Köşe Yazıları

Sağlıksız bilgilerle buraya kadar

 

İki yıla yakın süren pandemi sürecinde toplumsal paradigma yaşıyoruz.

Hatırlanacağı üzere Acil Kullanım Onayı verilmesinin ardından ilk koronavirüs (CoronaVac) aşısı, Ankara Şehir Hastanesi’nde 13 Ocak tarihinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya yapılmış, sonrasında da belirli planlama dahilinde toplumun tüm bileşenlerine yapılmaya devam edilmiş ve halen de devam edilmektedir.

Biri Çin, diğeri Almanya’dan olmak üzere Sinovac ve BioNTech olarak alınan doz aşıların gelinen süreçte yurttaşların yüzde 80’ine ulaşması başarılı gözükse de çift doz aşılamanın henüz toplumsal bağışıklık yapacak düzeyde olmadığı belirtilmektedir.

Tabi bunun nedeni özellikle kamuoyunda oluşan dezenformasyondur.

***

10 Eylül tarihinde Anadolu Ajansı (AA) tarafından duyurulan haber sitesinde,

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 2 doz BioNTech aşısı olanların 5-6 ay sonra hatırlatma dozu olabileceğini söylemişti.

Daha sonra yaptığı açıklamada 2 doz BioNTech aşı olanların 3.doz aşı olmasına gerek olmadığı açıklaması yapıldı.

Geldiğimiz noktada 1 Kasım Pazartesi saat 24.00 itibariyle Türkiye genelinde 1. doz aşı olanların sayısı 56 milyon, 2. doz olanların sayısı henüz 49 milyon civarında oldu hatırlatma dozu ile 3 doz olanların sayısı da 12 milyona geldi. Bu verilere bakıldığında toplumsal bağışıklık için henüz daha yolumuz var.

Dolayısıyla toplumsal bağışıklığı sağlayan 2 doz BioNTech veya 2 doz Sinovac+1 doz BioNTech aşı olanların sayısı henüz yeterli oranda bulunmuyor.

Bunca zamandır bu orana ulaşılamamasının en baştaki nedeni Sağlık Bakanlığı’nın verimli planlama yapılmamasını gösterebiliriz.

Hatırlanırsa yılbaşından itibaren çeşitli esnaflara yasak devam ederken lebaleb siyasi kongreleri ve protokol cenazelerindeki omuz omuza saf tutanları görmüştük. Artık bunları geride bıraktık.

***

Bir yandan alınan önlemler, bir yandan vakalarda normalizasyon sağlanmaması ve her gün 200 civarında vefat sayıları bu mücadelede nerede olduğumuzu ortaya koymuyor mu?

Türkiye Futbol Federasyonu 9 Kasım tarihinden itibaren profesyonel futbol maçlarının tam kapasite seyirciyle oynanması kararı vermesi bu mücadelede hangi ciddiyeti gösteriyor?

Bu karara göre pandemi risklerinin ortadan kaybolması veya minimum seviyeye gelmesi gerekiyor. Ama görünen köyde her şeyin neler olduğunu görüyoruz.

Öte yandan okullarda alınan önlemlerin yetersizliği nedeniyle Türkiye genelinde Bin 700 civarında sınıfın karantina altına alındığı ve bu sınıflarda 40 bin civarında öğrencinin yüz yüze eğitimlerini yapamadıkları, uzaktan online eğitim yapmakta da sıkıntı yaşadıkları belirtiliyor.

Demek ki bunca süredir bu konuda da sağlıklı yol kaydedilmediği ortaya çıkıyor!

***

Bakıyorum, Sayın Sağlık Bakanı her gün tweeter hesabından veya televizyon kanalında nasihat etmektedir.

Oysa nasihatten daha fazlasının yapılma zorunluluğu vardır.  Geçtiğimiz yıl 1 Kasım itibariyle yoğun aşılamaya rağmen Korona nedeniyle son 24 saatte 74 kişi hayatını kaybederken toplam vefat sayısı 10 bin 326 olmuştu. Bu yılın 1 Kasım itibariyle yine yoğun aşılamaya rağmen son 24 saatte 217 kişi hayatını kaybederken, toplam vefat sayısı 67 bin 225’e ulaştı.

Diğer taraftan, okulların başlamasından bu yana 2 ay geçmesine rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda aşılarını yaptırmayan çok sayıda öğretmenlerin olduğunu da biliyoruz.  Ve bu nedenle de bin 700 civarında sınıfın kapandığı durumda 40 bine yakın öğrenci mağduriyet yaşamaktadır.

Şimdi şunu sorabilirsiniz?

Madem bunca aşı ve kampanyalar olduğu halde neden bağışıklık oluşturacak seviyeye gelinemiyor?

İşte orada kafalar çok karışıyor. Bir yanda Sağlık Bakanlığı’nın söylem değişiklikleri bir yandan da birileri tarafından oluşturulan dezenformasyon, bunun gerekçesi olabilir.

O nedenle toplumun iyi aydınlatılması gerekiyor. Bunun da sorumlusu Sağlık Bakanlığı’dır. Çünkü sağlıksız bilgilerle sağlıklı hayat olmaz!