Köşe Yazıları

Önce nezaket

 

Şimdi kalkıp size iletişim dersi verecek değilim. Ancak yine de bazı şeyleri hatırlatmak zorundayım. Sosyal medyada paylaşım yapmak ile toplum önünde konuşmak arasında bir fark yoktur.

Yani toplum önündeki uyulması gereken nezaket kuralları sosyal medya için de geçerlidir. Tüm insanların görüşünü beğenmeniz ya da toplumdaki herkesin sizinle aynı görüşte olmanız eşyanın tabiatına aykırıdır. Ancak bir görüşe katılmıyorsunuz diye o kişiye “Yok seni kınıyorum” yok “Lan Münir” yazamazsınız. Yani yazamazsınız değil de yazarsanız kendi kalitenizden ödün vermiş olursunuz. Bir makamda olanların eleştirilmesi, hatta eleştirirken de eleştirilmesi normaldir.

Geride kalan hafta sosyal medyada yapmış olduğum bir paylaşımın altında yapılan tüm yorumları okudum. Birine yanıt versem bir diğerini daha az önemsediğim izlenimi oluşacağı için nezaket kuralları içinde kaldım. İnsanların nasıl düşünmesi gerektiğine müdahale etmeniz mümkün değil. Benim eleştirimi haklı da bulabilirsiniz benim görüşümü önemsiz olarak da değerlendirebilirsiniz. Ancak eleştirinin ötesinde, hakarete varan hitap ve değerlendirmeler bundan sonra sizinle tartışmayı gereksiz kılar.

Yine de siz bilirsiniz tabi.

 

PROJEDEN ÖNEMLİSİ

Karasu Belediyesi Sanayi ve Ticaret Kampüsü isimli bir proje yapmaya hazırlanıyor. Proje ile ilgili çok şey söylenebilir. Zaten ilk söz alanlar da gördükleri eksiklik ve aksaklıkları dile getirdi.

Karasu’nun geleceğini ilgilendiren bu konu ile ilgili erken konuşmamak lazım. Değerlendirilir ve sonunda atılması gereken adımlara ilişkin önerilerde bulunulur da…

Beni ilgilendiren asıl kısım proje her ne kadar bitmiş hali ile sunulsa da ilk adım atılmadan önce esnafa danışılıyor olmasıydı. Madem bir şehirde yaşıyoruz, bu şehri birlikte şekillendirmeliyiz. Karasu Belediyesi ilk kez esnafa bir şey sordu. Elbette sorma o şekilde olmaz. Elbette o kadar kalabalık bir ortamda fikir alışverişi olmaz. Elbette o ortamdan bir fikir çıkmaz da…

Karasu Belediyesi’nin Karasu halkı ile istişarede bulunması ne de özlenmiş bir durum. Keşke daha sık danışılsa insanlara.

 

ÇOCUĞU SPORA YOLLARKEN

Çocuklarımızın okul dışı aktivitelere yönelmesi aslında kendilerinin gelişimi açısından önem taşıdığı kadar toplumun geleceği içinde mühim aslında.

Çocuğunuz futbol kursuna gittiğinde Tuncay Şanlı, satranç kursuna gittiğinde Garry Kasparov olmayacak. Ama en azından o kültürü edinecek. Futbol maçı izlerken en azından sahadaki adamın ne hissettiğini bilecek.

Dahası yeni bir ortama girmiş olacak. Yeni arkadaşlar edinecek. Arkadaşları ile konuşacak yeni ve farklı bir konusu olacak.

Bunların dışında cep telefonu ve teknoloji ile geçirdiği zaman azalacak. Ve en önemlisi de seviyesiz ve kontrolsüz bir ortamdan uzaklaşmış olacak. Tüm bunların ışığında çocuğumuzu ders dışındaki aktivitelere de yöneltmeli, hem çocuğumuzu hem de geleceğimizi kurtarmalıyız.

 

ŞU KONUYA BİR EL ATIN

Daha önce elli kere yazdım bir kere daha yazayım. Pandemi döneminde sağlık ocakları randevulu sisteme geçti. Zaten bir ara aşı yoğunluğu da yaşandı. Bu süreçte hastalar zorluk yaşasalar da durumu anlayışla karşılamak durumunda kaldılar.

Şimdi ise pandemi sona erdi. Hayat normale döndü. Normale dönmeyen şeylerin başında ise sağlık ocaklarından randevu almak kaldı.

Karasu’nun köylerinden gelip sağlık ocağında muayene olmak isteyen vatandaşlar randevuları olmadığı gerekesi ile geri çevriliyor.

Alınan karara ayet değilse şunu vatandaşın lehine değiştirin.

Onca yoldan gelen adı üstünde hasta vatandaşı randevu almadı diye geri göndermek kurallara uygun olsa da vicdana uygun değil!

 

HENDEK’TEN DAVETİYE GELDİ

Önümüzdeki pazartesi günü Hendek’te Devlet Bahçeli Fen Lisesi’nin temel atma töreni yapılacak. Bununla ilgili davetiye bize de geldi.

Karasu için ise trenin kaçtığı çok net ifade edildi. Tren neden kaçsın? Sakarya’da 5. Fen Lisesi temeli atılacak. Karasu’da ise tek övündüğümüz yer yeni kazandığımız proje okulu Atatürk Anadolu Lisesi.

Hasta tedaviye yanıt vermediğinde, denize düşen kişi artık yorulduğuna kanaat getirdiğinde ölür.

Karasu için tren kaçmıştır diyorsanız kaçmıştır. O zaman pazartesi günü Hendek’te temel atma töreni var. Sizi de oraya davet ediyorum. Buyrun.

 

HER ŞEYE SİYASİ Mİ DİYELİM

Seçim dönemi yaklaştıkça insanların olaylara bakış açısı değişiyor. Bir yanımız siyasi olduğu için her adımımızı iki defa düşünerek atmak zorunda kalıyoruz.

Selam verseniz “Seçim geliyor ya” diyor, selam vermeseniz “Seçim geliyor bak” diyor.

Kime nasıl davranırsanız davranın seçime yönelik değerlendirmede bulunulması mümkün.

Ancak her an seçimi düşünmek zorunda değiliz. Biz kendimiz gibi düşünüyoruz, dün yaşadığımız gibi yaşıyoruz.

Dün selam veriyorsak bugün de selam veriyoruz. Çıkar için selam verenlerden olup olmadığımızı bilmesi gereken herkes biliyor.

Yoksa önyargıda bulunan, kafasında kurup kararını vermiş olanlara göre hareket edersek kendi karakterimizi yitirmiş oluruz.

Biz sizin bildiğiniz, kafasının arkasında herkesten sakladığı planları olan ve gelecek ile ilgili planlarını saklı tutan siyasilerden değiliz.

Yaşadıkça görürüz.