Köşe Yazıları

Münir Ali Kara, “Birbirimizi kandırmayalım”

Birbirimizi kandırmayalım
Birkaç haftadan bu yana yazdığım konuyu bir kez daha yazacağım. Gerekirse bir kez daha…
Karasu Devlet Hastanesi’nde bir görev değişimi yaşanacak. Halen görevde olan Kardiyoloji Uzmanı Oğuzhan Bodur kendi ilçesi olan Geyve’ye başhekim olarak gitmeyi planlıyor. Bunun için de ilçedeki görevinden ayrılıyor.
Karasu’daki bu başhekim eksikliğinin nitelikli bir Karasulu ile doldurulmasını istemek de bizim hakkımız olmalı.
Karasu’daki devlet hastanesi ile halk arasındaki kopukluk da bu şekilde ortadan kaldırılabilir. Bizim bu konum için önerdiğimiz isim Melih Erol.
Melih Hoca, beyin ve omurilik cerrahisi alanında uzmanlık sahibi. Aynı zamanda hastane yönetimi konusunda da yüksek lisans eğitimi almış.
Karasu’ya atanan kişiler konusunda Karasuluların bir kere olsun fikri alınsın be kardeşim.
Duyumlarımıza göre ilçeye başka bir başhekim atanması için adım atılmış. Bunun yanı sıra Melih Hoca’ya da başhekim yardımcılığı önerilmiş. “İlla da hizmet etmek istiyorsa bizim dayattığımız adamın arkasında durursan dur” demek olmuyor mu?
Elbette devletteki atamalar kendi iç işleyişi içinde olur da… Kimse bana atamalarda siyasetin etkisi olmadığını söylemeye kalkmasın. Hani reklam filminde vardı ya, “Birbirimizi kandırmayalım, hepimiz cips yiyen insanlarız” diyordu.
Şimdi Karasu’ya başhekim atanacak da siyasetin buna etkisi olmayacak. Eğer siyasetin etkisi olmuyorsa, olan durumu onayladığı içindir.
Karasu’daki siyasetçiler, Karasu’nun evladı olan Melih Erol’u değil de başkasını onaylıyorsa ona diyecek sözümüz olmaz.
Melih Erol’un önümüzdeki dönem siyasi olarak rakip olarak görülmesi gibi bir durum varsa en yakın seçimin 4 yıl sonra olduğu hatırlanmalı.
Vatandaşa rağmen hiçbir şey olmayacağı ilkesi de aslan unutulmamalı.
En son yollara düşüp imza mı toplayalım!
Bu isteniyorsa bunun da çözümü basit. Çıkarız vatandaşa sorarız. “Melih Erol mu yoksa başkası mı” diye. Onlar imza verirse verdikleri imzanın arkasında durulur vermezse var olana razı olunur.
Seçimi kim alır
Karasu ve Kocaali’de yerel seçim oldukça heyecanlı geçiyor. Bir önceki seçimde muhtarlık seçimleri iddialıydı bu defa belediye başkanlıkları muhtarlık seçimlerini geri planda bıraktı.
Gazetemizin yayında olduğu süreçte tahmin veya anket yayınlamak yasak. Onun için cümlelerimi seçerek yazmak zorundayım.
Ancak sahada gördüğümüz şu ki sayılar birbirine çok yakın. Hangi aday son bir haftada daha çok çalışırsa onun kazanma ihtimali daha kuvvetli.
Seçimler için “Siyasette 24 saat çok uzun aman 5 yıl çok kısa” derler. Ben adayların ve ekiplerin son güne kadar çalışmalarını sürdüreceğini, beş yıl zaman kaybetmemek için son ana kadar da sahada olacaklarını düşünüyorum.
Mitingler yanıltıcı olabilir
Karasu’da ve Kocaali’de bu dönem sahnelerin kurulduğu büyük mitingler düzenlenmedi. Propaganda döneminde her parti bir ya da iki miting aldı. Karasu özelinde miting alanları da çok tercih edilen güzergahlar değil.
Önceden miting Atatürk Bulvarı’nda yapılıyordu. Doğal kalabalığa ek olarak bir partili topluluğu, dükkanlardan bakanlar falan derken ciddi bir kalabalık görüntüsü veriliyordu.
Veya Başbuğ Alparslan Türkeş Parkı’nda düzenleniyordu. Oranın da kendine göre bir insan akışı oluyordu. Orada da bir doğal kalabalık oluşmuş oluyordu.
Şimdi mitingler Sahil Park’ta veya Pazaryeri’nde yapılacak.
Bahsi geçen alanların doldurulması kolay değil. Karanlık olsa hadi havai fişek falan doldurursunuz da… Gündüz nasıl dolu göstereceksiniz!
“Mitinglerdeki kalabalığa bakıp oy veren var mı” derseniz aslında var. Normalde insanlar anketleri etkilerken bizim ülkemizde anketler insanları etkiliyor.
Dolayısıyla ben hiçbir partinin bahsi geçen miting alanlarını doldurabileceğini düşünmüyorum. Miting alanlarına bakıp oy verecek olanların da alanların ne denli büyük olduğunu görmeleri gerektiğini söylüyorum.
Yemek işini ne yapacaksınız
Bu sene oy kullanma zamanı ramazana denk geldi. Oy verme işlemi bittikten iki buçuk saat sonra iftar olmuş olacak.
Sandıkların açılması ile birlikte görevliler, aza, muhtar, belediye meclis üyesi, belediye başkanı ve büyükşehir belediye başkanı oylarını tasnif edecek ve sonra da sayıp kayda geçirecek.
Tüm bu işlemlerin iki buçuk saatte sonlandırılması mümkün değil. Diyelim ki tamamlandı, bu insanlar evlerine ışınlanacak mı? Gün boyu sandık başında duran bir hanımefendinin evde hazır yemeği olma ihtimali oldukça düşük. Demek ki bir yemek verilmesi zorunlu.
Kaldı ki insanlar bunu düşünür haldeyken sağlıklı sayım da gerçekleştiremeyebilir. Yani seçim sandığı başında yanlış anlaşılmalar ve ses yükselmeleri yaşanabilir.
Tüm bunların önüne geçilmesi adına önlem alınmalı, partiler uzlaşı içinde sandık başındakilere iftarlık ikramında bulunmalı.
Yoksa sayım sabaha kadar devam edebilir.