Köşe Yazıları

Yine herkes kazandı iyi mi

Yine herkes kazandı iyi mi

Bizim ülkede seçim kaybetmek mümkün değil. Herkes bir kazanım elde ediyor mutlaka. Ben bu kadar kazananın olduğu başka bir ülke olduğunu düşünmüyorum.

Cumhurbaşkanı adaylarından başlayalım. Recep Tayyip Erdoğan seçimden birinci çıktı. Yani seçimi sayısal olarak kazandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, şu ana kadar Erdoğan karşısında en yüksek oyu alan cumhurbaşkanı adayı oldu. Daha önce alınabilen en yüksek oyu yüzde 30 ile Muharrem İnce almıştı. İnce’nin bir buçuk katı oy alan Kılıçdaroğlu ciddi oy kazandı.

Kısa sürede yüzde altıya yakın oy alan Sinan Oğan, Cem Uzan’dan sonra kısa sürede yükseliş sağlayan isim oldu.

Muharrem İnce seçime günler kala çekilmesine rağmen itibar kazandı.

Seçim sonuçlarına göre Cumhur İttifakı meclis çoğunluğunu kazandı. Millet İttifakı oy oranını geçen seçime göre yüzde bir oranında artırdı. Yeni seçmen kazandı.

Ak Parti seçimden birinci parti çıktı seçimi kazandı. Cumhuriyet Halk Partisi Millet İttifakı’nın lideri olma özelliğini kazandı.

Milliyetçi Hareket Partisi anketlerde gösterilen oyların iki katı oy aldı. Anketçilere karşı kazandı.

İyi Parti Meclis’te yüksek sayı ile temsil edilme hakkı kazandı.

Saadet, Deva, Gelecek, Demokrat Partiler gibi partiler seçime girmeden Meclis’te bulunma hakkı kazandı.

Yeniden Refah Partisi, Cumhur İttifakı içinde kalarak ciddi bir oy aldı ve kazandı.

Sakarya’da bile herkes kazandı.

Ak Parti milletvekili sayısını artırdı. CHP oy sayısını artırdı. MHP ve İyi Parti milletvekili sayısını korudu. Herkes sandıktan kazançlı çıktı.

Dünya üzerinde en fazla katılım sağlanan seçimlerden biri oldu. Ülkemizde demokrasi kazandı.

Umarım neticesinde ülkemiz de sonsuza dek kazanmış olur.

 

Kaybedenler de oldu

Seçimde çok mücadele etmesine rağmen sandıktan çıkamayan isimler de oldu. Bunların başında elbette Ecevit Keleş geliyor. Keleş seçim sürecinin başından sonuna kadar hemen her gün sahadaydı.

Milliyetçi muhafazakar bir ilde CHP’nin oyunu ciddi sayıda artırdı. Ama istediği sonucu elde edemedi.

Benzer şekilde Milliyetçi Hareket Partisi’nden Kuzey bölgesi adayı olarak çıkan Hüseyin Ekşi Kocaali’de partisinin oylarını ciddi oranda artırdı. Bu şekilde bir başarı elde etti. Ancak bu değişim vekil sayısının artmasını sağlayamadı.

Uzunca bir süreden bu yana sahada yer alan Selçuk Kılıçaslan da yine Kuzey’de oylarını ciddi sayıda artırdı. Ancak yine bu çaba da milletvekili sayısında değişime yetmedi.

Ben bu üç ismin de önümüzdeki seçimlerde değer bulacağını düşünüyorum.

 

Alkışlar Bayraktar’a

Ak Parti listesinin takım kaptanlığını yapan Lütfi Bayraktar Kuzey adına seçimden zaferle çıkan tek isim oldu.

Bayraktar’ın liste başı olduğu ekip milletvekili sayısını da bir artırdı.

Bayraktar’ın kazanması aynı zamanda Kuzey’in sesinin daha gür çıkmasını sağlayacak. Bunun yanı sıra fındık üreticilerinin de beklentisi oldukça yüksek. Kaldı ki Ak Parti, Lütfi Bayraktar’ı listeye koyarken biliyordu Bayraktar’ın fındıkçıya vaatte bulunacağını.

Demek ki fındık üreticisi Bayraktar’ın kapısını daha rahat çalabilir. Ak Parti de Bayraktar’ın ve fındık üreticisinin taleplerini daha fazla dinler.

Başka yerde yaşayamam

Karan Bebek ile ilgili gösterilen duyarlılığı takdir etmemek mümkün değil. Kim elini taşın altına koyduysa Allah ondan razı olsun.

Kimi az kimi çok verdi. Ancak az veren de çok veren de kendi bütçesine oranladığında benzer miktarda vermiş oldu.

Kimse “Çıkıp da reklamımı yapayım” demedi. Kimse sorumluluktan kaçmadı. Kampanyanın sona ermesine çok az kaldı. Karan’ın kas kaybı meydana gelmeden bu tedavisinin başlayacağını düşünüyoruz.

Bu aşamada elini taşın altına koyan, zamanını, parasını çekinmeden harcayan herkesi Allah cenneti ile ödüllendirsin inşallah.

Bu ilçede yaşamanın ne büyük bir gurur olduğunu gösterdiğiniz için size de minnettarım.

 

Sandık başında görev yaparken

Bir yanımız siyasi olduğundan, seçim günü sandık ziyaretlerinde bulunuyoruz. Sandık başında görev yapan arkadaşların çok büyük bir kısmı görev bilincinde. Hangi partiden olursa olsun o günkü görevleri devlet nezaretinde.

Parti temsilcilerinin de memur görevlilerin de işi seçimin adil şekilde yapılmasını sağlamak.

Sandık ziyaretlerimiz esnasında bir iki enteresan duruma denk geldik. Bunlardan birinde sandık başında müşahit telefonundan kendi partisinin seçim müziğini çalıyordu. Sandık başına kadar gelmiş adam eğer o müziği duyduğunda görüşünü değiştiriyorsa zaten o adamın görüşünden bir şey olmaz. Ama durduk yere insanları taciz etmeye gerek var mı?

Bir başkasında oy pusulası veren sandık görevlisi kendi partisinin olduğu yere parmağını koyarak pusulayı teslim ediyormuş. Yine sandık başına gelen seçmen sizin parmağınıza bakarak karar verecekse canı sağ olsun.

Bir başkasında seçmenin biri “Benden önce yaşlılar alındı” diye sesini yükseltiyordu. Sabah saat dokuz gibi. Ne işin var? Araya girdim, oyunu kullandı. Yine de siniri geçmemişti.

Bir başkasında da benzer durum vardı.

Sandık görevlisi olmak da sandıkta oy kullanmak da aslında sabırlı olmayı ve anlayışlı davranmayı gerektiriyor. Yaptığınız işin neye hizmet ettiğini düşünürseniz aslında çok kolay çözüme ulaşırsınız.