Köşe Yazıları

Siz bu işin neresindesiniz demezler mi adama

Siz bu işin neresindesiniz demezler mi adama

Karasu Belediye Meclisi’nin Nisan Ayı Oturumunda belediyenin borçları ile ilgili kredi kullanılması karara bağlandı.

Belediye Başkanı İshak Sarı konuya ilişkin açıklama yaparken, Karasu’nun son 25 yılda faiz sarmalına girdiğini, hiçbir yönetimin de bu durumu kendine dert edinmediğini ifade etti.

Seçime yakın kimsenin bu riski almayacağını söyledi.

Buraya kadar bir sıkıntı yok.

Ancak tüm bu konuşmaların ardından Karasu Belediye Başkan Yardımcısı Hilmi Erbatan’ı kürsüye davet etti.

Erbatan da Karasu Belediyesi’nin en az yüzde otuz kâr edeceği bir kredi kullanımına gittiğini, bu işin müthiş avantajlı olduğunu falan anlattı. Karasu Belediyesi’ne gelen paranın yüzde 40’ının İller Bankası tarafından kesildiğini, borçların ödenmesinin ardından bu kesintinin olmayacağını söyledi.

Ancak atlanmaması gereken detaylar olduğunu düşünüyoruz. Birincisi, bildiğimiz kadarıyla borç olsun olmasın İller Bankası kesintisi sürekli yapılıyor. Borcunuzun miktarına da bakılmıyor. Sadece hizmet aylarında kesinti yapılmıyor.

İkincisi ve daha önemlisi İshak Bey, açıklama yaparken defalarca, “Borçlar 25 yıldan bu yana hiç dert edilmemiş” derken… Başkan’ı ve Meclis’i yeni kredi kullanımına ikna etmek için kürsüye davet edilen Hilmi Erbatan bu durumu tasdik ediyordu.

Karasu’da son 17-18 yıldır belediye başkan yardımcılığı yaptığını kimse bilmiyormuş gibi…

Bir de Hilmi Bey, 46 milyonluk kredi kullanılırken de Ak Parti grubuna gitmiş ve belediye meclis üyelerini kredi kullanımı konusunda ikna etmişti.

İnşallah sonuç aynı olmaz.

 

Yerinde bir soru

40 milyonluk kredi kullanımının gerekliliğini ifade eden İshak Sarı, “Araba alıyorsunuz. Hurdaya çıkıyor. Ama satamıyorsunuz. Çünkü üstünde haciz oluyor” dedi.

CHP’li Şakir Şen de “Peki bu borçlardan arınma sizin arsa satış hızınızı nasıl etkiler” diye sordu.

Başkan Sarı bu soruya, “Satmak isterseniz zaten satarsınız. Arabada ‘satılmaz’ var. Adam motorunu satmış. Sadece şasi kalmış” dedi.

Ancak, Şen’in sorusunu çok da hafife almamak lazım. Kurumların koyduğu hacizlerin aslında arsaların satılmasını engellediği gerçeği de gün gibi ortada.

Her ne kadar İshak Sarı, “Zaten satılacak gayrimenkul kalmamış” dese de… Bu detayın atlanmaması gerektiğini düşünüyoruz.

 

Listeler teslim ediliyor

Genel seçimler için gün artık son düzlüğe giriliyor. Bu hafta sonuna kadar listeler YSK’ya teslim edilmiş olacak.

Sakarya’nın milletvekili sayısının 7’den 8’e yükselmesi aday adayı olmak isteyenleri teşvik eden unsurların başında yer aldı. Gerek iktidar gerekse muhalefet partilerinden başvuruda bulunmayı düşünenler, milletvekili sayısındaki artışla birlikte daha bir şevke kavuştu.

Peki hiç hesap ettiniz mi? 24 Haziran Seçimindeki ile aynı sayıda oy alınırsa kim kaç milletvekili alıyor?

Hesaplama sitemi konusunda bir fikriniz var mı?

Milletvekili aday adayı olmuş pek çok kişi milletvekilinin hangi hesaplama sistemi ile belirleneceği konusunda fikri yok.

Aralarında “Bir milletvekili kaç oyla çıkıyor” diye soranların sayısı az değil. Dahası “İkinci vekil için kaç oy gerekli” diye soran oluyor. “Şu kadar oy alsam yeter” diye düşünüyor.

Size komik bir sayıdan bahsedeyim.

2019 yerel seçimlerinde eğer 40 kişi belediye meclis oyunu TKP’ye vermeseydi, Büyük Birlik Partisi iki tane daha fazla belediye meclis üyesine sahip olacaktı. Üstelik bu iki meclis üyesi Ak Parti’den eksilecekti.

Onun için “Sakarya’da bir milletvekili kaç oy ile çıkıyor” diye bir soru mantıklı değil.

Bir başka somut örnek vermek gerekirse 7 Haziran seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi toplamda 112 bin 350 oy ile bir milletvekili alabildi.

24 Haziran seçimlerinde ise İyi Parti 60 bin 584 oy ile bir milletvekili çıkardı. Onun için milletvekili aday adayları oy sayısını değil oy oranını hedeflemeli.

Bu da şundan kaynaklı, milletvekili aday adayı listenin kaçıncı sırasında yer alırsa seçilme ihtimalinin kuvvetli olduğunu öğrenmiş oluyor. Bundan dolayı bu hesabı seçim zamanına kadar daha çok yaparız biz.

 

Bize neden olmasın

Kuzey bölgesinden bu dönem parti genel merkezlerini zorlayacak isimler aday adayı oldu. Ak Parti’den Ahmet Genç ve Lütfi Bayraktar, gerçekten nitelikli isimler. İkisi de gerek parti bağlılığı gerekse üstlendikleri görevler açısından son derece önemli işler yaptılar.

Listenin üst sıralarında yer alırlarsa kimse yadırgamaz.

Bu iki ismin de torpile veya referansa ihtiyacı yok.

Milliyetçi Hareket Partisi’nde 55 yıllık parti geçmişi, belediye başkan adaylıklarında elde ettikleri oy sayısı, parti bağı ve aldığı üst düzey görevler göz önüne alındığında Recep Ali Küçük’ün seçilecek yerde olması beklenen bir durum olur.

Benzer şey davanın içine doğan Hüseyin Ekşi için de geçerli. Ekşi babasından miras aldığı parti bağını hayatının her alanına yansıtmış bir isim. Babadan oğula davayı taşımış bir adamın da listede yer alması kimseye garip gelmez.

Yine İyi Parti İl Başkanlığı görevinden ayrılıp sahalara inen Selçuk Kılıçarslan da siyasetin içine doğan isimler arasında yer alıyor. Kılıçarslan bu bölge ile bağını hiç koparmadı. Babasının arkadaş ve akrabalarını sıklıkla ziyaret etti. Düğün, cenaze kaçırmadı. Bir nevi babasının mirasına sahip çıkan isim oldu.

Murat Ali Aksoy da Saadet Partisi listesinde yer alacaktır, bence. Seçim rüzgar işi. Kimin seçilip kimin seçilmeyeceğini bilemeyiz. Ancak Aksoy’un parti içinde ve Anadolu Gençlik Derneği’nde üstlendiği görevler ortada. Zorlu maddi koşullar altında verilen mücadelelerin bir karşılığı olmalı diye düşünüyorum.

Memleket Partisi’nden aday adayı olan Buse Ekşi Demirkol’un da listenin üstünde yer alacağını düşünüyorum. Demirkol, genç ve siyasette yeni bir isim olsa da kendini yetiştirmiş. Geçmişte de bizim gazetemizde yazmış olması dolayısıyla tanışıklığımız olan Demirkol’un listenin üst sıralarında yer alması beklenen bir durum olur.

Zafer Partisi’nden aday adayı olan Muhammet Cüneyt Sarımert de donanımlı bir isim. Duruşu, diksiyonu, kendinden eminliği ve ticarette elde ettiği başarı onun listenin üstlerinde yer almasını etkileyecek gibi. Kendini düzgün ifade edebilen, vurgu ve tonlamaları düzgün yapan biri siyasette her zaman iş yapar.

Özetle, kuzey bölgesi bu dönem üst sıraları cidden hedefleyen, nitelikli isimlerle dolu. Bakalım hangisi ya da hangileri bizim hayal ettiğimiz yerlerde yer alacak ve “Kuzey’den kim seçilecek yerde olursa benim oyum ona” diyenlerin hangileri sözünü tutacak…