Köşe Yazıları

Recep Özdemir, “Fındıkta gündem”

Bölgemiz insanının; beklentisi, umudu,  çocuklarının aşı olan fındık çuvallara girdi. Bir kısım üretici göz nuru ürününü muhafazalı depolarına, bir kısmı da tüccara teslim etti. Üreticilerimizden çoğu daha fazla dayanma gücü kalmadığından ürününü paraya çevirdi. Bir kısmı ise daha hala umudunu yitirmedi. Ürününün daha fazla değerlenmesini bekliyor.

Fındık Karadeniz bölge insanı için sıradan bir ürün değil. Adeta bölge ile iç içe geçmiş, kısaca ürün olmaktan ziyade bölge insanı için bir kader.
Bölge tarihine baktığımızda fındığın milattan önce 1500’lü yıllara kadar gittiğini görüyoruz. Kıyı boyunca doğuda Artvin, batıda Kocaeli arasında milyonlarca insana iş olmuş, aş olmuş, gelecek olmuş.
Ama nedendir bilinmez fındık bu yıl üreticisini üzdü, rekolte önceki yılların önüne geçmedi. Tüm bölgede hâkim olan kuraklık hem ürünün rekoltesini hem de kalitesini olumsuz yönde etkiledi. Ayrıca ürünle ilgili negatif bir algı da oluşmadı. Kısaca tüketim aynı, ürün aynı hatta daha az; ne hikmetse her ürünün değeri artarken fındıkta ibre tersine döndü. Bu durum akılla açıklanabilecek bir durum değil.
Üretici örgütlenmesi olan her zaman fındıkçının yanında duran FİSKOBİRLİK artık sizlere ömür. Onun derdi çiftçinin üreticinin derdi değil, o sahip olduğu taşınmazların idaresiyle uğraşıyor, kısmen de market furyasına uymuş, marketçilik yapıyor.
TMO dersen konusu hububat, bakliyat vb. olmasına rağmen her hasat dönemi oyuna girer üreticinin anasından emdiğini burnundan getirirdi. Ama bu yıl o da bu fiyat ve ödeme politikasıyla ve alımda çıkardığı zorluklar sebebiyle sinek avlıyor.
Fındık diğer tarım ürünlerine kıyasla daha fazla emek ve çaba isteyen ürün. Fındıkçı ürününü çuvala koydu ama işi bitmedi. Şimdi dal temizliği, kışlık bakımlar vb. bir sürü meşgale onu bekliyor.
Dallara musallat olan Amerikan Kelebeği denilen haşeratla tam baş edememişken, nerden nasıl geldiği ya da nasıl getirildiği muamma olan Kahverengi Kokarca belasıyla karşılaştık. Bu böcek fındıkçının belki de bundan sonra en büyük problemi olacak.
Bu yıl Doğu Karadeniz bölgesindeki üreticiler bu haşarattan (kahverengi kokarca) illallah dediler. Bölgedeki fındığın kalitesini ve rekoltesini ciddi derecede erozyona uğrattığı söyleniyor.
Bu haşeratla mücadelede bireysel çabanın yetersiz kalacağı şimdiden görülüyor. Bu konuda Bakanlığın acil bir eylem planını devreye sokması şarttır.
Geçmiş tarım bakanlarımızdan bir tanesi 2012 yılında Fransa hükümeti tarafından tarım alanında Şövalye Liyakat Nişanıyla ödüllendirildi. Umarız Kahverengi Kokarca konusunda tarım bakanlığımız çiftçilerimizi memnun eder çalışmaların altına imza atar da sayın Bakanımıza Fransız hükümeti gibi dıştakiler değil de kendi çiftçilerimiz liyakat madalyası verirler.
“DEVELTİN DİNİ ADALETTİR” (HZ. ALİ)