Temelden değil çatıdan işe başlamak

Temelden değil çatıdan işe başlamak
Oldubitti birbirine karıştırıyoruz ve üzerinden çokça zaman geçmiş olmasına rağmen iyi futbol takımı kurmak ile iyi bir futbol kulübü oluşturmayı henüz kavrayamadık toplum olarak basın ve medya olarak.
Şimdi bazılarınızı duyar gibi oldum hocam doğruyla eğriyi karıştıran bir toplumun içinde yaşarken, sen kalkmış futbol takımı kurmak ile iyi bir futbol kulübü oluşturmadaki farkı ortaya koymamızı bekliyorsun,
Her işi hallettik fıstığı yeşil mi kaldı misali, neremiz doğru ki oramız eğri olsun diye sormazlar mı şimdi bana?
Sorarlarsa çok haklılar çünkü biz son yirmi yılda öyle bir şekle evrildik ki, doğruyu eğriyi, gerçeği yalanı vs. karıştırdık gitti…
Konu öyle derin ve hazin bir hikayeye dönüştü ki, hikayelerin sonun da artık gökten üç elma düşmüyor, düşse bile sahipleri önceden belli olduğu için kimse umutlanmıyor benim başıma elma düşecek diye…
Korkuyorum giderayak umudumuz kalmayacak.
Neyse, konumuza dönelim.
Değerli okuyucular, iyi futbol takımı kurmak kolaydır çünkü sezonluktur, günü, sezonu, ya kurtarır, ya kurtarmaz, belirsizlikler içerir.
Uzun vadede kazanımı olmaz bıkkınlık verir, ilk baştan kazanılıyor gibidir ama süreçte maddi manevi anlamda hep kaybedilir, zarar edilir.
Oysa iyi bir futbol kulübü kurmak emek ister, bilgi ister, sabır ister, liderlik ve uzlaşı kültürü ister.
Sonunda sürdürülebilirliği olur ve hep kazandırır.
Hiç hoşuma gitmese de Avrupa’dan ve Dünya’dan örnekler vermek istiyorum.
İngiltere de Alex Fergusonun Manchester United’e geldiğinde aşağıdaki 8 prensip üzerinden başlayarak kulübe birçok başarılar kazandırmıştır.
İyi futbol kulübü kurmak için her zaman temelden başlanmalı, takımı yenilemekten korkmamalı, mutlaka standartlarınız yüksek olmalı, herkesin bunlara uyması sağlanmalı, hiç ama hiçbir zaman kontrolü elden bırakmamalı, mesajlarınızı doğru zamanda, doğru yerde ve doğru şekilde vermeli, kazanmaya hazır olunmalı, gözlem yapmanın gücüne mutlaka inanılmalı.
İyi futbol takımına sahip olmak için önce çağdaş her anlamda futbolun ihtiyaçları ile donatılmış iyi kulüp olmak gerek.
Gelin şimdi bizdeki durum hal ve yapılanmaya!
Bir göz atalım.
Ülkemizde işe önce çatıdan başlanır tüm enerji yatırım oraya aktarılır temel (altyapı) ihmal edilir, ya da temelin ülkemiz gerçeklerine dönük yapılanması bir sistem doğrultusunda değil de zengin kişilerin keyfiyatı üzerinden oluşturulur.
Ve sonucu itibarı ile de, verimsizlikler ve yetersizlikler içerisinde zaman zaman yalancı baharlar yaşatarak uzun ömürlü olmaz.
Hal böyle olunca çatıdan başlanıp temel arka bahçe gibi görülerek kendi haline bırakılıp sağlamlaştırılmadığından, maalesef temeli yetersiz ve eksik olanın geleceği de olmuyor, ya da geleceği eksik yetersiz verimsiz bir şekilde devam ederek yok olmaya doğru gidiyor.
Ekonomik problemlerle uğraşan ve bir türlü çözüm üretilemeyen bir sistemde, hiç kimse temelin sağlamlığını düşünemiyor, altyapılara yeterince, bırakın yeterinceyi hiç önem verilmiyor.
Geçen haftaki yazımda az buçuk bu konuya değinmiştim, Altınordu FK’nın kapısına kilit vurulacak diye eğer sahip çıkan birileri olmaz ise.
Neyse ki süper lige çıkan samsun spor kulübümüz bu kulübe sahip çıktı ve kulübü satın aldı.
Tabi bunu başkanın aklına sokan ve Samsunspor’un şampiyonluğunda çok büyük katkısı olan ve geçtiğimiz on yıl Altınordu FK’da teknik adamlık yapan hocanın katkısı çok büyük.
Kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.
Umarım yeni bir planlama ile uzun vadeli hesap ve anlaşma yapılarak Türk futboluna hizmet ederler.
Sağlıcakla kalın selam ve dua ile.