Güç birliği

Daha önce de dedik ya insanın olduğu yerde dert de bitmez sorun da diye… Toplum sürekli yeni sorunlar üretecek sonra birileri bu soruları düzeltebilmek için mücadele edecek. O bitti derken yeni sorunlar ve ihtiyaçlar ortaya çıkacak. Bir çeşit kısır döngü ama doğanın ve yaşamın kanunu bu ve kıyamete kadar devam edecek. Elbette herkes sorunsuz bir hayat istiyor ama bu mümkün değil. Önemli olan sorunu büyüklüğü, etki alanı ve gidermek için kimlerin ne yapıp ne kadar mücadele ettiği. İçinde bulunduğumuz dönemde yaşam standartlarımızın yükselmesi için hizmet ve ekonomik iyileştirme bağlamında büyük ihtiyaç ve yapılması gereken birçok iş var ancak ilçe olarak son bir iki haftadır gündemimiz ve önceliğimiz toplumsal sorunlar. Özellikle de son dönemlerde tırmanışa geçen asayiş olayları.
Toplumları içinde barındıran sistemler, yerleşim yerleri zaman içerisinde büyür. Bu büyüme somut olarak görünmese de bazı parametreler kullanılarak tespit edilmesi mümkündür. Bu parametrelerin içinde en kötü olanı da asayiş olaylarının artış göstermesidir. Evet, bu gibi olayların artması büyüme göstergesi ama biz böyle bir büyümeyi kesinlikle istemiyoruz. Bu yüzden ne kadar erken önlem alabilir tepkimizi ne kadar erken ortaya koyabilirsek daha temiz bir büyüme için de o kadar erken adım atmış olabiliriz. Bunlardan birini de geçtiğimiz günlerde yaşadık.
Ben yaklaşık 13 yıldır Kocaali’de basın işi ile uğraşıyorum bizim için sembolik bir yer olan Zafer Meydanı’nda da şimdiye dek yüzlerce etkinliğe, programa ve basın açıklamasına katıldım. Bunların neredeyse tamamı bayram vesaire gibi özel gün etkinliği veya siyasi içerikli programlardı. İçlerinde toplumsal olay odaklı programların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Birkaç kez öğretmen, doktor gibi kamu görevlilerine yapılan saldırıları kınayan açıklama yapılmıştı. Geçtiğimiz Cuma günü ise ilk kez toplumun kendisini ve tamamını ilgilendiren bir konuda açıklama yapıldı. Yani halk kendi savunma mekanizmasını ilk kez devreye sokmuş oldu. Bu Kocaali için gerçekten ciddiye alınması gereken pozitif bir olay. Gelecekte yaşanması muhtemel asayiş olaylarının önüne geçmek adına ortaya koyulabilecek sivil dayanışmanın en güzel örneği. Her ne kadar olaylar son dönemde sıklaşmış olsa da Samet Tarakçı olayı bunların en son ve en acı örneği oldu. Ve bu halkın artık tepki vermek adına sahaya inmesi için bardağı taşıran son damla oldu diyebiliriz. Cuma günü Kocaali’de bunu yaşadık. Siyasi partilerden sivil tolum kuruluşu temsilcilerine, esnafından işçisine, gencinden yaşlısına kadın erkek yüzlerce kişinin meydanda bulunması hem büyük bir güç birliğinin göstergesi hem de muhtemel olayların önüne geçmek için gözdağı oldu. Bundan sonra da buna benzer durumlar meydana geldiğinde daha büyük tepkilerin verilebilmesinin yolu açılmış oldu.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken ve yapılması gereken birkaç şey var. Öncelikle tepki vermek meselesini iyi okumak lazım. Toplumsal anlamda birlik gösterip farkındalık yaratarak tepki vermek farklı şey, kaba kuvvet kullanarak ve intikam hırsıyla tepki vermek farklı şey. Biz şu anda farkındalık yaratarak tepki verdik bundan sonra da aynı soğukkanlılığı muhafaza edip şiddete şiddetle karşılık verme bir nevi cezalandırma aşamasına geçmemeliyiz. Zira bu daha büyük sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Yine, basın açıklamasında da ifade edildiği gibi emniyet güçlerimizin personel ve teçhizat açısından desteklenip güçlendirilmesi çok önemli. Onlar ne kadar güçlü olursa caydırıcılık özellikleri de o denli güçlü olacaktır. Teşkilatımızın Kocaali’deki durumu da malum. Bundan birkaç yıl öncesine kadar yeterli geliyordu ancak 2016 sonrasında yavaş yavaş yetmemeye başladı. Kocaali büyüyüp genişlemeye başladıkça da işleri daha da zorlaştı. Şayet böyle kalırsa hem şartları daha da ağırlaşacak hem de yetersizlikleri artacak. Dolayısı ile ciddi bir takviye artık şart oldu. Bu nedenle vatandaş olarak özellikle mülki idareden bu konuda ivedi ve ciddi bir adım atılmasını talep ediyor ve bekliyoruz. Zira emniyet ne kadar güçlü olursa toplumun geleceği de o denli sağlam ve temiz temeller üzerine inşa edilir. Huzur ortamının korunması da o derece güvence altına alınmış olur.
Cuma günü yapılan basın açıklaması Kocaali için hem ilk oldu hem de bundan sonrakilerin önünü açtı dedik ya işte bu konuda da birkaç cümle ekleyip konuyu noktalamak istiyorum. Öncelikle Kocaali’deki asayiş olaylarının, sayı ve nitelik bağlamında yıl içindeki ve yıllara göre dağılımı masaya yatırılmalı. Zaten bu veriler emniyet ve jandarmada ve ilgili kurumlarda mevcut ve asayiş toplantılarında düzenli olarak değerlendiriliyor. Artış oranı ve kapsam olarak bir önem sıralaması yapılmalı ve bu gerekirse kapalı bir toplantıda tüm sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşılmalı. Yerel idare başta olmak üzere bu konuda öncülük yapabilecek bütün sivil toplum kuruluşları da kendi sorumlulukları çerçevesinde bir çalışma planı yapmalı. Son bir değerlendirme ve gerekli onaylar tamamlanıp topyekün bir çalışma yapılmalı. Buna konferanslar, görsel materyallerin dağıtımı, bilgilendirme amaçlı reklam çalışmaları, hane bazında ve bireysel çalışmalar da dahil olmak üzere bir çok enstrüman ekleyebiliriz. Bunları bir bütün olarak devreye sokup Kocaali’de daha temiz bir geleceği, daha temiz bir toplumu inşa etmek için el birliği ile mücadele etmeliyiz. Bu konuda her birey kendi sosyal sorumluluğunu yerine getirirse istediğimiz düzeni kolayca sağlayabiliriz. Aksi takdirde belki de önünü alamayacağımız şeylerle karşı karşıya kalmamız doğal bir sonuç haline gelir. Sağlıkla kalın…