Köşe Yazıları

Güneşi balçıkla sıvamaya kalkmak

İki hafta önce köşem de soy ağacı diye, saklı gizli kalmış ve inkarcılara karşı ibret alacakları gerçeklere dayanan bir yazı kaleme almıştım.
Bir hayli ses getirdi ve gerek telefonla gerek sosyal medya üzerinden teşekkür mesajları aldım.
Amma velakin aksi yönde mesajlarda aldım. Bir kaçı hakaret içerikliydi. Onları zerre kadar dikkate almadım. Kötü söz sahibine aittir diyerek. Fakat bu keşke yunan kazansaydı diyen zihniyetin ucube ve nankör kalıntılarına bir kaç cümle ile cevap vermem lazım, yine gerçeklere ve yaşanmışlıklara dayanarak.
Arkamızdan ağzı alınmayacak sözlerle ve ağızlarından salya akıtarak çemkirip duruyorlar. Bu zerre kadar tarih okumamış cahil sürüsü. O bahsettiğim soy ağacındaki Kurulmuş Türk Devletleri’ni hala tanımıyorlar ve inkar ediyorlar.
Sebep? Sebep onlar Müslüman değillermiş… miş…
Ve dilleri Arapça değilmiş falan filan… Dolayısı ile Atatürk’e hakaret ederek saldırıyorlar. Dil devrimini ve gerçek dilimize sahip çıktığı için.
Bu zihniyetin ürünleri Arapçaya kutsal dil diyorlar ve onlara göre Yüce Tanrı öte dünyada  insanlarla o dille konuşacakmış!
Ve devam ediyorlar, klasik ve nankörce sözlerle, Atatürk’ü sevmek zorunda değillermiş falan filan. Neden biliyor musunuz? Osmanlı’yı Atatürk yıkmışmış güya…
Bu gerçeği yazmayan çizmeyen anlatmayan kalmadı ama madem kafanıza dank etmiyor madem Atatürk Osmanlıyı yıktı diyorsunuz, ben de diyorum ki yıktırmasaydınız o zaman!
Aslında gerçek ne biliyor musunuz? Gidip o Osmanlıyı yıktıran aciz dedelerinizin mezarına tükürün, niye yıktırdınız, niye savaşmadınız diye…
Hayatını savaş meydanlarında harcayan, ömrünün nerede ise yarısını savaş meydanların da geçiren bir garip yetimdi Atatürk. O dedelerinizin gücümü yetmedi bir yetim çocuğa nankör herifler!

O saldırdığınız hakaret ettiğiniz insanlar üstelik Osmanlı subayları idi ve topu topu bir avuç insandı onlar, vatanı için savaşan gençlerdi. Yine yazıyorum dedelerinizin gücümü yetmedi.
Asamadılar mı, kurşuna dizemediler mi, ezemediler mi?
O yiğitler İzmir ‘de efeydiler, Aydın’ da zeybek, Ankara’da seymen, Erzurum ‘da dadaş, Elazığ’ da gakkoş, Giresun ‘da uşak’tılar.
Siz neydiniz peki siz neydiniz?
Dedeleriniz niye uygarlık düşmanlığı yapıp bilime teknolojiye karşı çıkıyordu o günlerde?
Dedelerinizin Ordusu yok muydu? Silahları, altınları, sarayları yok muydu? Vardı tabi amma löp löp yuttukları için ortalıkta ve hazinede tek bir kırıntı dahi bırakmamışlardı borçtan başka…
Hatta sultanlarız, kızlarınız, damatlarınız, İngiliz’iniz, Fransız’ınız, Yunan’ınız, İtalyan’ınız yok muydu? Vardı tabi vardı ama sarayda cariyelerle gel keyfim gel yapıyorlardı.
Hatta diz boyu yobazlarınız, İngilizlerin kurduğu tarikat ve cemaatleriniz, bir sürü casuslarınız, düşmana yaltaklanan hacı hocalarınız, hatta idam fermanı yazdırdığınız Şeyh-Ül İslamlarınız yok muydu? Vardı elbette vardı.
Peki, Atatürk ‘ün neyi vardı?
Çiftinden, çubuğundan kopup, elinde yabasıyla gelip, ardına düşen Türk milletinden başka neyi vardı?
Atatürk’ e her sıkıştığında dinsiz diye saldıran Ebu-Cehiller!
Atatürk’ün tutunacak dalları, Nene Hatun’du, Sütçü İmam’dı. Onun sırtını dayadığı Kubilay’dı.
Onun gemisi Bandırma, sizinkisi İngiliz gemisi Malaya idi yalan mı?
Onun güvendiği silah arkadaşları İnönü, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, sizinkisi Lord Cruzon, General Harrington’du yalan mı?

Hani sizler kendinize yerli ve milli irade diyorsunuz ya, yukarıda saydığım bu Osmanlı subayları gazoz kapağı mıydı?…
Osmanlı’ nın kuruluşu hariç çöküş dönemine kadar siz ve sizin gibilerin ağzından bir kere bile Türk sözü çıkmıyordu neden acaba?
Çünkü Türk’e Türklüğünü hatırlatanları istemezlerdi, sevmezlerdi. Sizin gibi kendi soyundan sopundan utandıkları için.
Atatürk’ ü sevmiyorsunuz anladık… Sevmek de zorunda değilsiniz eyvallah. Zaten sizler gibi Irak, Suriye, Filistin hattında da milyonlarca Arap’ta sevmemişti de Türk’ü sırtından vurmuşlardı. Şerif Hüseyin gibi Müslüman görünümlü İngiliz gavuruyla birlikte…
Ne oldu? Yüz yıl sonra, kucaklarına çocuklarını alan o Atatürk düşmanlarının torunları, bedevi körfez devletlerine değil de, Atatürk’ün Türkiye’sine kaçtılar, kaçıyorlar sıkışınca.
Şimdi bu sözler zorunuza gitti değil mi? Sizi gidi Arap hayranları sizi. Atatürk’ten nefret ediyor muşsunuz, neymiş miş Osmanlı’yı yıkmış mış. Hadi oradan be sallayıp durmayın başka ve gerçek argümanlarla gelin.
Tekrar ediyorum yıktırmasaydınız o zaman. İngilizler İstanbul’ da, Yunanlılar İzmir ‘de Müslüman kadınlara tecavüz ederken, o muhterem büyüğünüz İngilizlerle ülkesinden kaçma planları yapıyordu. İngiliz teknesine binip tüyeceğine, adam gibi dimdik otursaydı ya sarayında,
Size bir soru? Osmanlı’da Selçukluyu yıktı. O zaman niye Osmanlı’yı seviyorsunuz? Hatta Selçuklu da Arapçaya ve Farsçaya hayrandı, zaman zaman yazışmalarında o dilleri kullanıyorlardı. Selçukluya niye sahip çıkmıyorsunuz peki?
Ama sizin niyetiniz üzüm yemek değil ki, bağcıyı dövmek…
Siz hiç dört yüz yıl Osmanlı’nın hükümranlığın da kalan Arapların çocuklarına bir tek Türk ismi verdiğini duydunuz mu? Ama Osmanlı’da nerede ise Türkçe isme rastlayamazsınız taki Cumhuriyete kadar. Atatürk sayesinde millet Türk olduğunu hatırladı. Dedeleriniz gibi sizlerde unutturmaya çalışsanız bile, ne aklınız ne bilginiz ne gücünüz yeter.
Tekrar ediyorum Tarih bir bütündür. Atilla da, Mete handa, Ertuğrul beyde, Ataman (Osman) beyde, Fatihte, Kanunide, Atatürk’te benim atam dedem…
Sizin inkar etmeniz le nankörlük etmenizle bu gerçekler değişmez. Siz o on gramlık beyninizle güneşi balçıkla sıvamaya devam ederek oynaşın çürük fikirlerinizle.
Bizlere Cumhuriyetin aklın bilimin ve uygarlığın ışığı yeter.
Sağlıcakla kalın selam ve dua ile.