Kenan Tiryaki, “Bizden ama bizden olmayan kızlar”
Bizden ama bizden olmayan kızlar
Türk milli kadın voleybol takımımız dünya arenasında başarıdan başarıya koşarak tarih yazmaya ve içteki dıştaki düşmanlarını çatlatmaya devam ediyor.
Dünya sıralamasında birincilik kürsüsünde oturmaya devam ediyoruz, kalkmaya da hiç mi hiç niyetimiz yok.
Olimpiyat oyunlarına katılmayı zaten garantilemiştik, fakat bu maçlar bizim için önemli sıralamadaki yerimizi korumak açısından.
Sekiz maçın altısını kazanarak devler liginin son etabı olan Çin’e doğru gidiyoruz. Biz olimpiyatları garantilemişiz ama rakiplerimiz için hala çekişmeler devam ediyor.
Statüye göre kadın milli voleybol takımımızı yenenler ON puanın üstünde puan alıyor. Biz yenersek 3.8 puan alıyoruz.
Yani her takım bizi yenmek için inanılmaz performans sergiliyorlar. Sakatlarımız çok kadromuz eksik ama yedekler asıl oyuncuları aratmıyor vallahi.
Milletler liginin ikinci ayağı olan ev sahibi ABD’yi 3-2 laik skorla geçtik. Nefeslerimiz kesildi maçı izlerken.
Değerli okuyucular.
Bu kızlara bir şeyler olmuş, bunlar bizden değil uzaylılar sanki.
Ne iktidara eyvallahları var, ne de gelene gidene. THY tarikat ve cemaatleri fört-klas uçak yolculuğu ile onurlandırırken, dünya birincisi kadınlar voleybol takımımızı ekonomik, yani deyim yerinde ise en ucuz ve en kalabalık ve en rahatsız koltuklarda on saatlik yolculuğa reva gördüler. İlk değil tabi bu durum. Çünkü sırf giydikleri forma şekillerinden dolayı, yani bir takım çürük zihniyetliler müstehcen buluyorlar.
Oysa asıl “Müstehcenlik” onların art niyetli örümcek bağlamış beyinlerinin içinde.
O zihniyet için her şey “belden aşağı” cennette bile “onlarca huri” hayali ile güzel dinimizi çarpıtıyorlar.
Bunca ah almanın karşılığı ya “Nuri’se”, onu hiç hesaba katmıyorlar.
Bu kızlarımız önüne geleni silip süpürüyorlar, ezip büküp atıyorlar, kimseye ağlama diye tempo tutmuyorlar.
Ne hakemlere bahane buluyorlar ne de sıradan takımları yendiği zaman höykürüyorlar.
Ebrar’ın bayrağımız yükselirken ağlaması Türk kadınının milliyetçiliğini,
Kaptan Eda Erdem in yabancı televizyonuna akıcı İngilizcesiyle verdiği röportaj Türk kadının çağdaşlığını, Ülkesinde yasaklarla yaşamış baskı görmüş ve Türk vatandaşı olarak özgürlüğünü almış Melissa Vargas’ın son sayısındaki sevinci “Ne mutlu Türküm diyene “ sözünün içeriğini, Maçın sonunda Erik dalı ile oynamaları geleneklerimize ne kadar bağlı olduklarını gösterirken; İstiklal Marşı’nı bağıra bağıra söyleyen kızlarımızın ruhlarında birer Türk askeri taşıdığına hep beraber şahit olduk.
Hepimiz duygulandık ağladık…
Badem bıyıklı takımının rahatsızlığını elbette anlayabiliyorum.
Onlar TC’yi sadece tabelalardan kaldırabildiler,
Ama Yüreklerden asla.
Türk milleti ruhunda kurt taşır,
Kadınıyla erkeğiyle asker ruhludur.
Korkmaları bu yüzden…
Bu yüzden emperyal güçlerle iş birliği içinde bu milleti baskılamaya çalışıyor, yasa dışı göçlerle sosyolojik yapısını bozmayı amaçlıyorlar.
İstiklal marşını kaldırmak isteyenleri parlamentoya sokuyorlar PKK ve İŞID benzeri Türk düşmanı bir takım kişileri.
Türk kadınını baskılamaya yıldırmaya çalışıyorlar…
Ama Nafile…