Köşe Yazıları

Karasu’nun Savaş Ay’ı

 

Kurban Bayramı’na rastlayan 10 Kasım 1924 tarihinde, Sırpların, “Şahoviç” ve “Pavino Polje” de, gerçekleştirdiği katliam sonrası Boşnaklar, Türkiye’ye doğru göçe zorlanmışlar, 93 harbi olarak anılan 1877-78 Osmanlı Rus savaşından sonra da, bu göç dalgası büyüyerek devam etmişti.

***

Bir kısım Boşnak, Selanik üzerinden gemilerle İzmir’e inerken, bir kısmı da at arabalarıyla kara yolundan Türkiye’ye sığınıyorlardı.

***

Adapazarı üzerinden, Karasu’ya gelen Boşnaklar ise, Karasu’nun Kuzuluk tepesindeki Boşnak mahallesine yerleşiyorlardı.

***

Çocukluğumda, sinemaya bedava girmek için, o gün oynayacak filmin afişini, göğsüme yapıştırıp, avazımın çıktığı kadar bağırarak ; “Bugün aile sinemasında, başrollerini Kartal Tibet, Tugay Toksöz, Erol Taş, Hayati Hamzaoğlu, Danyal Topatan ve Atıf Yılmaz’ın paylaştığı son yılların dev eseri ‘Bir millet uyanıyor’ filmi oynayacaktır” diye, sinema sahibinin en iyi sinema müşterilerinin olduğu Karasu Kuzuluk Boşnak mahallesini, o günlerimde tanımış ve bizlere göre daha modern ve aydın olan bu insanlara hayranlığım, o günlerde başlamıştı.

***

İşte bu meşakkatli göçten sonra, mahalleye yerleşen  Boşnak Gardiyan Ömer‘in oğlu, Şoför Şaban Abi ve Abhaz Türkan hanım teyzenin oğlu olarak dünyaya gelmişti, bugünkü yazımın baş aktörü, Karasu’nun “Savaş Ay’ı” Cihan Haber sahibi Cihan Emre kardeşim.

***

Her ne kadar, sanat okulu mobilya ve dekorasyon bölümü mezunu olsa da Cihan, çocukluğunun geçtiği Boşnak Mahallesi, onun yetişmesinde ve kişiliğinin oluşmasında büyük bir etken olmuştu.

***

2010-14 yıllarında, mahallesindeki spor kulübünde yaptığı başkanlık döneminde, mahalle gençlerinin kötü alışkanlıklara yönelmemesi ve toplumunun dayanışması, saflarını sıklaştırmasında çok başarılı olmuş ve futbol takımını başarıdan başarıya koşturmuştu.

***

Hele de, Karasu halkının, saflarını sıklaştırarak direndiği,  yapılması düşünülen “Termik santrale karşı  direnişi”, yüreğindeki Karasu sevdası ateşinin harlanmasına sebep olmuş, Karasu Halkının sorununu, kendi sorunu gibi görüp, bu yolda mücadelesini sürdürmüştü.

***

Sevdalısı Karasu’nun, esnafının sorununa merhem olabilmek için, Esnaf Odası kongrelerinde “Köşe başlarını tutan ağa düzenine” karşı, başkaldırarak aday olmuş, seçimleri kıl payı kaçırmıştı.

***

Uğrunda canını vermekten çekinmeyeceği halkının, kendisini seçmemesi moralini bozmamış, elinde kamerası ile bir zamanlar Türkiye’de, halkın dertlerine parmak basarak, derman olmaya çalışan rahmetli Savaş Ay gibi, Cihan kardeşim de “Cihan Haber” simgesiyle, Karasu’nun marka değeri olmuştu.

***

Kısa adı “SAKDER” olan “Sakarya Arama Kurtarma Derneği” ile Kastamonu’daki sel felaketinde, ekibiyle, geceli gündüzlü kayıp olanları ararken, Soma maden kazasında yer altında kalan işçileri kurtarmak için, ekiplere yardımcı olmak üzere Soma’da gecesini gündüzüne katarken, Sakarya nehrine girip bir daha çıkamayan ve günlerce aranan Adatepeli Emirhan için nehirdeki bitmek tükenmek bilmeyen aramaları bıkmadan usanmadan sürdürürken, Karasu’da kurulmasına ön ayak olduğu kısa adı “JAK” olan “Jandarma Kurtarma” ekibiyle günlerce yaptığı çalışmalarda, yine İdlip’te yaralanan, Levent Kara’nın kaldırıldığı Hatay’daki hastanede başucundan tüm Karasululara iyi haberini gönderen “Cihan Haber” markasıyla hep oydu.

***

Karasu dışında yaşayan ve Karasu’dan haber almak isteyenlerin parmağının ucundaki dostuydu “Cihan Haber…”

***

Facebook’taki 200 bin, İnstagram’daki 20 bin takipçisiyle, kabul edilse de edilmese de, “Cihan Haber”, artık Karasu’nun bir marka değeriydi.

***

Karasu’ya sıradan bir yurttaş gibi gelen, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ‘dan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek‘e kadar, topluma mal olmuş kişiliklerin de konuk olarak uğradığı kişiydi Cihan Haber sahibi Cihan Emre.

***

Ben de bu haftaki yazımı, sevdalısı olduğu, hayat arkadaşı Seçil hanım ve biricik evlatları  Görkem, Mert ve Türkan, yine sevdalısı olduğu Karasu Halkı ve mensubu olmaktan gurur duyduğu Türk Halkı için, kendini adayan ve mücadelesini sürdüren bu güzel insana Cihan Emre’ye ayırdım.

***

Son söz olarak diyorum ki; Cihan kardeşim, seninle yaptığım söyleşide gördüğüm, batı kültürü tozunu yutmuş (Boşnak) Şaban Abi ve Tanrı’nın, yeryüzünü milletlere paylaştırırken, halkının misafir sevgisi sebebiyle, kendisine ayırdığı ve o yöre halkının da gelenekleri aracılığıyla gözleri gibi baktıkları, korudukları Abhazya doğumlu (Abhaz) Türkan Hanım Teyze’nin incelik, zarafet, insana saygı ve konuksever imgelerinden gelen sevgi dolu saygıdeğer yaklaşımın o güzel karakterini oluşturmuş.

***

Bu sebeple, tırnaklarınla, kazıya kazıya geldiğin ve taraflı tarafsız büyük çoğunluğun takdirini kazandığın bu yolda, önüne çıkabilecek kötü gözlü, şom ağızlı, haksız yorum sahibi insanların kurabilecekleri tuzaklara dikkat et ve halkının aydınlanması bilgilenmesi yolunda yükün ağır, işin çetin.

***

Allah yardımcın olsun.