Köşe Yazıları

İyi ki

Elbette her fani vakti dolduğunda bu dünyadan göçüp gidecek. Zaten hepimiz hayattaki en büyük gerçek olan ölümü bile bile ahir yolculuğumuza hazırlanıyoruz. Elbette eksiğimiz gediğimiz vardır, elbette noksanlarımız vardır, hiç birimiz dört dörtlük değiliz. Allah’u Teala hepimizin amellerini salih amel kabul eylesin. Elden ayaktan düşmeden, kimseye muhtaç olmadan huzurla çene kapamayı hepimize nasip etsin inşallah. Ölüm hem gerçek hem de acı. Ve Kocaali bu acıları sık sık ve en derinden yaşayan bir ilçe. Şimdiye kadar onlarca, yüzlerce kıymetli değerini kaybetti. Şöyle yolda yürürken arkalarından baktığınızda içinizden ‘İyi ki’ dediğiniz kaç kişiyi ebediyete uğurladığınızı bir düşünün. Sadece ilk anda aklınıza gelenler bile gözlerinizi doldurup sizi geçmişe taşımaya yeter de artar bile. Özellikle de son dönemde kaybettiğimiz iki değer, iki kıymetli şahıs. Ticari hayatları bir kenara dursun spora ve gençlere olan ilgi ve alakalarıyla arkalarında unutulmaz hatıralar bıraktı. Önce Cevat amca şimdi de Recep amca. Cevat amcanın aktif olduğu yılları parça parça da olsa kendi ağzından dinlemiş biriyim. Çarşıda kahvede denk geldiğimizde birbirimize çaylar söyleyip güzel sohbetler ettiğimiz oldu. Geçmiş anlattı ama mütevazi tavrından hiç ödün vermedi, kendini övdüğünü hiç hatırlamıyorum. Ama başkalarından onu dinlediğimde kendisiyle ne kadar övünse az olurdu diye düşünüyorum. Varlığıyla Kocaali’ye kazınmış nadide bir insan. Sonra Recep amca. Ben 12 yıldır Kocaali’de gazetecilik yapıyor ve her haftanın bir gününü abonede geçiriyorum. 12 yıldır Recep amcanın dükkanından geçiyor fırsat bulduğumda hal hatır soruyorum. Ama Recep amcayla asıl sohbetimiz kulüp başkanlığı döneminden sonra başladı. Denk geldiğimizde daha fazla sohbet etmeye başladık. Bazen işim gerçekten çok sıkışık olduğunda kapısından hızlı hızlı geçtiğim oluyordu. O halimle beni kapıda gördüğünde “Gasteci” diye çağırıp çaya davet ediyordu. Ne kadar imkan varsa sonuna kadar değerlendiriyor nasihatlerini dinliyordum. Ben sık sık öyle hissediyorum size de öyle geliyor mu bilmem ama bazı insanlar o kadar iyidir veya siz onların temiz kalplerini o kadar iyi görür ve algılarsınız ki hiç ölmeyecekler ve dünyaya, kıyamete kadar insanlığa hizmet etsin diye gönderilmişler gibi hissedersiniz.  Şahsen ben son günlerde öyle hissediyorum. Ama her ne olursa olsun vade dolduğunda ölüm kapıyı çalıyor. Ebedi buluşmaya kadar mola veriyorsunuz. İşte böyle, Kocaali son birkaç haftada arkasından bakarken ‘İyi ki’ dediği iki kıymetli insanı ebediyete uğurladı. Mekanlarınız cennet olsun Cevat amca, Recep amca. Kocaali sizi unutmayacak, en çok ta maddi manevi destek verip avuç içlerinizle saçlarını sevdiğiniz gençlerin hafızalarında kazılı yaşayacaksınız.

Bir taşla üç kuş

Bahsetmek istediğim diğer bir konu da bu hafta iki farklı şekilde haber olarak yer verdiğimiz okul inşaatları konusu. Daha önceden birkaç yerde konusu geçmişti ama detaylı halini geçtiğimiz hafta konuşma fırsatı bulmuştuk. Bu hafta da il milli eğitim müdürünün ziyareti konunun üzerini açmış oldu biz de olabildiğince yer vermeye çalıştık. Öncelikli olarak şu anda inşa aşamasında olan bir okul binasının sistemi olumlu anlamda nasıl etkilediğini görmenizi istiyorum. Ersan Başkan’ın açıklaması olarak yer verdiğimiz haberi biraz açmak istiyorum. Şu anda Yalı’daki bir arazide Hürriyet İlkokulu olarak başlayan bir inşaat mevcut. Ancak kağıt üzerinde ismi öyle olsa da alt amaç binayı meslek lisesine çevirip ASMTAL’i oraya kaydırmak ve bu çok zor bir şey değil. Atatürk Ortaokulu’nu da meslek lisesi binasına kaydırınca çarşı içinde kocaman bir okul binası boşa çıkıyor. İşte iyi gelişme de burada başlıyor. Çünkü malumunuz eski Hürriyet İlkokulu binası yıkılıp Osman Salihoğlu’na taşınınca özellikle merkezde oturan veliler bu durumdan baya rahatsız olmuştu. Hatta şimdilerde bile bu duruma tepkileri halen devam ediyor. Velhasıl Hürriyet tekrar çarşı içine gelince birkaç yıldır dillendirilen o sorun da ortadan kalkmış olacak. Ama tabi sadece mesele o değil hem meslek lisesinin daha iyi bir yere kaydırılması hem de ortaokulun kapasitesinin artırılması gibi iki tane daha artısı var. Bir taşla üç kuş vurmak gibi bir şey. Tabi aynı zamanda imam hatip ortaokuluna bir kat daha çıkılıyor ve yine Beşevler İlkokulu da yıkılacak yerine 16 derslikli yeni bina yapılacak. Tabi bunu yaparken de çocukların eğitimleri aksamayacak. Yüksekokul kendi yerinde açılınca boşa çıkan TOKİ okulu bu açığı kapatmış olacak. Yine Osman Salihoğlu’nu bahçesinde 4 derslikli bir anaokulu inşası da gündemde. Yani şurada, ilçedeki eğitim olayını bir anda bir kademe yukarıya taşıyacak ve ciddi manada rahatlatacak önemli işlerden bahsettik. Ama şunun altın çizmek istiyorum. Bu bahsettiklerimiz mevcut durum itibariyle, yapılacak projeler üzerine kurulmuş bir ön görüş. Şayet herhangi bir gelişme olur da daha iyi imkan ortaya çıkarsa plan da o gelişmeye göre revize edilebilir. Bundan sonrası her ne şekilde olursa olsun, bahsi geçen projeler hayata geçtiği takdirde Kocaali’nin eğitim kalitesi anlamında olumlu katkıları olacağını düşünüyorum. Sağlıkla kalın…