Zirai mücadele bilinçli yapılmalı
Karasu Ziraat Odası Ziraat Yüksek Mühendisi Serap Vildan Ersoy, fındık bakımı hakkında bilgi verdi. Ersoy, “Uygun dozda kullanılan zirai mücadele ilaçları etkisini gösterirken, kullanım miktarının üzerine çıkılması ilaç olma özeliğini kaybettirir ve zehir yerine geçer. Bu yüzden bilinçli bir şekilde zirai mücadele yapılmalı” ifadelerini kullandı.
ZARARLILARA KARŞI MÜCADELE
Karasu Ziraat Odası Ziraat Yüksek Mühendisi Serap Vildan Ersoy, fındık bakımı hakkında bilgi verdi. Ersoy, “Fındık bahçelerinde ilçemizde son yıllarda ekonomik zarar eşiğinin üzerinde zarar yapan külleme hastalığına karşı kimyasal mücadele hazırlığı yapılabilir. Fındık yaprak deleni ve fındık gal sineği zararlılarına karşı kimyasal mücadele yapılabilir. Kimyasal mücadeleye başlamadan önce, ilaçlamayı gerektirecek yoğunlukta zararlı bulunup bulunmadığını tespit etmek için bir ön sayım yapılmalıdır. Kök ve dip sürgün temizliğine devam edilebilir. Filiz alma ve kökten dal kesimleri yapılabilir. Sonbahar döneminde kesilen dallar bahçe içerisinden çıkarılarak bahçe temizliği yapılabilir. Zirai mücadelenin daha yoğun yapılacağı bahar ve yaz dönemine gireceğimiz bu haftalarda bazı konuları hatırlamakta yarar var” ifadelerini kullandı.
MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Ersoy, “Bitki koruma denilince bitkisel üretimi sınırlayan hastalık, zararlı ve yabancı otların zararından bitkileri korumak; bu yolla tarımsal üretimi artırmak ve kalitesini yükseltmek amacıyla yapılan tüm işlemler akla gelmektedir. Dünyada tarımı yapılan bitkilerde zararlı, hastalık ve yabancı otlar nedeniyle hasattan önce ortaya çıkan ürün kaybı yüzde 35’e ulaştı. Mücadele yapılmadığı zaman bazı ürünlerde bu kaybın, iki kat artabileceği hatta yüzde yüzlere ulaşabileceği yapılan araştırmalarla ortaya kondu” dedi. “Zararlı etmenlere karşı geçmişten bu güne kadar çeşitli mücadele yöntemleri geliştirilmiştir” diyen Ersoy, “Mücadele yöntemleri arasında en yaygın kullanılan ve hemen etki alınan metot kimyasal mücadeledir. Ülkemizde kimyasal mücadele 1950 yılından sonra hız kazandı” dedi.
ÖNÜNE GEÇİLMELİ
Ersoy, “Tarım ilaçlarının uzun yıllar yaygın bir şekilde ve bazı durumlarda da aşırı kullanımı sonucunda, doğal denge bozulması, çevre kirliliği, hedef dışı diğer canlılara yan etkileri, pestisitlerin uygulandığı ürünlerde kalıntı gibi birçok yan etkileri ortaya çıktı” dedi. “Beşeri ilaçlar yalnızca kullanan kişileri etkiliyor, ancak tarım ilaçları tüm çevreyi etkilediği için bilinçsiz kullanımın önüne geçilmelidir” diyen Ersoy, “Dünya tarımı kimyasal ilaç kullanımından vazgeçemeyeceği gibi ülkemizde de durum bu şekildedir. Ancak kullanılan tarım ilaçlarını entegre mücadele çerçevesinde, doğru ilaç, doğru doz ve doğru miktar standardında kullanmak mümkündür. Bizler hastalandığımızda doktora gideriz hastalık teşhisinden sonra önerilen miktar ve şekilde ilaç kullanmaya başlarız. Bitkilerde de durum bu şekilde olmalıdır” ifadelerini kullandı.
İLAÇ ÖZELLİĞİNİ KAYBEDER
“Tespiti yapılan hastalık ve zararlıya karşı amacına uygun, kullanılacak miktarı aşmadan, hedef bitkide kullanılmalıdır” diyen Ersoy, “Bölgemizde bahar dönemlerinde yapılan ilaçlamalarda zararlı teşhisi yapılmadan komşum ilaç kullandı ben de kullanayım mantığıyla uygulama yapılmaktadır. Herhangi bir zararlı ve hastalığa karşı zirai mücadele uygulaması yapılmadan önce bahçe içerisinde ön sayım ve teşhis yapılarak kullanılacak tarım ilacı belirlenmelidir. Uygun dozda kullanılan zirai mücadele ilaçları ilaç etkisi gösterirken, kullanım miktarının üzerine çıktıkça ilaç olma özeliğini kaybeder, zehir olarak adlandırılır. Bitkisel ürünlerde hastalık, zararlı ve yabancı otlara karşı kullanılan pestisit olarak adlandırılan tarım ilaçları hava veya su kaynaklarına bulaşma sonucunda bir gün mutlaka bizlere geri dönecektir. Bunu bilerek bilinçli zirai mücadele yapmamız gereklidir” şeklinde açıklamada bulundu.