Fısıltı Gazetesi
Çay ocakları meseleleri
Karasu Atatürk Bulvarı’ndaki trafiğe kapalı alanda pasajlarda çay ocakları var. Neredeyse her pasajda bir çay ocağı mevcut. Bu çay ocakları aynı zamanda dışarıya da ücreti karşılığında masa-tabure atıyor. Dahası yasal olarak aynı pasaja birden fazla çay ocağının açılmasında sakınca da yok. Ama… Aynı pasajdaki iki çay ocağı dışarıya ikişer masadan dört masa atıyor. Bu masaların tabureleri de olduğunda 16 kişilik bir kalabalık güruh yolda oturmaya başlıyor. 16 kişinin yer aldığı pasaj önündeki kalabalık bir yana, kimin nereden çay isteyeceği bile belli olmuyor. Bu da beraberinde tartışmaları getiriyor. Zaman zaman çay ocağı işletmecileri arasında sesler de yükseliyor. Bu durumun önüne geçilmesinin formülü ise aslında süpermarket kararında olduğu gibi, aynı pasaja birden fazla çay ocağına müsaade edilmemesi ile aşılabilir ama… Yöneticilerin de bir bildiği vardır muhtemelen.
Ekmekten sonra çay
Maliyetlerdeki artışlar son kullanıcıya yansımaya devam ediyor. Ekmek fiyatının 5 liradan 7 buçuk liraya çıkması yönündeki talep henüz değerlendirme aşamasında. Bunun devamında çay ocakları da çay satış fiyatının 5 liraya çıkarılmasını talep etti. Karasu Esnaf Odası da bu talep doğrultusunda karar aldı. Kahvenin fiyatının ise 15 lirada kalması planlanıyor. 5 liralık fiyatın ne zaman hayata geçirileceği de henüz netlik kazanmadı.
İlk gün boğulma vakası
Havaların ısınması ile sahil kenarındaki hareketlilik de başladı. Geçmiş yıllara nazaran çok daha geç ısınan havalar denize girmek isteyen vatandaşların da özlemini artırdı. Güneşi görür görmez kendini denize atan vatandaşlardan biri ilk gün boğulma tehlikesi yaşadı. Kısa sürede cankurtaranların müdahalesi ile kurtulan genç Karadeniz ile şaka yapılmayacağını bir kez daha göstermiş oldu.
Bize bir şey olmaz mı
Roma Dondurması’nın bulunduğu eski binanın yıkım işlemleri devam ediyor. Yıkım işlemlerine geçtiğimiz hafta sonundan itibaren ağır iş makineleri de dahil oldu. Hilti görevi de gören iş makineleri çevre binalarda ciddi sarsıntılara yol açıyor. Bulvar’daki işyerinde çalışma esnasında zaman zaman bilgisayarlar sallanıyor ve çalışanlar deprem paniğine kapılıyor. Bu sarsıntıların diğer binaların temeline zarar verip vermediği konusunda ise bir bilgi ya da açıklama yapılma gereği duyulmuyor. Vatandaşların aklında ise şu soru var: Bu sarsıntıların binalara zarar vermediği biliniyor mu yoksa tahmin mi ediliyor?
Sokak köpekleri yine mi tehdit
Yaz aylarında sadece insan nüfusu artmıyor. Sokak köpekleri de artıyor. Pek çoğu kısırlaştırılan bu sokak köpekleri nasıl çoğalıyor? Çok basit. Civar illerdeki belediyeler bu köpekleri, mesai saatleri dışında sivil araçlarla köpekleri getirip Karasu ve Kocaali ilçelerinin girişine bırakıyor. Duruma şahit olan vatandaşlar Kocaali’de Çamdağı bölgesine Karasu’da da Karapınar girişine köpek bırakıldığını görüyor. Bu bölgelerde yaz aylarındaki nüfus artışı, köpeklerin daha kolay yiyecek bulmasına imkan tanıyor. Ancak vatandaşların huzurunu da bozuyor. Sokak hayvanlarının kısırlaştırma ve tedavi dışında barınaklarda tutulmasına da yasalar müsaade etmiyor.