Önümüzdeki maça dönelim

Şehirler de insanlar gibidir. Tıpkı bizler gibi doğarlar büyürler, gelişirler ve vadeleri geldiklerinde ölürler. Tabi buradaki en büyük fark ölüm kısmında olur. Şehirlerin ölümleri insanoğlunda olduğu gibi yok olup gitmek gibi değildir. Şehirler ayakta ölür. Ne zaman ki bir şehirde adım atacak yer kalmaz, ne zaman ki bir şehir sağlıklı nefes alınamaz hale gelir, ne zamanki bir şehirde yeni bir yatırım için yer kalmaz veya tarımsal üretim için yeterli alan ve ortam kalmaz, şehir o zaman ölmüş demektir. Yine bütün bunlar o şehri oluşturan toplumun kendisi tarafında şekillenir. Şehrin doğuşu toplumun temel ve zaruri tercihidir. Sonrası ise ihtiyaçlara göre şekillenir. Ve her biri toplumun verdiği ortak kararlar neticesinde gerçekleşir. Şayet toplum inisiyatifi ve gücü elinde bulundurur geleceği için doğru karar alır ve uygularsa şehrin ömrü de o denli uzun ve o denli kaliteli olur. İşte Kocaali için, içinde bulunduğumuz dönemin özeti de budur.
Malum olduğu üzere yaklaşık iki yıldır ilçede kurulması planlanan organize sanayi bölgesi üzerine çalışıyoruz. İlk olarak kimya osb adıyla ortaya çıkan çalışma rafa kalktı. Pandemi tedbirleri nedeniyle bir süre uzamış olsa da yaklaşık bir yıldır da teknoloji osb üzerine çalışıyoruz. Ancak bu teknoloji osb konusunda izlediğimiz yol diğerlerinden daha farklı ve daha etkiliydi. Konuyu incelmesi için toplumun geniş kesimini temsil eden nitelikli bir komisyon kurulması, çalışmalarına destek olunması ve komisyonu aldığı karara saygı duyulması oldukça önemli. Kocaali’nin geleceği için ve gelecekte ilçenin genelini ilgilendirecek adımların atılması durumunda yapılması gerekenlere örnek teşkil etmesi için oldukça ciddi bir adım. Ve bu komisyon uzun süren çalışmasını geçtiğimiz günlerde tamamlayarak konu ile ilgili raporu ve nihai kararını geçtiğimiz günlerde paylaştı. Komisyonda görev alan dahili veya harici herkesin gönülden ve samimiyetle çalıştıklarına inanıyor ve her birine Kocaali’nin geleceğini ciddi oranda şekillendirecek bu zor kararın alınmasında gösterdikleri gayretlerden dolayı ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Öncelikle şunu vurgulamakta fayda var. Hiç kimse Kocaali’de geliri artırıcı, ekonomiyi canlandırıcı ve istihdamı artırıcı yeni alanlar açılmasına karşı değil. Ancak bunu yaparken doğayı ve insanı da koruyabilecek kararlı duruşu gösterebilmek lazım. Bu teknoloji osb meselesinde de konunun özeti bu oldu. Komisyon raporunu birkaç kez dikkatlice okudum ve detayları özellikle düşündüm. Evet, böyle büyük bir yapılaşma Kocaali’yi birkaç yıl içerisinde uçurur, hem ekonomik hem sosyal anlamda çok büyük mesafe aldırır ama konunun içerisinde adı tam olarak konulamamış bazı noktalar var. Özellikle üretim aşamasında oluşabilecek bir takım atık, katı, sıvı veya gaz maddelerin arıtılarak veya doğrudan doğaya deşarj edilebilmesi söz konusu. İşte bizim de asıl çekindiğimiz nokta bu. Doğaya öyle veya böyle hiçbir atık bırakmayacaklarından emin olsak yarın gelsinler kursunlar osbyi. Ama raporda gördüğüm kadarıyla kendileri de bunun garantisini veremiyorlar. Zaten bundan birkaç ay önce (isim telaffuz etmeyeceğim) bir osb müdürü Kocaali’de bu konuyla ilgili bilgilendirme toplantısına davetli olarak katılmıştı. Kendisi de sanayinin her türlüsünde kimyanın var olduğunu ancak bunun faydalı veya zararlı olarak ayrıldığını, bunlardan hangilerinin kabul edilip edilmemesi gerektiğine de toplumun kendisinin karar vermesi gerektiğini söylemişti. Yine bunu yaparken bazı bağlayıcı hukuki adımların atılması gerektiğini de tırnak içerisinde söylemişti.
Sonuç itibari ile komisyon diyor ki, “Evet, Kocaali’nin istihdamı artırıcı ve tersine göçü destekleyecek bir projeye ihtiyacı var. Osb de düşünülmesi gereken kayda değer bir projedir ama bu teknoloji osb meselesinde yaptığımız görüşme ve incelemeler neticesinde ilçemizin doğal dokusuna zarar verebilecek bir takım adımların atılabileceği ve bu adımların atılmasında toplumun inisiyatifinin herhangi bir etkisinin bulunmayacağı kanısına vardık. Bu nedenle ilçemizin bu ihtiyacının osb projesi ile değil, bahsi geçen bölgenin haricinde, tarıma elverişli olmayan daha uygun bir alanda ve içerik olarak doğaya zararsız bir sanayileşme yolu ile çözülmesinden yana duruş sergiliyoruz”. Komisyonun vermiş olduğu bu karara sonuna kadar katılıyorum.
Komisyonun hazırladığı ve ilgili kurumlarla tümden paylaşılan bu rapor, Kocaali için osb konusunun gündemden çıkarıldığı ve bundan sonrası için rotayı doğaya zararsız, faydalı sanayileşme yönüne çevirmemiz gerektiğini işaret ediyor. Ama son zamanlarda özellikle sosyal medyada görüyorum ki bundan önceki birçok konuda olduğu gibi atışmalarla dolu kısır bir döngü kendini gösteriyor. Kocaali’ye osbnin gelmesi veya gelmemesi ilçeye fayda da sağlayabilir zarar da verebilir. Ama emin olun ortak payda tarafından verilen böyle bir kararın ardından birbirini suçlayacak nitelikte kısır çekişme ve laf dalaşıyla geçecek her gün, her hafta, her ay Kocaali’ye her şeyden daha çok zarar verir. Çünkü bizim böyle boş münakaşalarla harcayacak vaktimiz yok. Tamam, osb konusu kenara ayırılmış olabilir ama eksiğimiz ve ihtiyaçlarımız var. Kısır çekişmelere, sonuçsuz münakaşalara ayıracağımız vakti ve enerjiyi Kocaali’de taş üstüne taş koymaya ayırmak durumundayız. Tamam, bu maç bitti, önümüzdeki maça dönelim. Sağlıkla kalın…