Beyin ayaklar ve futbol

Değerli okuyucular ister mektepli ister alaylı olsun futbol öğreticileri, hep şöyle ifadeyi kullanırlar çalıştırdıkları oyuncularına: Futbol beyinle oynanır ayaklar ona eşlik eder.
Bu söz futbol literatürüne Hollanda’nın yetiştirdiği en klas oyuncusu (toprağı bol olsun) Johann Cruyff demiştir ve çok doğru söylemiştir.
Bilindiği üzere beyin bir bütün olarak merkezi sinir sisteminin insan hareketinde ve dolayısıyla futbol oyun performansında temel öneme sahip olduğu iyi bilinmektedir.
Ne zamana kadar peki?
Cevabını birazdan bulacaksınız o yüzden okumaya devam edin ama hatırlatayım bu yazdıklarım biraz sıkıcı gelebilir.
Ama işte futbol ve futbol oyunu beyinle yüreği ve ayakları birleştirme anlamın da bir bütündür. Tabi futbolcu olmak isteyenler için…
Sahadaki her kararın ve her uygulamanın kökeni, aynı zamanda psikolojik temelli duygusal, duyusal sosyal ve entelektüel yönlerle de ilgili olan merkezi sinir sistemindedir. Bütün vücudu kaplayan bu sinir uçları beyinde buluşur.
Ve sağlıklı ki arar verebilmenin merkezide bu sinir uçlarının birleştiği yerdedir.
Oyuncularla etkileşim halinde olan profesyoneller ve futbolu seven gönüllüler, bir oyuncunun biyofiziksel ve psiko-sosyal alanları da dahil olmak üzere bütünsel gelişimini anlayabilmeli ve bu bilgiyi hayata dair ve sportif olarak da antrenmanlarda uygulayabilmelidir ki gelişim olsun.
Futbol eğitim programları daha fazla motor farkındalığı ve daha iyi karar verme becerilerine sahip oyuncular geliştirmek üzere planlanmalı, hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.
Bunu yapmak için, futbol oyunun içindeki uyaranları (zemin, top, rakip, takım arkadaşı, seyirci, hakem) algılamaktan bilgiyi işlemeye ve nihai olarak bir karar vermeye ve onu uygulamaya kadar hareketi içeren tüm yönler başarılı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Oyuncuların beyni her dönemde ve her yaşta deneyimleyerek yeni bilgiler edinecek buna mukabil doğal yapabilirlikleri dahilinde uygulayarak yeni beceriler elde ederek süreci gelişerek değişerek devam ettirecektir.
Bu konuyla ilgili Sinir biliminde işleyişe uygun nöroplastisite kavramı vardır.
“Peki hocam nedir Nöroplastisite” diye sorabilir, içinizden geçirebilirsiniz.
Değerli okuyucular! Nöroplastisite, yaptığı işe beynin adapte olma yeteneğidir. Dr. Campbell’in tanımına göre ise: Çevremizle etkileşimimiz sonucunda beyinde olan fizyolojik değişimlerdir.
Beynimizin ana rahminde gelişmeye başlamasından, öldüğümüz güne kadar beyin hücrelerimiz arasındaki bağlantılar (snapstik) değişen ihtiyaçlarımıza göre yeniden şekillenir.Bu dinamik işlem deneyimlerimizden bir şeyler öğrenmemize ve farklı durumlara adapte olmamıza izin verir.
Belirli özelleştirilmeler göz önüne alınarak inşa edilen ve periyodik olarak yazılım güncellemeleri alabilen bilgisayarlardan farklı olarak beyinlerimiz, yazılım güncellemelerine ek olarak, donanım güncellemeleri de alabilirler.
Deneyimlerime göre bazı bağlantılar güçlenirken bazıları zayıflar, yenileri oluşturulurken yok edilenler de olmaktadır.
Yeni bir şey öğrendiğimizde nöronlarımız arasında yeni bağlantılar oluşturulur. Yeni durumlara adapte olmak için beynimizdeki bağlantıları yeniden organize ederiz. Bu her gün gerçekleşir ve teşvik edilebilir.
Sonuç olarak futbolun içindeki potansiyelli çocuk ve gençler ve profesyonel futbolcular için şu bilinmeli, beynimizde kaslarımız gibi çalıştıkça gelişir ve deneyimledikçe değişik ortam ve zamanlarda değişken tekrarlarla yeni beceriler elde edilir bunun içinde görünen performans belirteçlerine verilen önem neyse görünmeyen performans belirteçlerine de önem o kadar önemlidir.
Potansiyelli oyuncular için çalışarak teknik, taktik, biyomotorik, özellikler nasıl gelişiyorsa zihinsel gelişim içinde, mental antrenmanlar aynı derecede önemlidir. Uzmanlarca çalıştırılarak gelişir.
Olması gereken bu biyo-motirik özelliklerin saha içerisinde uygulanması ve topsuz dönemlerde sporcu vücudunun yeterince dinlendirilmesi ve dolayısı ile beyne yeterince oksijen akışının sağlanması pratiklerinin futbolculara öğretilmesidir.
Ülkemizde bu konularda uzman kişilerle çalışma şekli yıllarca pek önemsenmemiş hatta ciddiye bile alınmamıştır işin bu bilimsel yani.
Son beş, ya da daha az bir süre içerisinde başta süper lig kulüplerimiz olmak üzere işin farkına varmışlar ve bütçelerinin çok az da olsa bir miktarını ayırmak zorunda kalmışlardır.
Tabi başarıya olan etkisini birileri yöneticilerin kulaklarına fısıldayınca…
Yazının sonuna kadar okuyanlar için umarım faydalı olabilmişimdir.
Sağlık ve esenlikle…