Kim haklı kim haksız
Malumunuz son zamanlarda bir enflasyon ile karşı karşıyayız. Belki 20 – 25 yaş altı enflasyon terimime çok alışık değildir ama bizim yaş gurubu yani 40 ve üstü bunu iyi bilir, iyi hatırlar. İyi günler iyi haftalar… Bu enflasyon durumu eskiden birçok filmlere de konu olurdu. Yine birçok komedyen buradan malzeme çıkartarak esprisel yaklaşımda bulunurlardı. Bu tarz yaklaşımlar her türlü zorluğa karşı vatandaşın biraz tebessüm etmesini sağlardı. Kemal Sunal film örneğinde olduğu gibi. Evet bu günlerde iğneden ipliğe bir artış var. Yani bunu her yerde hissediyorsunuz. Çoğu insanın bu artış ile ilgili yaşadığı, şahit olduğu bir takım durumda olmuştur. Mesela benim oldu… Kurun yükselme haftasında birkaç markete gittim. Yağ fiyatlarına baktım sonra x marketten x marka 5 litre yağın 94 TL olduğunu gördüm. Tamam dedim alayım bu esnada market çalışanı 94 TL olan fiyatı çekti aldı 99 TL fiyatını astı. Tabi bakıyorum, olanları izliyorum hemen sordum “şimdi bu 94 TL olan fiyattan alamayacak mıyız” dedim. “Ben napayım” dedi. Şu an marketler fiyat etiketlerini değiştirdiğini söyleyerek veremeyeceğini söyledi. “Peki” dedim esnaflık adabına uymayan bu hareket ile onu baş başa bıraktım. Yani en azından bu artışı yapması için dükkanın kapanmasını beklemesi gerekirdi diye düşünmüştüm. Genel manada artış varsa tabi ki yapacak burada bir tuhaflık yok ve marketten çıktım. Sonra x bir marketten aldım yağı. Bir kaç gün sonra yine x bir markete girdim limon 3.45 etiket fiyatı. Poşeti açıp biraz limon koydum kasaya gittim. Kasiyer limonu tarttı 5.90 küsur olarak fiyatı söyledi. “Allah Allah” dedim. “Gramaj olarak ne kadar” dedim “1 kilo 10 gr” dedi. “Fiyatı ne kadar” dedim, “5.90” dedi. “Yalnız etikette 3.45” olduğunu söyledim “Sistemde 5.90” çıktığını söyledi. “Peki, ne olacak” dedim bu durumda sistemdeki fiyatı almak zorunda olduğunu söyledi. “Tamam kalsın” dedim ve marketten çıktım. Yani birisi güncel fiyatı elle manuel değiştiriyor diğeri şirket merkezinde bilgisayardan sistemsel olarak değiştiriyor olan da sana bana oluyor. Yine bu durumla ilgili bir konu daha anlatmak istiyorum. Yine aynı hafta ikinci el satış sitesine girdim. X marka bir arabanın 2020 ile 2021 model filanca donanımını filtreledim. Fiyat 340.000 ile 370.000 arası çıktı afalladım. Bu baktığım modelin bu donanımdaki araba sıfırı 240.000 küsur binde. Neyse siteden çıktım baktığım aracın Sakarya bayisine telefon ettim. “Şu şu donanımda aracınız var mı?” dedim. Satış temsilci, “Bu bahsettiğiniz donanımda değil, elimizde hiç araç yok” dedi ve konuşmamızı sonlandırdık. Yani işin kaynağı araba olmayışı bir ikincisi bayilere gelen araçlar rezerve edilerek piyasaya faklı metotlar ile sürüldüğünü görüyoruz. Hal böyle olunca ikinci el el yakıyor. Zaten bakıyorsunuz ikinci el piyasasına 2020 – 2021 model sıfır kilometre olarak satış yapılıyor. Aslında bu aracın bayide satışının yapılması lazım. Yani kısacası durum bu! Düzelir diye umudum var tabi. Bu umudun yanında bu tür olayları yapanları tespit edip yasal çerçevede girişimlerde bulunmak gerekiyor. Umarım bu durumdan kısa zaman içinde çıkar, bahar havasına döneriz. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın, mutlu kalın…