Sıratı müstakim

Bir gün Peygamberimiz (s.a.s), düz bir çizgi çizerek, “İşte bu, Allah’ın dosdoğru yoludur” buyurdu. Ardından bu çizginin sağından ve solundan başka çizgiler çizdi ve “Bunlar da, dosdoğru yolun haricindeki yollardır. Bu yolların her birinin başında ona çağıran bir şeytan vardır” şeklinde açıklamada bulundu. Sonra da şu ayeti kerimeyi okudu.
“Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. Başka yollara sapmayın. Onlar sizi Allah’ın yolundan uzaklaştırır. İşte günahtan korunmanız için Allah size böyle öğüt verdi.” Rabbimizin dosdoğru yolu olan ve dualarımızdan hiç eksik etmediğimiz sırat-ı müstakimi, Efendiler Efendisi bizlere böyle takdim ediyordu. Bu yolun yolcusu olmanın, şeksiz şüphesiz mümin olmayı, Allah ve Peygamberinin mesajlarını her daim sadakat ve teslimiyetle dikkate almayı gerektirdiğini bildiriyordu. Efendimiz, hiçbir eğrilik ve sapkınlığın bulunmadığı bu yola koyulan yolcunun, dünya ve ahirette huzur ve mutluluğa ulaşacağını vurguluyordu. Sırat-ı müstakim, Kur’an’ın yoludur. Peygamberlerin yoludur. Allah’a verdikleri sözden bir an olsun ayrılmayan, sadakatle sembolleşen Sıddıkların yoludur. Sırat-ı müstakim, şühedanın, salih amel işleyenlerin, ilahi lütuf ve nimetlere talip olanların yoludur. Sözlerin en doğrusu Allah’ın kitabıdır. Rehberliğin en güzeli Muhammed’in rehberliğidir” hadisini hayatında değişmez ilke olarak kabul edenlerin yoludur. Sırat-ı müstakimde sadece bir olan Allah’a kulluk vardır. Hayatı O’nun emir ve yasaklarına göre tanzim etmek vardır. Allah Resulünü sevmek ve ona gönülden tabi olmak vardır. Onun gibi dosdoğru, emin ve yüce bir ahlak üzere oluş vardır. Sırat-ı müstakimde, hayır ve güzelliklere anahtar, şerre kilit oluş vardır. Sırat-ı müstakimde insanı itibarsızlaştırmak değil, yüceltmek; öldürmek değil, yaşatmak vardır. Sırat-ı müstakimde yalan, hile ve türlü desiseler değil; dürüstlük, erdem ve istikamet üzere olmak vardır. Çağımızda bütün bu anlamları ifade eden sırat-ı müstakimden uzaklaşıldığı için, dünyada ve gönül coğrafyamızda korku, acı, gözyaşı, huzursuzluk kol geziyor. Sırat-ı müstakimden uzaklaşıldığı için bugün semamız nice merhametsizliklere, arzımız nice vicdansızlıklara şahitlik ediyor. Sırat-ı müstakimden uzaklaşıldığı içindir ki; dünyada milyonlarca insan evinden, barkından, yurdundan kaçıyor, açlık ve sefaletten hayatını kaybediyor. Unutmayalım ki; kurtuluşumuz, huzur ve mutluluğumuz Rabbimizin bizlere Kitabı ve Peygamberi aracılığıyla öğretmiş olduğu sırat-ı müstakiminde, dosdoğru yolda sapmadan, yılmadan yürümekle mümkündür. Efendimiz (s.a.s)’in eşsiz örnekliğinden ayrılmamak ve onun bize öğrettiği yüce değerlere sımsıkı sarılmakla mümkündür.