bilinen hastalık etkenlerine karşı üretilir. Grip aşıları da geçmiş yıllarda tanımlaması yapılmış, bilinen virüslere karşı yapılır. Benzer virüslerin oluşması halinde, grip aşılarının koruma görevi ortaya çıkar. Çok önemli bir gerçek daha var ki! Grip virüsleri çok hızlı şekil değiştirmektedir. Bu durumda, geçmiş yıllardaki virüslere karşı geliştirilen aşıların, kendini çok yenilemiş virüsler üzerinde hiçbir etkisi olmaz. Başka bir ifade ile grip aşısı olarak, grip olayını yüzde yüz, önlemek mümkün değildir.
Her sene, grip etkeni olan virüslerin bir kısmı eski kökenli, bir kısmı da yeniden oluşanlardan meydana gelmektedir. Anlaşılacağı gibi grip aşıları eski kökenliler üzerinde etkili olur. Yeniler üzerinde etkisi olmaz. Bu nedenle grip aşılarının faydalı olma durumu, o yıl oluşan grip virüslerinin cinsine bağlıdır. Bu konuda şahsi görüşüm grip aşılarının en az yüzde 50 koruma sağladığıdır. Pandemi olayını, aşılar ile geride bırakmamıza rağmen, halen bir kısım insanlar, korona aşılarını da itibarsızlaştırmaya çalışmaktadırlar. Virüsler üzerine antibiyotiklerin tedavi etkisi olmamasına rağmen grip olayında antibiyotik neden kullanılır? Son dönemde sağlık alanında yapılan en büyük yanlış, “grip bir virüs olayıdır. Antibiyotik kullanmak gerekmez” görüşüdür. Grip virüsü alan kişinin bağışıklık sisteminde düşme meydana gelir. Bakteri ve mantarların üremesine uygun ortam oluşur. Öyle ki kronik rahatsızlığı olan bir kısım hastada, daha işin başında, profilaktik (koruyucu) olarak antibiyotik yazıldığını görüyoruz. Bazı doktorların ise grip vakalarında antibiyotik yazmaktan özellikle uzak durduklarını biliyoruz. Bu durum, özellikle kronik rahatsızlığı olan hastalar için, eğitim araştırma hastanelerine gidişin başlangıcı olmaktadır. Üç dört gün geçmesine rağmen durumu ağırlaşan hastaların vücudunda her tür bakteri için açık ortam vardır. Antibiyotik kullanılmaması halinde, daha ağır enfeksiyon gelişimi ile hastanın iyileşme süreci uzayacaktır. Aşı kullanma, onun yerine hacamat yaptır. Doktora gitme, nefesi kuvvetli bir hocaya git ve okusun. Bacağına sülük yapıştır ve pis kanı alarak sana şifa olsun. Bu görüşte olanlar da az değildir. Son zamanlarda bunların sayısının arttığı ise ayrı bir gerçektir.