Güven sebep enflasyon neticedir
Kasım enflasyonu yine şaşırtmadı. Pazartesi günü açıklanan Kasım ayı aylık enflasyon yüzde 2,88 olurken, yıllık olarak yüzde 84,4 gerçekleşti. Ana harcama gruplarına göre bakıldığında yıllık en çok artış ulaştırma ile gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Enflasyon; metafor olarak nitelendirilirse bir toplumun en çok korktuğu canavardır. Ayrıca milletin emeğini çalan bir hırsızdır.
Canavar ve hırsız metaforunu burada tetikleyen, irdeleyen, teşvik ettiren gerekçelere bakıldığında adresin nereye gittiğini görmüş olacağız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Kasım Çarşamba günü partisinin genel merkezinde “Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı”nda enflasyonun gerekçelerinden gördüğü zincir market fiyatlarıyla ilişkin konuşmasında ” Kabine’de arkadaşlarıma söyledim; başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere kontrolleri sıkılaştıracağız. Bütün mesele bu fiyat farklılıklarını gidermenin yollarını arayacağız. Birçok birimlerde ekonomide farklılıklar var, Fiyat İstikrar Komitesi’ni kurarak takibini yapacağız” ifadelerini kullandı.
Hatırlanırsa daha önce de Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati enflasyonla mücadele için mobil uygulama ve tim kuracaklarını açıklamış böylece fahiş fiyatlar takip edilerek önlem alınacaktı.
O nedenle, enflasyonun sürekli arttığı dönemde bu sözlerin ne önemi olabilir?
Bütün bunlar ortada iken “hep daha sonraki dağın arkasını” göstererek, gerçekten enflasyonla mücadele edildiğine ve edileceğine inanıyor musunuz?
Sayın Cumhurbaşkanımızın sürekli ifade ettiği “Faiz sebep enflasyon neticedir” tezi doğruysa neden faiz düştükçe enflasyon artıyor?
Acaba; “Epistemolojik veya Heterodoks” bir durum olabilir mi?
Sayın Erdoğan yine bir konuşmasında “Tarım Kredi Kooperatifleri talimatı aldı. Büyükbaş hayvanlarda da (kırmızı et) yüzde 20-25 indirim yapacak” demesine rağmen vatandaş istediği şekilde ucuz ürün alamadı. Hatta çoğu ürünler zincir marketlerden daha pahalı satış yapıldı ve yapılıyor.
Ayrıca, 2005 yılında 5330 sayılı “Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Yasasında Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun” ile özerk bir kuruluş olan Tarım Kredi Kooperatifleri talimatla fiyatları düşürür mü?
Tabi bunlar siyasi söylemler olabilir ama esası vatandaşın cebidir, alım gücüdür.
Hakkını teslim edersek, Ak Parti Hükümeti iktidara geldiğinde enflasyonu kucağında bulmuştu.
2002’de yüzde 73,2’den aldığı enflasyonu 2011’de yüzde 4’e kadar düşürme başarısını göstermişti. O süreçte dünya ekonomisine paralel ortodoks politika izleniyordu. 2018 yılına kadar devam eden yüzde 4-5’li enflasyon oranı Partili Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel seçimlerinde yüzde 25’e kadar çıkmış, 2021 yılını yüzde 36,08 artışla kapatmıştı. Bugün geldiğimiz yer 2002 öncesine kadar gidiyor.
“Bu geri dönüşün birçok gerekçeleri var:”
Özellikle sizin de bildiğiniz gibi süresinden önce Hazine ve Maliye Bakanı ile Merkez Bankası Başkanları değişikleri paradigmasıyla sistemde bir bozulma yaşandı. Türkiye’nin Kredi Risk Primi (CDS)’leri tarihinin rekor seviyelerine doğru hareket edince yeni bir ekonomi paradigması ortaya konuldu. Adına da “Heterodoks” politika denildi. Bu tür manevralar (politika değişikliği) yabancı sermayenin de güvenini sarstı ve ülkeden çıkışı hızlandırdı.
Esasen bu tür kavramlar halkımıza yabancı gelse de çok da umurunda olduklarını sanmıyorum. Çünkü vatandaş milli gelirden aldığı payın geçimine ne kadarının yansıdığına bakıyor.
Bunu bir örnekle gösterirsek;
Türkiye’de ücretliler 2019 yılında milli gelirin yüzde 31,4’ünü alırken bu oran 2021’de yüzde 27’ye düştü.
Ülke nüfusunun yüzde 10’unun
mutlu, diğer çoğunluğun mutsuz olduğu bir ülkede toplumsal barış ve huzur beklenemez.
“Sonuca gelirsek;”
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)nun açıkladığı enflasyon (hava tahmin raporunda olduğu gibi) yüzde 84,4 ise, vatandaşın hissettiği enflasyon yüzde 150’dir.
Daha önce de yazdım. “Polisiye tedbirlerle enflasyon kontrol altına alınamaz. Enflasyonu ortaya çıkaran temel sorunları iyileştirmek için acilen çözüm üretilmesi gerekiyor. Çünkü; çözüm ve güven sebep, enflasyon neticedir!”