Köşe Yazıları

Münir Ali Kara, “Ağlamayana emzik yok”

Karasu Sağlık Hizmetleri ve Hastane Derneği Başkanı Hasan Eminoğlu ve Yardımcısı Samet Altuntaş ile birlikte Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü’ne önceki ay atanan Kayhan Özdemir’i ziyaret ettik

Ziyarette elbette ana konumuz Karasu oldu. Buradan defalarca yazdığımız konuları göreve yeni gelen yeni Özdemir’e anlattık.
Yeni İl Sağlık Müdürü’ne Karasu Devlet Hastanesi’nin görevini, işlevini, stratejik konumunu, sorunlarını ve çözüm önerilerimizi ilettik.
Şimdi buradan detay vermeyeceğim de, sizin içinizden ne geçiyorsa onları anlattık. Hastaneyi dert edinen Karasu Sağlık Hizmetleri ve Hastane Derneği Başkanı Hasan Eminoğlu ve Yardımcısı Samet Altuntaş, iyi niyetle eksikleri ve beklentileri dile getirdi.
Sonuçta Karasu Devlet Hastanesi’ne ek bina yapılması için ayrılan yerde sıkıntı çıktığını ve yerinde değişiklik olduğunu, Karasu’ya haftada bir de olsa kardiyolog gelmesi için adımların atıldığını ve Karasu’nun bu alanda eksikliğinin giderileceğini öğrenmiş olduk.
Bunun dışında ilçe içindeki sağlık ocaklarından bazıları pandemi döneminde getirilen randevu sistemini sürdürüyor. Bu konuda rica dışında yapılacak bir şey de yokmuş. Onu öğrendik. Yani siz Karasu’nun kırsal mahallesinden kalkıp geliyorsunuz ama randevunuz olmadığında doktor sizi muayene etmeyebiliyor. Bununla ilgili yasal olarak yapacak bir şey ya da şikayet edecek bir kurum da yok. Hayırlısı olsun.
Ziyarete girmeden önce karşılaştığımız İl Sağlık Müdürlüğü çalışanlarından bazıları bizim yazılarımızdan haberdar olduklarını, yazılarımızın kurumsal olarak rahatsızlık verici olsa da Karasu’nun hizmet alması manasında işe yaradığını söyledi.
Yani bireysel olarak Sağlık Müdürlüğü’nde sevilmiyormuşuz ama yazdıklarımız Karasu’nun kadro ve ekipman almasında işe yarıyormuş. Karasu’ya hizmet etsinle de gerekirse bizden nefret etsinler…
Neyse netice olarak, sizin dertlerinizi, sizin ağzınızdan ve sizin lehinize olacak şekilde Hasan Eminoğlu ve Samet Altuntaş ile birlikte aktardık. Bilginiz olsaun.
Kokarca konusu
Karasu’da kahverengi kokarca ile ilgili konferans düzenlendi. 19 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kibar Ak konu ile ilgili bilgi verdi.
Sosyal Gelişim Merkezi’nde beklediğimden daha geniş bir kitle vardı. Elbette çiftçi adam salonda slayt izlemeyi değil de sahada uygulamanın nasıl yapılacağının kendisine gösterilmesini ister. Akademik dil bize çok hitap etmiyor. Buna rağmen Karasu Ziraat Odası ve İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından düzenlenen organizasyona benim beklediğimden fazla vatandaş vardı.
Bu da kokarca konusunda gerçekten ne denli hassas olunduğunu gösteriyor.
Konunun özüne gelecek olursak da… Bireysel mücadele değersiz değil ama kendi başına bir anlam ifade etmiyor. Bu hayvan çok hızlı ürüyor ve istilacı tür olarak geçiyor. Biyolojik mücadele için samuray arısı öneriliyor ama bunun da garantisi yok.
İlk ortaya çıktığı yer olan Çin’de bile tam manası ile başarı sağlanmış değil.
Özetle önümüzdeki yılın sorunu bu olacak gibi. Amerikan kelebeği derdi bitmeden yeni bir sıkıntımız ortaya çıktı. Bunu bir geçelim de bakalım sonra sırada ne var…
Tatlı ve Genç
“Bizim içimizden adam çıkmıyor” cümlesini sık duyar ve zaman zaman da kullanırız.
Bir sosyal medya paylaşımında Alper Tatlı için yeni kurulacak partinin Karasu İlçe Başkanı olup olmayacağı tartışılıyordu.
Kendimizden olanı yukarılara layık göremiyoruz. Teşbihte hata olmasın ama evde büyüyen tosun öküz olmaz misali.
Neticede Alper Tatlı Anahtar Parti’nin kurucular kurulunda yer aldı. MYK’sına girdi. Genel başkan yardımcılığı yolu da açık.
Bu açıdan Tatlı’ya başarılar diliyoruz. Bizden birileri bir yerlere gelsin de arkasında durmayanlar utansın.
Diğer yandan Karasu Belediyesi eski Başkanı Ahmet Genç de Belediye Başkanları Birliği’nin Sakarya İl Başkanı oldu.
Karasu’dan biri uzun süredir Sakarya’da siyasi açıdan bir yere gelemiyordu. En son Cevat Ekşi Sakaryaspor Başkanı olduğunda gururlanmıştık.
Ahmet Genç’in üstlendiği bu görevin büyük önem taşıdığını, Karasululara önemli bir kapı açacağını düşünüyoruz.
Allah sayılarınız artırsın…
Parkomatta vatandaş ne diyor
Bir yazı görmüştüm işletmenin birinde, “Memnuniyetinizi dostlarınıza, şikayetinizi müdüriyete bildiriniz” diyordu.
Bizim insanımız yönetimle doğrudan konuşup şikayetini dile getirirse hedef olacağını düşünüyor. Onun için derdini bize aktarıp “Gazeteci değil misin, sen anlat” diyor. Yani kendisi kötü olmaktansa bizim kötü olmamız istiyor. Bu da bir mantık tabi.
Gene öyle olsun.
Birincisi parkomat uygulamasında esnafın caddeye cephe dükkanı varsa 500 lira aylık abonelik alınıyor. Dükkanınız caddeye bakmıyorsa aylık 1000 lira isteniyor. Bu konuda bir çözüm şart. En azından herkesin fiyatı eşitlensin isteniyor.
İkincisi Plaj Caddesi’nin ışıklara kadar olan kısmında parkomat var, Doğu ve Batı Karadeniz Caddelerinde parkomat var ama ışıklar ile Sahil Park arasındaki yolda trafik sıkışıklık oluyor. O alana da parkomat konması isteniyor ve hatta “Bu arada yatır mı var” diye takılanlar oluyor.
Bir başka aksayan konu parkomat uygulamasının HGS’den çekilmesi ve personeli bulamadıklarında ödedikleri bedelin yüksek olması.
Parkomatın uygulamasının kaldırılmasını ve toptan sorun olduğunu düşünenler de var. Buradan aktarmış olalım. Elçiye ister zeval olsun ister olmasın…
HECATİ: Gölgene de yazık. Seni adam sanıp peşinden geliyor…