Köşe Yazıları

Dostlar alışverişte görsün

 

Rekabet Kurumu geçtiğimiz hafta Karadeniz fındığının tekelci konumunda bulunan Ferrero şirketine iştiraklerinin fındık pazarında, üretimden itibaren, alım, kırım ve ihracat aşamasına kadar tüm seviyelerdeki eylemleri ile 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal ettikleri iddiasına yönelik olarak soruşturma başlattığını açıkladı. Bunu gazetemize manşet olarak taşımıştık.

Geldiğimiz süreçte hukukçular tarafından soruşturmanın çok da yaptırım etkisi olmayacağı ileri sürüldü. Sonuçta satan razı alan razı bir sistem oluşturulmuş durumu var.

Ayrıca;

Soruşturma açılan bir şirkete neden teşvik verildi?”

Bilmeyenler olabilir;

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2020 yılı kasım ayında 1009 yatırım teşvik belgesi düzenledi. Bakanlığın, Resmi Gazete’de yayımlanan “Kasım 2020 Dönemi Yatırım Teşvik Belgesi” listesinde yabancı sermaye olarak teşvik alan şirketler arasında İtalyan Ferrero da vardı. Düzce’de kuracağı yeni tesis için 667 milyon TL olarak belirlenen teşvikler arasında Gümrük Vergisi muafiyeti ve KDV istisnası yer aldı.

O günlerde bu haberi de gazetemizde manşete taşımış fındık tüccarı, aynı zamanda Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) meclis üyesi ve Karasu Küçük Sanayi Sitesi Başkanı Mehmet Çatalbaş’ın görüşüne yer vermiştik. Çatalbaş, “Ferrero’ya verilen teşvik fındık çiftçisine verilmiş olsa daha çok verim alınır, üretici de ülkemizde bundan yararlı çıkardı” şeklinde açıklama yapmıştı. Aradan geçen sürede Çatalbaş’ın önerisine kulak veren olmadı. “Aynı tas aynı hamam” misali düzen devam etti. Fındık üreticisi bir şekilde kaderine terk edildi.

***

Şimdi geldiğimiz süreçte, Ticaret Bakanlığı fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı gerekçesiyle geçtiğimiz hafta aralarında ulusal marketlerin de bulunduğu 21 işletmeye 9,4 milyon TL idari para cezası verilirken, benzer bir kararla Ferrero şirketine sadece soruşturma ile geçiştirilmek isteniyor.

Her yıl fındık hasat zamanlarında gündem olan Ferrero’nun Türkiye piyasasına girişine bakalım:

Türk fındığının en büyük alıcılarının başında gelen İtalyan Ferrero, 1999 yılında Ferrero Türkiye’yi kurarak ülkede uzun vadeli bir yatırım stratejisinin ilk adımlarını attı. 2013 yılında da grubun önemli bir üretim tesisi olarak Manisa’da 300 milyon liralık fabrika yatırımına imza atarken fındık ham madde piyasasında da söz sahibi olmak ve üreticiden tüketiciye zincirin tüm halkalarında yer almak amacıyla, 2014 yılında Oltan Gıda’yı satın aldı.

Rekabet Kurumu’nun onayının ardından Oltan Gıda’nın ismi Ferrero Fındık İthalat İhracat ve Ticaret A.Ş. olarak değiştirildi.  1984’te Trabzon’da kurulan Oltan Gıda, adı adeta fındık ile özdeşleşen bir şirket. İtalya, Almanya, İngiltere ve Fransa başta olmak üzere tüm Avrupa ülkelerine fındık tedarik eden Oltan Gıda, ABD, Japonya, Çin, Avustralya, G. Afrika ve Mısır gibi ülkelere de ihracat gerçekleştiriyordu. Dünyada büyük miktarda fındık alımı yapan tüm çikolata firmalarının tedarikçisi konumundaki Oltan Gıda’nın o dönemde fındık satışının yüzde 70’i Ferrero’ya gidiyordu.

Görüldüğü üzere Ferrero sadece Türkiye’de değil Avrupa pazarına da hakim konumda bulunuyor.

***

Gazeteci Yazar Soner Yalçın ‘Saklı Seçilmişler‘ kitabında şöyle bir tespit yapıyor: “Hep kendi geliştirdiği markalarla dünya devi olan Michel Ferrero hayatında dışarıdan tek şirket satın aldı: Türk Oltan Gıda!

Bunun anlamı çok basit; Türkiye’de rakip istemiyor!

Ferrero’nun piyasayı ele geçirmesi için rakiplerini satın almak istemesi gayet doğal bir ticaret anlayışıdır. Burada bir sakınca görmüyorum.”

Sakınca şurada:

Türkiye dünyada fındığının yüzde 85’ini üretiyor ve ihracat rekorları kırıyor. Ancak fındığın katma değerini Ferrerolar kazanıyor. Ferrero firması Türkiye’deki fındığı aracılar vasıtasıyla topluyor. Yani aracılar çiftçinin sırtından para kazanıyor; Ferrero para kazanıyor; çiftçiler mağdur ediliyor. Yoksa Ferrero neden Türk şirketi satın alsın?

Bu ticari faaliyeti yapacak Türk firmaları ya da devlet destekli kooperatifler, odalar yok mu?

Olmaz olur mu? Örneğin, 28 Temmuz 1938 tarihinde Giresun’da Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (FİSKOBİRLİK) kurulmasına rağmen bu güne kadar fındığın üretiminde ve ülke ekonomisinde yeterli yetki verilmedi. Dışarıdan birileri ülkemizin en değerli ürününü pazarlayıp parayı kazanırken, yerli ve milli kuruluşumuz bir kenarda artıkları toplayarak varlığını korumaya çalışıyor. Üretici nedense fındığını Ferrero’ya teslim ediyor.

Bu arada Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından alınan fındık ne yazık ki üreticinin fındık piyasasına olumlu bir katkı sağlamıyor. Üreticiye belirli bir kota uygulaması ve alım depolarında gelişen birçok sorunlar fındığın tüccara yönelmesine oradan da Ferrero’ya gitmesine yol açıyor.

Dolayısıyla Ticaret Bakanlığı ne kadar soruşturma açarsa açsın sorunun kaynağına inelmedikçe piyasada her türlü manipülasyon fırsatı doğacak, fındık üreticisinin de mağduriyeti sürecektir. Amaç “Dostlar alışverişte görsün” olacaksa o başka!