Köşe Yazıları

Kenan Tiryaki, “Milli takım ruhunu yeniden kazanmak”

Milli takım ruhunu yeniden kazanmak

Ne çok özlemişiz meğerse bir futbolcumuzun yahut sporcularımızın bir müsabakaya çıkarken ay yıldızlı formayı öpüp başına koymasını…

Çoktan unuttuğumuz bir sahneydi Galler maçına da ikinci yarı oyuna girmeden önce yardımcı hocasının kendine verdiği taktiği dinlerken, on sekiz yaşındaki gencecik bir oyuncumuzun ay yıldızlı formayı öpmesi…

Üstelik çok farklı bir kültürün etkisi altında olmasına ve Türkiye’de doğmamasına, on sekiz yaşına gelinceye kadar Avrupa kültürüyle büyümüş olmasına rağmen, oraların sportif imkanlarıyla futbolcu olmuş birinin, yine üstüne üstlük ülkemizdeki alt yaş grubu Milli takımlarında zaman zaman rencide edilmiş olmasına aldırış etmeden, Almanya maçında yüksek performans gösterip harika gol atan, bir sonraki Galler müsabakasında hamle oyuncusu olmuş on sekiz yaşındaki Kenan Yıldız…

Daha da önemlisi sana verilen her role futbolun menfaatleri doğrultusunda profesyonelce davranıp, saygı duymuşsun, oyuna girerken coşkun, motivasyonla giydiğin Türkiye formasına saygıyla ve aşk ile oyuna girmiş ve oynamış bir oyuncumuz Kenan Yıldız .

Ve ben diyorum ki; çocuklara ve gençlere dönük bu örnek tavrın için, ne mutlu sana demiyorum!

Ne mutlu seni yetiştiren ve Türk kültür örf adetlerini sana öğretip ve yaşatanlara.

İşte ananın babanın elleri ne kadar öpülse azdır diyorum ben.

Zorluk derecesi hakemlik tabiri ile üç olan bir müsabaka oynadı milli takımımız. Bizim açımızdan gurup liderliği için verilecek bir mücadele ve tabi ki yenilmemekti hedefimiz.

Galler açısından ise gurup ikinciliği için oynanan bir maçtı ama gurubumuzun diğer maçında Hırvatistan kazanınca Galler açısından sadece gurup lideri olan ülkemizi yenmekti hedef.

Galler maçı kadrosu Almanya ile oynadığımız hazırlık maçı kadrosundan çok farklıydı. Tabi bu ilk on bir değişikliği takımımızın oyun kalitesini de etkiledi. Çok tutuk ve ilk yarım saat savunma ağırlıklı bir oyun sergiledik. İlk yarı Milli takım hocamızın ilk oyuncu değişikliği oyun üstünlüğümüzü ve fizik gücümüzü artırdı.

Buna rağmen erken yediğimiz gol sonrası toparlanmamız zor oldu.

Ne yalan söyleyeyim uluslar arası bir milli maç düzeyindeki bir müsabakada, hakemler taraf tutmazlar da taktir haklarını bizim takımımızdan yana kullanan ve rakibin iki penaltısını verse hiç kimsenin itiraz etmeyeceği pozisyonları es geçti ve penaltı vermedi. Dediğim gibi böyle bir hakemi ilk defa gördüm ve yine düdük çalmasa bizim lehimize verdiği penaltıya hiç kimse gıkını dahi çıkaramazdı ve penaltıyı lehimize verdi.

Ve Yusuf’un akıl dolu penaltısı ile bir biri yakaladık. İkinci yarı sakatlanıp oyundan çıkan Uğurcan’ın yerine Kaleye geçen Alpay’ın üç net golü önlemesi takdire şayandı.

Sonuç olarak ikinci yarıda Yıldızımız Kenan oyuna girip verdiği katkı ve kazandırdığı penaltı ile berabere kalarak Avrupa şampiyonasına gurup lideri olarak katılmayı garantiledik.

Evimizdeki oynadığımız berabere kaldığımız Ermenistan maçı hariç diğer maçları iyi ve akıllı oyunlarla kazandığı hak ederek Avrupa Şampiyonası’na giden emek vermiş tüm oyuncularımızı teknik kadromuzu ve tabi ki milli takım ruhunu yeniden kazandıran teknik direktörümüz Montellayı yürekten kutluyorum.

Bu takım Avrupa Şampiyonası’nda çok iş yapacak. Bunu bir kenara not edin. Ve uluslar arası bahis kuruluşları şampiyonada Türk milli takımını kupayı kazanabilecek takım olarak açıkladı. Yüzde olarak tabi.

Ve bir başka not, Avrupa şampiyonasına katılan en genç takım olarak da katılıyoruz, ilerisinde çok daha büyük başarıların altına imza atacağımız böylece belli oldu.

Hadi hayırlısı.

Sağlıcakla kalın esenlikler diliyorum.