Hayal satıyorlar

Hayal satıyorlar
Geçtiğimiz yıl bu günlerde ABD Temsilciler Meclisi, Türkiye’ye yönelik skandal bir karara imza attı.
Yunan lobisine yakınlığı ile bilinen Demokrat Chris Pappas ve Cumhuriyetçi Frank Pallone tarafından sunulan ve Türkiye’ye yeni F-16 savaş uçakları ile F-16 modernizasyon kitlerinin satışını kısıtlayan yasa tasarısı Temsilciler Meclisi’nde yapılan oylamada 244’e karşı 179 oyla kabul edildi.
Yasa tasarısı ile Türkiye’ye yönelik F-16 satışlarına, ABD Başkanının söz konusu satışların ulusal çıkarlara uygun olduğunu onaylaması ve Yunan hava sahasının ihlal edilmeyeceğine dair garanti verilmesi şartı getiriliyordu.
Yasa tasarısı ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon) 2023 bütçesini içeren Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa (NDAA) tasarısına eklenecekti. ABD Başkanı Joe Biden’ın yasa tasarısını veto etme hakkı bulunuyor.
“Peki ne oldu bu yasa? Neden uçaklar teslim edilmedi?’
ABD Başkanı Joe Biden yasayı veto etti mi? Hayır!
Edinilen bilgilere göre bu veto Türkiye’ye karşı koz olarak ortada duruyor. Zaten ABD’de 2024 Kasım ayında başkanlık seçimi yapılacak. Bu seçim sonuçlanmadan F-16 konusunun çözümlenmesi mümkün görünmüyor.
*
Geçtiğimiz günlerde NATO toplantısı nedeniyle Litvanya’ya giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan burada Biden ile görüştü. Görüşme sonrasında yaptığı açıklamada F-16 uçaklarının teslimi için “Ben her zamankinden daha umutluyum” dedi. ABD Başkanı Biden’in de uçakların tesliminde çok kararlı (!?) olduğu belirtildi.
Sonra Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta bir görüşme yapılarak dostluk mesajları verildi. Bakalım bu dostluk mesajı ne kadar sürecek? Örneğin; 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Yunanistan’a kaçan FETÖ failleri pilotlar ve subaylar neredeler ve iade edilecek mi?
İki lider 2019’dan bu yana beşinci kez görüştü. İlk dört görüşmede olumlu herhangi bir sonuç alınamamıştı.
İki liderin ne konuştukları, hangi konuları ele aldıkları önemli değil, önemli olan her iki liderin de Türk-Yunan ilişkilerinde yakınlaşmayı arzu ettiklerini göstermiş olmasıydı. Ege ve “Doğu Akdeniz’de istikrar için her iki liderin anlaşması zor görünüyor ama imkansız değil.” Çünkü bu konuda ekonomik olarak Türkiye’nin elinin zayıf olduğu, AB ve ABD’nin baskısı olduğu biliniyor. Türkiye’ye sağlanacak bazı olumlu gelişmeler (Gümrük Birliği’nin yenilenmesi, AB üyeliği için görüşmelerin yeniden başlatılması gibi..) olursa Yunanistan’la dostluk neden olmasın? Sonuçta ikisi de NATO üyesi. Bu noktada İsveç’in üyeliğinin pazarlık konusu yapılması bize yararı olacağını düşünmüyorum. Bu konu AB Konseyi’nin yetkisine giriyor.
*
Elbette, Erdoğan ile Miçotakis’in istikşafi görüşmelerin yeniden başlatılması ve bu toplantılara dışişleri bakanlarının da katılması konusunda verdikleri kararlar oldukça önem taşıyor.
“Bilindiği üzere, Türkiye ile Yunanistan arasındaki istikşafi görüşmelerin ilki 2002’de Ankara’da yapılmıştı.”
Dışişleri Bakan Yardımcılığı ve heyetler arasında kesintilere rağmen 21 yıldır devam eden görüşmelerin sonuncusu (62. turu) Yunanistan’ın başkenti Atina’da yapılmış, yine bir sonuca ulaşılamamıştı.
Daha sonra da 18 ve 21 Eylül 2021’de Ege’de hemen karşımızda bulunan Midilli ve Sisam adalarına ABD’nin hibe ettiği zırhlı araçlar sevk edilmiş İHA’lar tarafından görüntülenmiş, ipler yeniden gerilmişti. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı “Bir gece ansızın gelebiliriz” demişti.
Bütün bunlara bakıldığında Yunanistan için “Bir gece ansızın gelebiliriz” tehditi sanırım rafa kalkmış oldu.
Şimdi; “Yunanistan’ın karşımızdaki adalara yığdığı ABD silahlarını unutalım mı?”
Türkiye’yi F-35’den vazgeçirilip F–16’ya razı edilmesi bir dayatmanın parçası degill mi? Buna rağmen ABD’li yetkililerle her görüşmede umutlar ortaya konuluyor. Yunanistan’ın öne sürdüğü (Hava sahasının kullanma yasağı ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılması)
sorunumun Lahey Adalet Divanı tarafından çözülmesi şartları kabul edilmediği müddetçe F-16’ları rüyamızda görürüz.
Dolayısıyla;
İnşallah yanılırım ama inanın “ABD bize F-16 değil, hayal satıyor.”