Tamamen duygusal
2 yılı aşkın süredir SARS-CoV-2 olarak adlandırılan covid-19 virüsü ile yatıp kalkıyoruz. Ben 60 yıldır bu kadar uzun süreli pandemi yaşandığını bilmiyorum.
İlk olarak 1 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Hubei bölgesinin başkenti konumunda olan Wuhan kentinde ortaya çıkmasıyla başlayan vakalar bütün dünyaya yayıldı.
Türkiye’de ilk vaka 11 Mart 2020 tarihinde görüldü.
O tarihten bu güne kadar alınan önlemlere rağmen toplamda 15 milyon civarında vakaya karşın 100 bin civarında vatandaş hayatını kaybetti.
Başta aşılama olmak üzere alınan tedbirlere rağmen ne yazık ki vefatlar devam ediyor. Hemen her gün 100’ün üzerinde vatandaş hayatını kaybediyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından sürekli moral ve bilgilendirme mesajları paylaşarak toplumu uyarmaya çalışıyor.
Tamam da sorun çözülüyor mu?
Uzun süreli kısıtlamalar uygulandı, yine sorunun temeline inilmedi.
Lebalep kongreler, çay paketli mitingler, şatafatlı asker uğurlamaları, düğünler, cenazeler gibi…
Hepsinde ne kadar ciddiyetsiz önlemler olduğunu da gördük.
***
Şimdi geldiğimiz yer yine başlangıç noktası.
Hatta oranın da gerisinde…
Aradan 2 yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen iki doz aşılama oranı yüzde 80, üç doz aşılama oranı yüzde 25 seviyesinde.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı sonrası toplantının “duygu bakımından” son derece pozitif olduğunu belirterek, “Çünkü bugün, ısrarların sabırları sınadığı konularda, size nihayet beklediğiniz haberleri vereceğim. Bugün kısıtlamalardan çok onların yerini almaya başlayan serbestlikten söz edeceğim” dedi ve duygu dolu konuşmasına salgınla geçen iki yıl boyunca kısıtlama ısrarında bulunduğunu hatırlatarak her şeyi gözden geçirmenin zamanının geldiğini söyledi.
Gözden geçirdiği zamanda vaka sayıları 20 binin üzerinde, vefat sayıları da 100’ün üzerindeydi.
Nedense bu zamanın önemi yaz sezonu yaklaşırken oluyor. Neyse…
Duygulu konuşmasına devam eden Koca Bakan “Tüm dünyada belki de en erken önlem alan en hızlı hareket eden ülkelerden biri olduk. Bu açıdan bakıldığında salgın hastalığın vaka sayılarına kıyasla en az etkilediği ülkeler arasındayız” şeklindeki açıklamasıyla çok tartışılacak “Koca” bir söz etti.
Tedbirlerin erkenden alınması noktasında belki de en beceriksiz bir başlangıç yapıldığını söylese ki, (bunu söyleyemez) onun bedelini 2 yıldır yaşanılan ve sayısının günlük 200 civarındaki kaybedilen hayatlarla ödüyoruz.
İlk aylardaki maske ve aşılama kaosunu da bir kenarda tutuyorum.
***
Bütün bunlar açıkça ortada dururken kısıtlama ısrarından serbestliğe geçişinin arkasında ekonomik duygusallığın olduğunu söylemeye gerek var mı?
Kullandığımız cerrahi maskeler bildiğiniz gibi, virüsün size bulaşmasını değil, sizdeki virüsün başkasına bulaşmasını önler. Yani maskeleri çıkarın demek, öldürme potansiyeli olan bir grup katili sokağa salıp, diğer vatandaşları öldürmelerine izin vermekten farksızdır.
Umalım ki alınan kararlar yeniden gözden geçirilsin. Önlem almak istemeyen, aşı olmayı reddedenlerin özgürlüğü kadar; hastalanıp ölmek istemeyenlerin hakları da dikkate alınsın.
Yaz sezonu yaklaşıyorken pandemi önlemlerinin büyük oranda gevşetilmesi (aslında buna kaldırıldı desek daha doğru olacaktır) virüs tehdidinin sona erdiğini göstermez. Her gün 100’ün üzerinde covid-19 vakasına bağlı olarak vefat edenler bunun göstergesi değil mi?
Açıklanan kararlara göre:
– Artık açık havada maske kullanmak zorunda değiliz.
– Kapalı ortamlarda havalandırma yeterliyse ve mesafe kuralına uyum gösterilebiliyorsa maske takılmayacak.
– HES kodu uygulaması kaldırıldı. Hiçbir kurum ya da kuruluşa girişte HES kodu kontrolü yapılmayacak.
– Hastalık belirtisi olmayan kişilerden test istenmeyecek.
– Okullarda, iki vaka çıkması halinde sınıfın kapatılması şeklindeki uygulamaya artık gerek görülmeyecek. Pozitif çıkan öğrencinin izole edilmesi yeterli bulunacak ve eğitim devam edecek.
Tamam da ya eğlence yerleri ne olacak?
Turizmin olmazsa olmazı müzik konusunda bir karar verilmemesi ve konunun İçişleri Bakanlığı’na havale edilmesi ayrıca düşünülmesi gerekir. Her konuda karar veren bilim kurulu bu konuyu es geçmiş.
Eminim ki eğlence yerlerinde müzik de serbest bırakılacak. Hele ki Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın etkisiyle büyük oranda etkilenmesi beklenen turizm gelirleri bir müzik yasağına feda edilemez. Dolayısıyla bu yıl yaz sezonu yine çok duygusal bir kararla”ekonomi öncelikli” duygusallıkta geçecek.