Köşe Yazıları

Münir Ali Kara, “Tatlı hatıralar”

Tatlı hatıralar

2009 Seçimlerinin en hararetli günlerinde, dönemin Belediye Başkanı Ahmet Genç, sabahın erken saatlerinde Muzaffer Tatlı ile karşılaşıyor. Ahmet Genç, Ak Parti’den aday, Muzaffer Tatlı de CHP’nin yılmaz savunucusu. Ahmet Genç, Muzaffer Tatlı’ya “Muzaffer Abi! Nasıl gidiyor” diye soruyor. Muzaffer Tatlı da olanca ciddiyeti ile “Var gücümüzle seni indirmeye çalışıyoruz Ahmet’çiğim. İnşallah başaracağız” diyor.

Yıllar yılı birbiri ile en fazla didişen Muzaffer Tatlı ve Hasan Eminoğlu hayatlarının son gününe kadar birlikte kahve içiyor, eski günleri yad ediyor.

Sabah namazını birlikte kılmaktan geri kalmayan İlyas Balcı ile Muzaffer Tatlı, gün ağardıktan sonra İlyas Balcı’nın fırınının önünde hararetle tartışıyor. Sonunda bağrışarak uzaklaşıyor. Ertesi sabah yeniden namazda aynı safta bir araya geliyor.

Bundan 15 yıl önce gazetemizi kuraya hazırlanıyoruz. Muzaffer Tatlı’ya gittim. “Bizim gazetede yazar mısın” dedim. “Ben yazarım ama sivri yazarım. Yarın öbür gün birileri sana benim yazmamamı söyleyebilir. Bana ‘bundan sonra yazma’ diyeceksen hiç muhatap olmayalım” dedi.

Dediği de oldu. Muzaffer Amca bizde yazarken nice hatırlı kişiler Tatlı’nın yazması durumunda gazetemizi bir daha almayacağını söyledi. Gazetemize reklam vermeyeceğini söyleyenler oldu. Hatta “Parası neyse verelim. Yazmasın bu adam” diyenler bile oldu.

Ben MHP İlçe Başkanlığı yaparken Muzaffer Amca “MeHaPe” diye yazmaktan çekinmedi. Çünkü yazılarına müdahale etmeyeceğimizi bilirdi.

Hatta birkaç kez Sakarya Kuzey için de olumsuz yazılar yazdı. Bir keresinde beni arayıp, “Yahu sen benim yazılarımı okumuyor musun” diye sordu. Ben de “Okuyorum” dedim. “O zaman neden beni arayıp ‘bu şekilde yazma’ demiyorsun” dedi. Ben de “Muzaffer Amca! Biz seninle gazete kurulurken bir anlaşma yaptık. Ben sana karışmayacağım” dedim. Gülümsedi ve “Sen de ilk gün tanıdığım gibisin” dedi.

Bizim ofise her girdiğinde yanlış ve eksik yerleri görür, “Bu şekilde gazete olmaz arkadaş” diye söze başlardı. Ben de “Bir şeyi de beğen be adam” derdim.

Her daim şaka kaldırırdı.

En son ofis ziyaretinde “Bankalarla benim bildiğim gibi misin” diye sordu. Muzaffer Amca bana bankalardan uzak durmamı önermişti. Ben de hayatımda hiç kredi ve kredi kartı kullanmadım. “Evet” dedim. “Aman uzak dur. Yoksa taklaya gelirsin” demişti.

Evine ziyarete gittik, Hilmi Yavuzyiğit ve Bilal Filizfidanoğlu ile birlikte. Kahve içtik, sohbet ettik.

Elinde yıllar öncesinin Milliyet Gazetesi vardı.

Hastalığının seyri hakkında konuştuk. Dürüst olmak gerekirse yüzüne renk gelmişti. Biraz daha iyi görünüyordu. Bizim düzelme sandığımız şey belki de ölüm güzelliğiydi.

15 Ağustos’ta CHP Karasu İlçe Kongresi yapıldı. İlk kez Tatlı bir kongreye katılamadı. 16 Ağustos günü öğlen saatlerinde aradım kendisini. Yanıt vermedi. Yarım saat kadar sonra döndü bana. Sesi biraz yorgun ama mutluydu. Ben de “Yahu CHP Kongresi yapıldı, Muzaffer Tatlı yok, bugün Kuzey Gazetesi yayınlandı. Muzaffer Tatlı yok. Sensiz gazetenin de kongrenin de tadı yok” dedim. “Geleceğim geleceğim” dedi. “Kendimi iyi hissetmeye başladım. Az kaldı” dedi.

“Seni görevden almışlar. Takma kafana. Sen hala tanıdığım gibisin. Sakın değişme” dedi. Şimdi baktım telefondan. Üç dakika 49 saniye konuşmuşuz. O kadar sürede ne konuşulursa onu konuşmuşuz işte.

Sonra “Münircim, şimdi ilaç almam gerekiyor. Yine görüşürüz” dedi. “Bekliyoruz seni, ihtiyar” dedim. Gülümsedik, kapattık telefonu.

“Kör öldü badem gözlü oldu” hesabı bir yazı değil bu. Zaten badem gözlüydü, Muzaffer Amca.

Karasu’nun Değerleri programını hazırlamıştı.

Karasu’nun en değerlileri arasında yer alan Muzaffer Tatlı…

 

Recep Hoca’nın şansı

Recep Özdemir’in Karasu Belediye Başkan adaylığı gündeme geldi, gündem birden Recep Özdemir oldu.

Recep Hoca ile ilgili bundan sonra pek çok yazı yazılacaktır. Pek çok alanda ismi tartışılacaktır. Muhalefet tek adayla çıkmayı planlıyor. Çıkmasa da Özdemir seçimin en iddialı isimleri arasında yer alacaktır.

Recep Hoca’yı 1998 yılından bu yana tanırım. Bana sayısız iyiliği geçmiştir. Muhtemelen hayatının en sert tartışmalarını da benimle yaşamıştır. Defalarca ayrı görüşlerde olduğumuz ve birbirimize sert eleştirilerde bulunduğumuz olmuştur.

Bu arada bana hayatımın iyiliklerini yapmaktan da geri durmamış bir isimdir. Üniversiteye gitmemde ciddi payı vardır. Gerek maddi gerekse manevi olarak her zaman yanımızda durmuştur. Ben okulu bitirdikten sonra durumu iyi olmayan pek çok öğrenciyi kendisine yönlendirdiğimde işlerini çözdü. Tüm bunları yaptığı tek kişi de ben değilim.

Pek çok kişinin hayatına dokundu. Allah bin kez razı olsun.

Sadece bu açıdan bakıldığında bile Recep Özdemir’in seçim şansının yüksek olduğunu görürüz.

Bugün Karasu’da binlerce kişi Özşen sayesinde, fetö’nün kucağına düşmeden üniversite okuma şansı buldu. Bu bile Özdemir’in yaptığı işin kıymetini ortaya koyar.

Ancak iş oy meselesine geldiğinde insanların bakış açısı farklı olabiliyor Farklı değerlendirmeler yapılabiliyor.

Seçim biraz da rüzgar yakalama işi. 2009 yerel seçimlerinden deneyim sahibi olan Recep Özdemir’in bu rüzgarı yakalayıp yakalayamayacağını ise hep birlikte yaşayıp göreceğiz.