Minareyi çalan kılıfını hazırlar
Her vatandaşın olduğu gibi bizlerin de farklı beklentileri var. Biz basın emekçileri olarak ilçelerimizde farklı bir şeyin yapılmasını, insanlara huzur ve güven veren, yaşam standartlarını yükselten ve hayatı kolaylaştıran, proje ve uygulamaların hayata geçirilmesini merakla bekliyor ve olabilecek her çalışmayı heyecanla takip ediyoruz. Şu anda toplumun ağırlıklı gündemi her ne kadar ekonomi olsa da bizim için durum sadece ekonomi ile sınırlı değil. Özellikle hizmet anlamında beklentilerimiz var. Ve tabi ki çevre konusu da gündem maddelerimizin en üst sıralarında. Bunlardan kimisi zaman zaman gerçekleşiyor. Mesela bundan yaklaşık iki hafta önce Kocaali’de de alt yapısı uzun süren güzel bir proje hayata geçirildi. Biz de buna geniş yer verdik. Artılarını eksilerini elimizden geldiği kadar gündeme getirmeye çalıştık.
Pilot bölge olarak seçilen sahil kesiminde uygulanmaya başlanan çöp saati projesinden bahsediyorum. Bilindiği üzere geçtiğimiz ayın son haftası Yalı, Yayla, Alandere, Kadıköy ve Caferiye Mahallelerimizin sahil bandında kalan kesimlerinde saatli çöp uygulaması başladı. Yalı ve Yayla Mahalleleri için saat sabah 09:00, Alandere, Kadıköy ve Caferiye Mahalleleri için de saat sabah 10:00 şeklinde bir zaman dilimi belirlendi. Vatandaşlar bu saatlerde çöplerini kaldırılan konteynerlerin bulunduğu alanlara bırakıyor çöp ekipleri de bunları kaldırıyor.
Ancak son bir haftadır bu konuda bazı eleştiriler yapılmaya başlandı. Hem esnaf hem de vatandaş uzun süre bekleyen çöplerden dolayı özellikle sosyal medyada tepki verdi. Şahsen ulaşıp tepkisini idile getirenler de az değil. Bunların önemli bir kısmı haklı da. Yani vatandaş uygulamada belirtilen saatte kalkıp çöpünü olması gereken yere bırakıyor ama ekipler almakta gecikince hem görüntü kirliliği hem koku oluyor. Üstüne bir bırakılan çöpler sokak hayvanlarının saldırısına maruz kalınca ortalık bir anda savaş alanına dönüyor. Bunun olabileceği zaten daha önceden de belliydi. Kaldı ki biz bunu çöp kovaları varken veya çöp kovalarının şu anda mevcut bulunduğu yerlerde de yaşıyorduk. Halen daha yaşıyoruz. Yani sahilde sokakta duran çöpler sokak hayvanları tarafından parçalanıp dağıtılıyor ama diğer mahallelerdeki kovalarda da, kovalar boşken çöpünü dışarıya bırakan yüzlerce insan var, kovanın pis olduğunu düşündüğü için kapağını dahi açmaya tenezzül etmeyen çöpünü alelade bırakıp giden yüzlerce insan var. Onların bıraktıkları çöpler de aynı şekilde sokak hayvanları tarafından parçalanıp dağıtılıyor. İkisi de aynı kapıya çıkıyor. Arada tek fark var. Sahildeki vatandaş projeye duyarlı olduğu için çöpünü ilgili saatte bırakıyor, diğerleri ise çöp kovasına dahi duyarsız olduğu için uzaktan sallayıp gidiyor. Şahsen ben bu şekilde yüzlerce vakaya denk geldim.
Her neyse vatandaş tepki verdi dedik ya. Evet, tepki var ama ilginç bir şey daha var. Çünkü bu konuda şikayette bulunan herkes “Proje güzel ama uygulama eksik” şeklinde yorumda bulunuyor. Yani çalışmanın beğenilmiş olması güzel ama alınmalarında yaşanan gecikme maalesef bunu gölgede bırakıyor. Bizler de aynı şeyi düşünüyoruz. Proje güzel ama yavaş ilerliyor.
Diyeceksiniz ki “Proje ne açıdan güzel?” hemen onu da kısaca özetleyip konuyu kapatayım. Birincisi sadece pilot bölge olan sahil kesiminde 300 civarında konteynerin kaldırılması ciddi bir ekonomik yükü ortada kaldırmış oldu. O kovaların yaşadığı tahribat öyle az buz şey değil. İçinde ateş yakılıyor, kapağı kırılıyor, tekeri kırılıyor. Sık sık boya bakım tamirat gerektiriyor. En ufak bir teker değişmesi bile emin olun bir kaç yüz liradan aşağıya değil. Bir kovayı onarıp yerine koymak birkaç bin lira. Bunu 300 le çarparsanız ve bunu yıl bazında düşünürseniz heba olan paranın hesabını belki de yapabilirsiniz. Bu proje ile bu masraf ortadan kalkmış oluyor. Bir de bu proje pilot bölgenin ardından tüm ilçede uygulanacak ve toplamda tüm mahallelerde hatta bahçe evlerinin olduğu yerlerde bile 4 bine yakın konteyner olduğunu düşünürseniz yıllık masraf milyon liralara ulaşıyor. Bunun üzerine zaman, yakıt ve personel tasarrufunu, kova kirliliğinin kalkmasından dolayı oluşan ferahlığı da eklerseniz katkısı tartışılmaz.
Gelelim işin sorun olan kısmına. Evet, birçok yerden haber geldi “Ekipler almakta gecikiyor sokak hayvanları parçalayıp dağıtıyor” diye. Biz bunun böyle olacağını zaten tahmin edebiliyorduk. Gecikme durumunda aksama yaşanabileceğini biliyorduk ama “Minareyi çalan kılıfını hazırlar” derler ya, belediyenin de bu konuda bazı ek tedbirleri var. Yakın zaman iyi biz düzenleme ile sorun ortadan kalkar ve hem daha temiz bir çevreye kavuşur hem de sokaklarda ferah ferah gezeriz. Eve bu konuda en büyük sorumluluk belediyenin ama vatandaşa düşen bazı sorumluluklar da var. Yani, “Bu belediyenin işi, Bana ne?” deyip alelade bırakıp gitmek sonra da dalga geçer gibi veya hakaret eder gibi ağır eleştiride bulunmak bir vatandaşlık görevi değil. Bir sorumluluk gereği değil. Elbette her şey zaman meselesi. Proje daha yeni. Bölge yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda kocaman bir alan ve nüfus yoğunlaşıyor. Aksamalar olması normal ama sistem oturduğu zaman her şey tıkır tıkır işleyecek hale gelir. Vatandaş olarak bizlerin yapması gereken şey ise sabredip yardımcı olmak ve işi güzelleştirmek için önerilerimizi gündeme getirmek. En azından deneme süresini olabildiğince uzatıp rayına oturmasın beklemek. Belediye bu projeyi büyük bir heves ve büyük bir beklentiyle hayata geçirdi. Eleştirmek vatandaşlık görevi ve bir sorumluluk ama bence asıl sorumluluk, işin başındaki insanların hevesini kırmadan, onları daha çok çalışmaya, yeni projeler üretmeye sevk ederek öneri sunmak ve yardımcı olmaktır. Haa… Bir ay iki ay denedik, olmadı. Baktık olmadı mı? O zaman gerekirse uygun bir dille gündeme getirir, herkes ikna olduktan sonra da yeniden konteynerli sisteme geri dönmenin yollarını ararız ama şu an yapılacak şey, sabredip yardımcı olmak. Sağlıkla kalın…