Sistem sorunu
Beklendiği gibi seçim startı 14 Mayıs olarak verildi. Seçimlerin öncelikle ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum.
11 Şubat Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklama sonrasında anayasanın 116.maddesi baypas edilerek seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılmasına dair karar Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kararın yayımlanması üzerine Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da 14 Mayıs tarihini onaylayarak böylece seçimler yaklaşık 1 ay erkene alındı. Erkene alınma gerekçesi “üniversite sınavı, hac mevsimi ve okulların tatil dönemine girmesi” gösterildi. Bunların seçimin öne alınması için bir gerekçe olup olmadığını bir kenara koyalım. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı da hukuksal sorun olmaya devam edecek.
Bu tartışmalar daha çok sürecek. Anayasanın ilgili maddesi çok açık. “Bir kimse en fazla iki kez cumhurbaşkanı olabilir” diyor. AKP tarafının “Bu yeni sistem” diye bir savunmaları var. Elbette burada kararı verecek olan Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’dur. Esasen Erdoğan’ın adaylığıyla ilgili en doğru görüşü 14 Mayıs’ta millet ortaya koyacaktır.
*
“Peki seçim takvimi nasıl olacak?” Siyasi partilerin veya 100 bin imzayla seçmenlerin göstereceği cumhurbaşkanı adaylığı başvuruları seçim kararının ilanından 10 gün sonra başlayacak ve 20 Mart’ta aday başvuruları sona erecek.
Seçim kararının ilanından 15 gün sonra ise siyasi partilerin ittifak protokollerini YSK’ya iletmeleri gerekiyor.
Siyasi partilerin milletvekili aday listelerini ise 7 Nisan’da YSK’ya sunmaları gerekiyor. Kesin aday listeleri ise başvuru tarihinden 10 gün sonra ilan edilecek. Bu tarihin de 17 Nisan olması öngörülüyor. YSK’nın yasada belirtilen süreleri kısaltma yetkisi bulunuyor. O nedenle kesin takvim YSK’nın açıklamasıyla netleşmiş olacak. YSK’nın açıklamasına göre 36 siyasi partinin 14 Mayıs seçimine girme yeterliliği bulunuyor. YSK seçim takviminin başlangıç tarihini 18 Mart olarak ilan etti. Şimdi bütün gözler Cumhur ve Millet İttifakı’nın nasıl bir strateji uygulayacağına çevrildi. İttifakların oluşturacağı milletvekili listeleri de büyük önem taşıyor. En çok tartışmalar da (geçtiğimiz seçimlerden biliyorum) listelerin oluşumunda yaşanacak.
*
Seçimler Sakarya için ne kadar büyük önem taşıyorsa Kuzey Bölgesi olarak da önem arz ediyor. İktidar olduğu 3 Kasım 2002’deki 22.dönem erken genel seçimlerinde Sakarya için belirlenen 6 kontenjan milletvekilinden 6’sını alarak çok iyi başlangıç yapan Ak Parti, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde 23.dönemde bu sayı 5’e düşüyor. 12 Haziran 2011 tarihinde 24.dönemde ise Sakarya için belirlenen kontenjan 7’ye çıkmasına rağmen sırasıyla 25. ve 26.dönemde de 5 vekil sayısını koruyan Ak Parti 24 Haziran 2018’deki 27.dönem seçiminde vekil sayısı 4’e düşerek eski gücünü kaybediyor. Nüfus artışı nedeniyle 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından vekil kontenjan sayısı 8’e çıkan Sakarya’da bütün hesaplar ilk hedef 4 vekil sayısının korunması ve daha fazla vekil çıkarmak olacak. Ancak Sakarya’da Cumhur İttifakı’nın ayrı ayrı, Millet İttifakı’nın birliktelikle gireceği seçimde bu çok zor görünüyor. Yine de imkansız değil tabi…
*
AK Parti’nin listesinde Kuzey Bölgesi’nden hangi ismin yer alacağı da merak konusu olmayı sürdürüyor. Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre Lütfi Bayraktar, Ahmet Acar ve Ahmet Genç’in isimleri ön plana çıksa da sürpriz bir isme de yer verileceği belirtiliyor. Özellikle 3 dönem kuralının işleyişi yetkisi 2017’de MKYK’ya bırakıldığı için, üç dönem milletvekili olanlardan da başvuru alınacak olması Hasan Ali Çelik’i favori isimler arasına sokuyor. Kocaeli, Karasu, Kaynarca ve Ferizli ilçeleri bazı oda başkanları tarafından “Kuzey’den bir ismin milletvekili seçilecek sıraya konulması çağrısı” sadece AK Parti tarafından değil, diğer partiler tarafından da değerlendiriliyor. Öyle ki Kuzey’den çıkacak aday bölgede tanınmış biri olmakla birlikte yıpranmış olmaması ve partisine de artı oy kazandırması gerekiyor. İşte bu aşamada sadece AK Parti ve MHP değil Millet İttifakı da çok ince hesaplar yapıyor.
Peki, neden Kuzey’den birinin mecliste olması isteniyor? Bu yeni sisteme göre seçildi diyelim, Kuzey Bölgesi’ne ne tür katkısı olabilir? Bu sorunun yanıtı bu seçim sisteminde çok da önem arz etmiyor.
*
“Partili Cumhurbaşkanlığı” bir şekilde”Tek adam” sistemi meclisi bir şekilde baypas ettiği için seçilen kişinin kabinede yer almasının bir önemi kalmıyor. Gördük işte! 2018 seçimlerinde mecliste yer alan iktidar partisinin 4 milletvekilini kaç kez Kuzey Bölgesi’nde gördünüz? Ya da diğerleri kaç kez geldiler? Bölge için ne tür projeler ortaya koydular? O bakımdan şu isim olsa iyi olur, bu isim olsa yararlı olur gibisinden yorumlar çok da birşey ifade etmiyor. Sadece ahbap, arkadaşlık ve yöresel ilişkisiyle yapılan destekler daha sonra yerini yalnızlığa bırakabiliyor.
Karasu’ya daha önce yapılması gereken projelerin ne halde olduğunu gördük. Kiminde temeli atıldı sonra sökülüp gitti, kiminde yıllar önce yatırım için karar alınmış olmasına rağmen bir çivi bile çakılmadı. Açıkçası Karasu, Kaynarca, Kocaali ilçelerini kapsayan Kuzey Bölgesi olarak Ak Parti’ye verilen oyların yatırım noktasında hakkını alamadı. Dolayısıyla yapılacak olan bu seçimlerde de milletvekilinin bir yetkisi olmayacak. Yani anlaşıldığı üzere “sorunların çözümü iktidarların değişmesinde değil, asıl sistem sorunlu!”