Gündem

Tavşana kaç tazıya tut

 

6 Şubat tarihinde meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem seçim takvimini de tartışılır hale getirdi.

Anayasaya göre Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimin tarihi belirlenmiş olmasına rağmen yok ramazan ayı, yok hac zamanı gibi gerekçelerle öne çekilmesi tartışılırken şimdi de ötelenmesi konuşulmaya başlandı.

Depremin sosyopsikolojik etkisi de göz önüne alındığında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce açıkladığı 14 Mayıs tarihinde de seçimlerin yapılması attık çok zor görünüyor.

Sivri çıkışları ile bilinen AKP’nin ‘özgül ağırlığı’ Bülent Arınç 13 Şubat’ta, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin 2024’te yerel seçimlerle birleştirilerek düzenlenmesi gerektiğini söyleyince herkes depremi unuttu bu sözün arkasına takıldı.

Muhalefetten Arınç’a tepki yağdı.

AKP içinden de açıklamaya sahip çıkılmadı.

Bülent Arınç’ın açıklamasına AKP Genel Başkan Yardımcısı Seçim İşlerinden Sorumlu Ali İhsan Yavuz böyle bir niyetlerinin olmadığını söyledi.

AKP sözcüsü Ömer Çelik de partisinin Merkez Yürütme Kurulu(MYK) toplantısı sonrası basına yaptığı açıklamada “Sayın Arınç’ın açıklamaları kendisinin kişisel açıklamalarıdır, partimizin kurumsal görüşünü bağlamamaktadır. AKP’yle ilgisi yoktur” dedi.

Esasen böyle bir olanak olsa partiler birleşip anlaşsa “ülke ekonomisi için yararlı olacaktır” diyeceğim ama; burada ülke çıkarını ne kadar düşündükleri konusunda emin olamıyorum.

Zaten anayasanın 78.maddesi değişmeden bu mümkün değil.

Maddeye göre,TBMM savaş dolayısıyla seçimlerin bir yıl sonra yapılmasına karar verebilir. Bunun dışında Türkiye’de seçimleri erteleyebilecek herhangi bir organ ya da bir güç yok. Tek seçenek Allah korusun “Savaş” görülüyor. Burada aklıma “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözü gelmiyor değil hani…

***

Seçimlerin ötelenmesi Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla falan da olursa bu da ayrı bir hukuk tartışmasına yol açar. O durumda da bunun bedeli bir olur.

Şu anda seçimler için bir tarih belli. 18 Haziran 2023 oy verme günümüz. Bundan 60 gün geriye sayacaksınız, 18 Nisan. Ondan bir iki gün önce 15-16 Nisan’da YSK’nın görevi seçim takvimini başlatması lazım. Hangi gerekçeyle ertelenecek? Sandıkların bu 4 aylık zaman içinde deprem bölgesinde düzgün bir şekilde kurulması ve seçimin düzgün yapılması konusunda bir engel olduğunu ben zannetmiyorum. Dolayısıyla bu tartışmayı zaman kaybı olarak görüyorum.

Konuyu ortaya atan Bülent Arınç şöyle diyor:

“Açık ve net ifade etmek gerekirse; ne mayısta ne de haziranda seçim olmaz, olamaz. Evet, bu hüküm var ama anayasalar kutsal metinler değillerdir, hukuki metinlerdir. Yasama organı her zaman anayasa maddesini ilga edebilir, değiştirebilir ve yenisini koyabilir.”

Sayın Arınç bununla da kalmayıp gelen tepkilere bakın nasıl yanıt veriyor:

“Savaş hali dışında olmazmış. Ayet-i kerime mi var?”

Haydaaa!!!

Anayasayı unutmuş işi ayete getiriyor. Yukarıdaki açıklamasında “anayasalar kutsal metinler değildir, hukuki metinlerdir” diyor ya! Ayet-i kerime nereden çıktı?

İşte bizde bunu söylüyoruz. “Anayasa ne derse odur!!!”

Evet doğru! Hukuki zeminde eğer olacaksa anayasa değişikliği için 400 milletvekili onayı gerekiyor. Hadi yapın da görelim.

Arınç böyle bir açıklamayı yaparken yasaları bilmiyor muydu?

Bence bunu söyleyene mi yoksa söyletene mi bakalım, bilmiyorum!

Neyse buraya nokta koyuyorum.

***

Bahçeli de AKP de seçimin olağan tarihinden önce yapılması için, seçimin yenilenmesini tarif eden Anayasa’nın 116’ncı maddesini işaret ediyor.

Ancak bu yol, mevcut Meclis aritmetiğine bakıldığında, muhalefetin “evet” oyu vermesini gerektiriyor. Geriye diğer yol kalıyor: “Cumhurbaşkanı kararıyla seçimin yenilenmesi!”

Ancak madde 116’da seçimin yenilenmesi imkanı Cumhurbaşkanı’na da tanınırken “Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” denilmiyor. Yorum yoluyla yine bu sonucun çıkacağını söyleyenler, yani Erdoğan’ın kararıyla seçime gidildiğinde de “Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” diyenler var.

Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’na göre, TBMM seçimlerin yenilenmesi kararı aldıktan sonra 60 gün tamamlanmasını takip eden ilk pazar günü seçim yapılabiliyor. 16 Nisan’dan geriye 60 gün gittiğimizde 15 Şubat tarihine varıyoruz. Yani TBMM’nin en geç 15 Şubat’ta seçimlerin yenilenmesi kararını alması gerekiyordu. O da geçti…

Bütün bunlar ortada dururken, Sayın Arınç’ın önerisi bana göre “Tavşana kaç tazıya tut” politikasıdır.