Aşağısı sakal, yukarısı bıyık

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ile İşçi sendikalarını temsilen Türk-İş arasında ilk temasın yapıldığı ve yaklaşık 6 milyon civarında çalışanı ilgilendiren “Asgari ücret” pazarlığı 1 Aralık tarihinde beklendiği gibi karşılıklı tekliflerin ortaya konulmasıyla başladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin başkanlığında yapılan, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” toplantısında konuşan Bilgin, “Enflasyon karşısında emeği koruyacağız. İş verimliliğini artıran bir rakamda buluşacağımızı düşünüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da partisinin Grup Toplantısı’nda asgari ücrete ilişkin “Bugüne kadar olmuşun çok çok fevkinde bir artış yapacağız” ifadesini kullandı.
Yapılan bu açıklamalara bakıldığında sanki 4 milyon lira civarında bir fiyat belirlenecek gibi görünüyor. İşçi tarafı da bu rakamın altında olmaması gerektiğini söylüyor. Söylüyor ama hiçbir zaman onların istediği gibi pazarlık sonuçlanmıyor. Ve son kararı hükümet veriyor.
Asgari ücret toplantısının ikincisi 7 Aralık’ta Türk-İş’te yapıldı. Üçüncü toplantı ise 9 Aralık Perşembe günü Türkiye İşveren Sendikaları TİSK’te olacak. Muhtemelen bu ayın 14’ünde de nihai karar verilecek.
Çok ilginçtir ki; bugüne kadar yapılmayan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı asgari ücretle ilgili bir anket yaptırmış.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, işveren tarafı işletmelerle yapılan anketin ayrıntılarını paylaşarak, şöyle bir sonuca ulaşmış:
Yüzde 33.9’unun asgari ücretin 3 bin 500–3 bin 750 lira arasında olması gerektiği şeklinde bir kanaatte oldukları görülmüş.
3 bin 750 lira-4 bin lira arasında olanların oranı ise yüzde 13.3, bin 250 lira ile 3 bin 500 lira arasında olanlar ise yüzde 19 olmuş.
– “Yeni dönem asgari ücret ne olmalı!” sorusuna katılımcıların ağırlıklı olarak yüzde 37,3 oranı 3750 ile 4000 TL arasında beklenti ortaya çıkmış.
4000 ile 4500 TL arasında olmalı diyenlerin oranı yüzde13,
4500 TL üzerinde olmalı diyenlerin oranı ise yüzde 21.8 olarak araştırma sonuçlarına yansımış.
Bakanlık anketinde çalışanlara sosyal durumlarıyla ilgili sorular da sorulmuş.
– “Asgari ücretli işinizin yanı sıra ek bir iş yapıyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 87’si hayır, yüzde 13’ü evet yanıtını vermiş.
– “Ailenizde sizden başka çalışan var mı?” sorusuna katılımcıların yüzde 61’i hayır, yüzde 39’u evet yanıtını verirken;
– “Asgari ücretin artırılması işten çıkarmalara yol açar mı?” sorusuna katılımcıların yüzde 40,3’ü evet, yüzde 59,7’si hayır yanıtını vermiş.
Nedense çalışanlara “Asgari ücret ne kadar olmalı?” sorusu sorulmamış.
Bütün bu anketler kafalarında ayarlanan asgari ücret zammı için bir kamuflaj olduğunu düşünüyorum!
Bakınız; gelişmiş ülkeler işçi sınıfı ile ülkemiz çalışanları arasında müthiş bir gelir farkı var. En az gelirle mucize yaşamı sağlamak herkesin harcı değil.
Türkiye’de ev kiralarının ortalamasının 2.000 TL olduğu bir ülkede asgari ücretin 2.825 TL olması mucizenin başladığı nokta olsa gerek…
Asgari ücrete halkın yüzde 70’inin “Askeri” ücret demesi ise neden ücretin az olduğunun gerekçelerinden birisi değil mi?
“Asgari“nin ne anlama geldiğini bilmeyen bir vatandaş hakkını arayabilir mi?
Adı üzerinde “asgari=en az” Oysa neden “azami” değil!
Tam da burada konuyla ilgili bir fıkra anlatayım.
“ABD, İngiliz ve Türk maliye bakanları bir araya gelmiş. Kamu çalışanlarının durumlarını görüşmektedirler.
– ABD Maliye Bakanı der ki:
Bizim araştırmalarımıza göre kamu görevlilerimizin bir aylık geçimi için 3.000 dolar gerekiyor. Biz onlara 3 500 dolar veriyoruz. Bunun 3 000 dolarını çeşitli ihtiyaçlarına harcıyorlar, 500 dolarını nereye harcıyorlar bilemiyoruz.
– İngiliz Maliye Bakanı sözü alır:
Bizim araştırmalarımıza göre kamu görevlilerimizin bir aylık asgari geçim endeksi 2.500 sterlin.
Biz çalışanlarımıza 3.000 sterlin veriyoruz. 2.600 sterlinini çeşitli ihtiyaçlarına harcıyorlar. 400’ünü ne yapıyorlar bilmiyoruz.
-Türkiye’nin Maliye Bakanı sözü alır:
Bizim kamu çalışanlarının asgari bir aylık geçimi için 4.000 TL gerekiyor.
Biz 2.825 TL veriyoruz. Gerisini nereden buluyorlar bilemiyoruz.”
Neyse biz konumuza dönelim.
Geçtiğimiz yıl bu zamanda taraflarla yapılan görüşmeler sonucunda, 2021 yılında geçerli olacak asgari ücret, yapılan yüzde 21,56’lık artışla brüt 3 bin 577 lira, net 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak açıklanmıştı.
Bu yıl enflasyonun yüzde 20-22 arasında çıkacağı beklentisi var. Asgari ücretliye 2020 yılı başında verilen zam TÜİK’e göre ancak başa baş geldi. Yukarıdaki açıklamalara bakılarak bu oranın biraz daha üzeri artış kabul edilirse hadi yüzde 30 diyelim; net asgari ücret için yuvarlak hesap 848 liralık bir artış olacaktır. Bu da bekar işçi baz alındığında 2022 yılı “Asgari ücretin” 3 bin 673 lira olması demektir.
Bakanlığın yaptığı anketin ağırlıklı ortalaması 3 bin 800 lira civarında olduğuna göre muhtemelen büyük olasılıkla yeni yılın “Asgari ücret” bu civarda olacaktır. Bundan aşağısı sakal, yukarısı bıyık olur!