Cumhuriyetin kıymetini bilmeyenlere

Dünya medyasını az buçuk takip edenler Nadia Nadim’in kim olduğunu bilir tanır. Kendisi bir Afganistan vatandaşı idi, ne zamana kadar Taliban’dan kaçıp batıya sığınıncaya kadar…
Hani derler ya hayatı film diye, işte tamda o misal biri. İltica ettiği ülkenin mülteci kampında kadın futbolunun yıldızlarından biri oldu.
Hikayesi özetle şöyle…
Nadia Nadim, sahte bir pasaportla ülkesinden kaçarken, bir gün dünya kadın futbolunun yıldızı olacağı aklının ucundan bile geçmesi mümkün değildi herhalde. Ama inanç, azim ve çalışmanın neticesinde olabileceğini kanıtladı.
Nadim’in babası 2000’de Taliban tarafından idam edildiğinde henüz 12 yaşındaymış. Annesi ile dört kız kardeşiyle sahte pasaportla ülkeden kaçmışlar. Önce Pakistan’a, ardından Avrupa’ya göç etmişler. İlk olarak İtalya’ya geçiyorlar, oradan da Danimarka’ya. Artık yeni yuvaları, doğduğu şehrin 6 bin 300 kilometre ötedeki Danimarka’daydı. Danimarka’nın kuzeyindeki küçük bir şehir olan Randers’a gönderilen Nadim ve ailesi daha sonra sığınmacılar için birincil işlem yeri olan Kopenhag’daki Sandholm konaklama merkezine transfer ediliyorlar.
Nadim, kampta diğer mülteci çocuklarla top koşturmaya başlıyor. Burada futbol aşkı bir tutkuya dönüşüyor. İlk olarak B52 Aalborg takımında futbola başlayan Nadia Nadim, 2015-16 sezonunda Amerika Birleşik Devletleri’ne yelken açıyor. Sky Blue FC ile anlaşan Nadia, ertesi sezon ülkesine dönüyor. 2016-17 sezonunda ise bir başka Amerikan Kadın Futbol Ligi takımı Portland Thorns FC’yle sözleşme imzalıyor. Burada 37 maça çıkıyor ve 19 gol atıyor. İlk sezonunda maçta 9 gol kaydeden Nadim, takımının en golcü ismi oluyor. Ertesi sezon ise takımının Amerika Kadın Ligi’ni şampiyon tamamlamasında pay sahibi oluyor.
28 Eylül 2017’de Manchester City’yle anlaşan Nadim, Ocak 2018’de takıma katılıyor. Aralık 2018’de City’den ayrılan Nadim, PSG’yle sözleşme imzalıyor. Fransız ekibi Nadim’le başarılı geçen ilk sezonun ardından sözleşmesini uzatıyor. PSG tarihinin ilk Fransa Kadınlar Ligi şampiyonluğuna ulaşıyor. Nadimi de 13 gol ve 13 asistle takımına katkı yapıyor. PSG’de ikinci kaptanlığa kadar yükselen Nadim, dört yıl sonra tekrar Amerika yolunu tutuyor ve Racing Loisville ile sözleşme imzalıyor.
Nadia Nadim Müracaatından tam beş yıl sonra Danimarka vatandaşlığına kabul ediliyor ve Danimarka formasını giyip temsil ediyor.
Çok tutku duyduğu konulardan birinin kendisine verilen imkanları başkalarına da sağlamaya katkıda bulunmanın ve yardım etmenin olduğunu söyleyen Nadim, 2019’da kızların eğitimine ilişkin yaptığı çalışmalarından dolayı UNESCO Büyükelçiliği görevine seçiliyor.
Sahada yeni şeyleri deneyimlemeye cüret eden isimleri sevdiğini kaydeden Nadia Nadim, umutsuz durumda olanlara da yol gösterici mesajlar veriyor. Nadim, bir röportajında “Herkese şunu söylemek istiyorum, zor bir durumdaysanız, bunu değiştirmenin mümkün olduğunu bilin. Tünelin sonunda bir ışık var, bunu keşfetmeniz gerekiyor. Önce hayal edip bunun mümkün olduğuna inanıp sonra bunu hedefe dönüştürüp çok çalışmanız gerekiyor. Umudunuzu yitirmeyin, her şey değişebilir, ben bu açıdan çok iyi bir örneğim. Hiçbir umut olmadığında, çok zor durumda olduğunuzda bile kafanıza koyarsanız ve çok çalışırsanız her durumu değiştirmek mümkün” diyor.
Ancak o sadece yeşil sahada değil. Saha dışında da etkili bir isim olmak için mücadelesine devam ediyor.
Ve Nadim, doktorluğa adım atıyor.
Amerika Kadın Ligi ekiplerinden Racing Lousville’de forma giyen Nadim, son beş yılında ise tıp okuyor. Aarhus Üniversitesi’nde rekonstrüktif plastik cerrahlığı (doğuştan ya da sonradan oluşan şekil ve işlevsel bozuklukların düzeltilmesi) eğitimi alan Nadim, geçtiğimiz hafta diplomasını aldı ve doktorluğa ilk adımını attı.
Danimarka Milli Takım formasını 99 kez giyen, kariyerine 200 gol sığdıran Nadim, sosyal medya hesabından sevincini paylaşırken; “Anneciğim başardım. Doktor Nadim evde” ifadelerini kullandı.
İstanbul’a birçok kez gittiğini söyleyen Nadia Nadim, “Teyzem orada yaşıyor. İstanbul’a bayılıyorum. Başka şehirleri de ziyaret ettim ancak İstanbul’a aşığım. Ortamı çok farklı. Türk kültürüne, Asya ve Avrupa sentezine bayılıyorum. Her İstanbul’a gittiğimde ne kadar muhteşem bir şehir olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor.
Yani tam bir İstanbul aşığı bu sporcu inanılmazı başararak umudunu kaybedenlere örnek olarak hem spor yaşamına devam ediyor hem de yeni mesleğine başlamanın sevincini yaşıyor.
Ne diyelim darısı ülkemizdeki umudunu yitiren kadınlarımıza ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının ne kadar kutsal bir hak olduğunun farkına varamayanlara örnek olur inşallah.
Selam ve dua ile…