Recep Özdemir, “Kıssadan hisse”

Kıssadan hisse
I –
İspanya kraliçesi kiliseyle iş birliği yaparak, ülkede bulunan bütün Yahudilerin 31 Mart 1492 tarihi ile 2 Ağustos 1492 tarihleri arasında ülkeyi terk etmeleri hususunda bir ferman yayınlar. Bunun üzerine Yahudiler Avrupa ülkelerinden sığınma hakkı isterler.
İspanyol Yahudilerin başvurusuna hiçbir Avrupa ülkesi olumlu cevap vermez. Yahudiler bu durum karşısında Osmanlı İmparatorluğu’ndan sığınma hakkı isterler. Sultan II. Beyazıt Yahudilerin taleplerini kabul eder ve kendilerine imparatorluk topraklarında sürekli oturma izni verir.
İspanyol Yahudilerinden 150 bini doğrudan, 150 bini de Rusya üzerinden Osmanlı topraklarına girer. Çoğunluğu İstanbul olmak üzerine ikamet ettirirler.
Mallarının bir kısmını İspanya’da bırakan Yahudilerin ellerinde kalan diğer malları da İtalya limanlarında yağma edildi. Mağdur bir şekilde topraklarımıza yerleşen İspanyol Yahudileri kısa sürede mala, mülke ve servete sahip olurlar.
II –
Kamuoyunda 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı Rus savaşından sonra pek çok Kafkas Halkı can ve mal güvenlikleri için Osmanlı İmparatorluğunun değişik yerlerine yerleştirirler ve kendilerine karşı en ufak ayırım yapılmadan İmparatorluğun tüm imkanları önlerine serilir.
III –
1497 yılında Amerikan Vesvuçi yeni kıtayı keşfeder. Çoğunluğu İngiliz, Fransız olmak üzere pek çok Avrupalı yeni bir yaşam için yeni topraklara hücum eder.
Ancak yeni toprakların sahipleri vardır, yerliler yani Kızılderililer. Bunlar doğayla uyum içerisinde yaşayıp gitmektedirler. Ama yeni gelen misafirlerin gözü dönmüştür. Ne varsa talan etmek isterler.
Bugün Amerika Birleşik Devletleri denilen, siyasi organizasyonun temelinde yaklaşık 70 milyon Kızıldereli’nin kanı vardır.
IV –
İngilizler Hindistan’a egemen olurlar. Hintlilere kendi dokudukları kumaşı satmak, bu şekilde de onları sömürmek isterler.
Ancak dünyanın en değerli kumaşı, Hint ipeğidir. Onun içinde Hintliler, İngiliz kumaşına müşteri olmazlar. Bunun üzerine İngilizler Hint halkına kumaş dokumayı yasaklarlar. Önceleri kumaş dokuyanlara tek tük ceza verirken, Hintlilerin yine de kumaş dokuduklarını görmeleri üzerine yaklaşık 10 bin kişiyi bir meydana toplayarak, törenle ibret-i alem olsun diye hepsinin sağ kollarını keserler.
V –
Kurtuluş Savaşı’na kadar Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenilerin lakabı “Millet-i Sadıka” dır. (Güvenilir, sadık millet) Bundan dolayı, özellikle saray hizmetlerinde Ermeniler çalışırlar.
Ancak asil Türk milleti özgürlük mücadelesini sürdürürken, başka milletlere maşalık yamak isteyen Ermeni çeteleri bizi arkadan vururlar. Buna rağmen suçsuz Ermeni halkına karşı herhangi bir eylemde bulunulmaz.
Akdeniz limanlarında 3 tane yiyecek gemisi vardır. İngilizler yiyecek gemilerini batırır. Amaçları Osmanlı askerini aç bırakmak ve halkın elindeki yiyecekleri almasını sağlamaktır.
Ancak Osmanlı askeri, acz içerisinde olmasına rağmen halkın elindeki yiyecekleri toplamak bir yana, kendi depolarındaki yiyecekleri dahi halka, özelliklede Ermenilere dağıtırlar.