GündemKarasuKocaaliKöşe Yazıları

Hukuk mu

Guguk mu

 

2017’de değişiklik yapılarak kabul edilen Anayasadaki “Cumhurbaşkanlığı seçilme şartları” tartışmaları devam ediyor ve böyle bir ortamda seçime gidiyoruz.

Anayasanın 101. maddesi ikinci bendinde herhangi bir değişiklik yapılmamasına rağmen, iktidar tarafından “Bu yeni anayasadır” denilerek iddiasını sürdürüyor.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nun vereceği karar bu açıdan çok önemlidir. Türkiye’nin geleceği açısından da önemlidir. Çünkü alınan karar kesindir ve itiraz için Anayasa Mahkemesi (AYM)’ ne de getirilemiyor.

Bu Anayasaya göre yapılacak seçimlerde her iki taraftan mağduriyet yaratılmak isteniyor. Eğer ortada bir mağduriyet varsa;

“Hukuk mağduriyeti var. Adalet mağduriyeti var. Demokrasi mağduriyeti var.”

Altılı masa olarak adlandırılan 6 parti liderinin geçtiğimiz ayın 26’sında İyi Parti ev sahipliğinde yapıldı. Toplantı sonrası her zaman olduğu gibi toplantıya ilişkin ortak bildiri yayınlandı.

Bildirinin en dikkat çekici maddesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı ile ilgili bölümünde şöyle açıklama yapılıyor:

“Türkiye, hukuksuzluk, kanunsuzluk ve başıbozuklukla hareket eden bir hükümet tarafından yönetilmektedir. Bu çerçevede, Anayasa ve kanunda hiçbir tereddüde yer vermeyecek kadar açık bir şekilde düzenlenmiş olan hükümler uyarınca, TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe, Sayın Erdoğan’ın14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olması mümkün değildir.  Cumhurbaşkanının, Anayasa’ya aykırı olarak üçüncü kez adaylığını ilan etmesi demokrasi tarihimize eklediği bir diğer kara sayfadır. Anayasa’yı yok sayan bu başıboşluğu kabul etmediğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.”

Eee.. Bu ne demek şimdi?

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığının hukuka aykırı olduğunu söyleyip”buna rağmen” diyerek seçime gidilmesine razı olmak, hukuksuzluğa da ortak olmak değil midir?

Yani şöyle örnek verelim:

“Bir futbol maçında rakip takımın cezalı oyuncusunun kadroya alınıp oynatılmasına razı olup, hükmü hakemin insiyatifine bırakmak gibi değil midir?”

Sözde mağduriyet yaratılmak istenilmiyor ama hukuksuzluğa ortak olunuyor.

Neyse…

Liderlerin 30 Ocak tarihinde yaptıkları 12.toplantıda aldıkları mutabakat ile 9 ana başlık ve 2 bin üzerinde “Ortak Politikalar Metni” seçim beyannamesi kamuoyuyla paylaşıldı.

Altılı masa olarak adlandırılan liderlerin 13. toplantısı Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde 13 Şubat tarihinde yapılacak. Muhtemelen bu toplantıda adayın kim olduğunu öğrenmiş olacağız.

Türkiye’nin tek adamlı bir sistemle yönetilmesi sürecinde yaşadıklarımız göz önüne alınarak, eski bozuk parlamenter sistemin de yenilenerek millet ittifakının deyimiyle “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” olarak karşımıza gelmesini halk olarak değerlendireceğiz.

“2018 tarihinden beri süregelen bu sistemde hâk hukuk ve adalet kavramlarının çokça tartışıldığına şahit olduk.”

Bundan sonra Anayasanın toplum düzenine uyarlanacak ve tartışmalara fırsat vermeyecek şekilde yeniden güncellenmesi gerekecektir.

Birileri her ne kadar “Hukuk mu, guguk mu?” şeklinde değerlendirme yapsa da  “Hukukun üstünlüğü mü, üstünlerin hukuku mu?” şeklinde bir algının ortadan kaldırılması yönünde partilerin birlikte çalışarak geleceğimiz için önemli adım atmaları ivedilikle zaruridir. Yoksa hukuk; olur guguk!