Gözünün üstünde kaşın var
İddiaya göre Karasu Belediyesi çalışanlarına mektup yazmış. Mektup dediğime bakmayın. Başında “İhtarname” yazıyor. Siz bunu sarı kart gösterilmesi gibi düşünün.
Lafı uzatmadan konuya geleyim. Mektupta özetle şunlar yazıyor:
“Sayın falanca. Aşağıda icra numaraları belirtilen ve borçlu taraf olarak belirtildiğiniz icra taleplerini icra müdürlüklerinden kurumumuza hakkınızdaki muhtelif maaş ve haciz müzekkereleri gönderildi. Biz gereğini yaptık da… sizin bu haliniz hal değil. Borcunuzu ödeyemiyorsunuz da bizim hukuk servisimizi de mali hizmetler müdürlüğümüzü de boşuna oyalıyorsunuz. Ha bir de bu borcu nasıl ödeyeceksiniz kardeşim? Borç aldı başını gidiyor. Muhtemelen dürüstlük dışına çıkacaksın. Zaten bu kafa ile iş verimin falan da düşer. Neyse kardeş! Sözü fazla uzatmaya gerek yok. Altı ay içinde borcunu ödedin ödedin. Ha ödemedin. O zaman kendine iş ara. Zira biz senin iş akdine son vereceğiz…”
Siz bunun hukuk diline çevrilmiş halini düşünün. Başına ihtarname yazın.
Ve bizim yazdığımız şekle geldiğini anlayın.
Yani adama diyorlar ki, “Başkasına olan borcunu öde. Adamı hasta etme…”
Adam belediyede çalışıyorsa seçim döneminde bilmem kaç ay maaş alamamış, ödeyemediği kredi taksitinden dolayı hacze düşmüş kimin umurunda.
Ne kadar borcunuz olursa olsun maaş kesinti oranı bellidir. Size yaşayacağınız kadar bir miktar ayrılır (maaşınızın üçte ikisi) ve bir miktar kesinti yapılır. Borcunuz bitene kadar da bu şekilde devam eder.
Peki çalıştığınız yer sizi işten atarsa ne olur?
Size bir miktar tazminat verilir (o da keyfi geldiği zaman) bakarsınız başınızın çaresine.
Adam belediyede çalışırken bir şekilde hayatını sürdürür. Siz adamı işten atarsanız artık hayatını sürdürmeye yetecek olan kesintili maaşı da olmayacak.
Adamı sokağa atmış olacaksınız.
Hukuki kısmını siz bilirsiniz.
De…
İnsani kısmını da biz biliriz.
Bir kardeş olarak ikaz ediyorum: Yapmayın kardeşim!
Revizyon imar planı
Karasu’nun imar sorununu bilmeyen yok. Eğer “Ben varım” diyorsanız, bir sokaktan dümdüz yürümeye çalışın. İstisnalar dışında dümdüz giden sokak olmadığını görürsünüz. O zaman öğrenirsiniz.
Bir de bu durum yetmiyormuş gibi, büyükşehir yasasından önce yapılan ve onaylanmasına kesin gözü ile bakılan plan da ilgili bakanlık tarafından iptal edildi. Biz de bunun üstüne Karasu turizm bölgesi olmaktan çıkarıldı.
Döndük 1980’li yıllara.
Bunun üzerine revizyon imar planı elzem hale geldi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi bu konuda bir çalışma yaptı. Zaten 1/5000 ölçekli planın yapılması için Karasu Belediyesi’nin imkanları yeterli değil. Bu plan daha kabaca yapılması gereken bir yapıda. Haritalarda ikinci sayı büyüdükçe harita daha az detaylı oluyor. 1/100, 1/1000’den daha detaylı mesela. 1/5000’lik plan yapıldıktan sonra Karasu’da detaylandırma yapılacak. Ancak daha 1/5000’lik plan yapılırken operasyonel çalışıldığı iddia edildi.
Her imar planı döneminde söylentiler çıkar. Çünkü birilerinin yeri ticari olur, birilerinin yeri yeşil alan. Burada yeri yeşil alana kalanlar elbette maddi kayba uğruyor. Ticari alana yükselenlere de piyango vurmuş oluyor.
Burada mühim olan adalet ölçüsünden ayrılmamak. Ben bu noktada Karasulu arkadaşların vicdan ölçüsünde davrandıklarını düşünüyorum.
Ha bu arada halen kafası karışık olan varsa alır eline eski haritayı, açar revize edilmiş haritayı. Bakar. Kimin yerinde değişiklik olmuş. Böylece daha az gıybet etmiş ve daha az günaha girmiş olursunuz.
Plandan kar mı ettiniz zarar mı
Revizyon imar planı demişken…
Bazı vatandaşların arsaları konut alanından antrepo alanına dönüştürülmüş. Bu kişiler de itiraz etmiş.
Şimdi konut alanından depolama alanına dönüşen yerlerin eski durumuna bakalım. Buralara zaten yüzde yirmi imar alıyordunuz.
Arsanız antrepoya dönüşürse kısa vadede zarar etmiş gibi durursunuz. Ama bu alan depo sahasına girerse, çok değil bir iki yıl içinde arsanızın değeri kadar gelir elde etmeye başlarsınız.
Şöyle düşünün. Niteliği konut alanından antrepo alanına dönüşmüş olan bir arsanız var. Boş duruyor. Siz yarın inşaata başlasanız zaten o inşaatı bir yılda anca bitirirsiniz. İnşaat süresince cebinizden para harcarsınız. Yaklaşık bir yıl daha binaları satmayı başarırsınız. İki yılın sonunda arsanızı da evleri de satmış olursunuz.
Ama arsanız antrepo olursa hiçbir yatırım yapmadan bir ya da iki yıl içinde para kazanmaya başlarsınız. Üstelik bir defa değil. Hani “Tohumunu yiyen bir kere yer” derler ya. O hesap.
Bugün konut alanı antrepoya dönüştüğü için itiraz edenler yarın “Ne olur arsamı konut alanından çıkarın” diyebilir.
Haberiniz olsun.
Hiç komik değil
Hürriyet Mahallesi’ne taşocağı kurulması gündeme geldi. Burada mermer bulunmuş. “Patlatma yapılmayacak” denmiş. Zaten mermer varsa patlatma yapamazsınız. Yaparsanız mermer de mahvolur.
Hal böyle olunca “çevresel etki değerlendirme raporu (ÇED) gerekli değildir” kararı alınmış.
Yani ÇED gerekliliği iptal oldu.
Sonra Hürriyet Mahallesi ayağa kalktı. Ardından ÇED’in gerekliliğini iptal eden karar iptal edildi. İptal edilen kararın iptal edilen kararına itiraz eden firma sahipleri geçtiğimiz hafta sonuç aldı. Şimdi Hürriyet Mahallesi iptal edilen kararın, iptal edilen kararının, iptal edilen şeklinin iptal edilmesi için ayağa kalktı.
Kemal Sunal’ın bir filmi vardı. Davacı diye. Nesiller boyu devam eden bir dava konu ediliyordu. Bu konunun Davacı filminden farkı var. O filmde bir türlü karar çıkmıyordu. Bu davada birkaç görüşmeden sonra karar çıkıyor.
Sonra yeni bir davaya ya da itiraza konu oluyor.
Yani bu durum aslında Kemal Sunal’ın “Davacı” filmine değil de Nasrettin Hoca’nın “Sen de haklısın” fıkrasına daha çok benziyor.
Ancak durum hiç de komik değil…
Alkışlamaya devam mı
Daha önce yakın ilçelerin aslında Karasu’nun çok şey kaybettiğini ve komşu ilçeleri kıskandığımızı yazmıştık.
Şüphesiz ki Karasu’da da bazı şeyler oluyor. Ancak kaçırdığımız fırsatlar da gözümüze batıyor.
Kocaali ile Maden Deresi’ni paylaşıyoruz. Geçtiğimiz hafta bölgeye gelen Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Maden Deresi’ne yapılacak yatırımı anlattı. Buranın ciddi bir turizm merkezi olması için yapılacak harcama miktarı çok ciddi.
Yanında Kocaali Belediye Başkanı Ahmet Acar var.
Gayet normal. Çünkü proje Kocaali’nin. Yıllarca “Maden Deresi bizim” diyen Karasulular şaşkın.
Kocaali Maden Deresi’ni kendi markası haline getiriyor.
Alkışlar Ahmet Acar’a.
Arama sayfalarına “Maden Deresi” yazınca artık yanında “Kocaali” ibaresini göreceksiniz. Hayırlısı olsun.
Ölmeyelim artık
Wikipedia’da yer alan bilgiyi aktarıyorum.
1915 yılında Fransız hekim Boccage tarafından icat edilmiştir. Fakat kullanıma geçilmesi 1930’ları bulur. X ışını üreten tüp ile röntgen filmi, radyografisi elde edilmek istenen organın karşısında hareketi ile elde edilir. Yürütme hareketi, sadece bu hareketin eksenindeki düzlemlerin görüntülerini okuyacak şekilde uygulanır. Bir organın 1 ile 2 cm kalınlığında ince dilimlerinin görüntülerini verir. Bu yolla önden arkaya, yukarıdan aşağıya ya da yatay düzlemde organın incelenebilmesi sağlanır.
Evet tomografi cihazından bahsediyorum.
Sene 1930’dan bu yana kullanılan bu cihazın 2021 yılında Karasu’ya gelmesi için mücadele ediyoruz.
Bu çalışmanın son 10 yılında ben de yer alıyorum. Gördüğümüze söylüyoruz görmediğimize mektup yazıyoruz.
Sonuç…
İhale aşaması sonuçlanmış.
Yaz aylarının başında inşallah bu cihazı kullanmaya başlayacağız.
Buna da şükür…