Köşe Yazıları

Eski filmin yeni vizyonu

 

Türkiye Futbol Federasyonu’nun yeni Başkanı Mehmet Büyükekşi idaresinde önemli çok önemli değişikliklere gidiliyor.

Her ne kadar biz bu filmi 1970’li yıllar da izlemiş, görmüş ve yaşamış olsak da, yeni hamleler diye kamuoyuna lanse edilerek (devrim) diye yutturulmaya çalışılıyor.

TFF’nin geçtiğimiz bayram öncesi yaptığı açıklamayla yeni MHK Başkanı açıklandı, ayrıca yazılı ve görsel basının iki gün önce haberleştirdiği gibi MHK’de 4. Sabri Çelik dönemi başladı. Çelik’in listesinde bir de kadın üye yer aldı. Federasyonun son kararlarında en büyük değişiklik ise Süper Lig kapılarının yabancı hakemlere açılmasıydı.

Bana göre ilk başta, en azından artık niyetlerini ortaya koydular. Şimdiden önümüzdeki sezon, sırf kendilerini eleştirmesinler diye derbi maçlarını ve kritik maçları yabancı hakemlere yönettirecekleri kesinleşti.

Bu değişiklik 6. madde içeriğinde, özet olarak, UEFA ile koordineli olarak Avrupa’nın önemli ligleriyle hakem değişimi yapılacağı açıklandı. Süper Lig’de görev alan UEFA Elit ve 1. Kategori Türk hakemlerin anlaşmalı liglerde görev yapacağı, karşılık esasıyla söz konusu liglerden aynı seviyedeki hakemlerin de Süper Lig’de maç yöneteceği bildirildi. Böylece yıllardır konuşulan kritik maçları yabancı hakemlerin yönetmesinin de önü açıldı.

Futbol kamuoyundan anında eleştiriler geldi tabi. En başta 1984-1985 yılları arasında 43’üncü ve 44’üncü dönem TFF Başkanlığı yapan Kemal Ulusu, yabancı hakem konusunu kamuoyu için değerlendirdi.

“Başkanlık yaptığım dönemden önce yabancı hakemler Türkiye’de çok kritik maçlar yönetti. Ancak bir süre sonra, yapılan tenkitler, kulüplerin baskısı ve özellikle Doğan Babacan, Hilmi Ok, Ertuğrul Dilek ve Talat Tokat gibi değerli hakemlerin gelişiyle bu uygulama kalktı.”

Devam ediyor Kemal Ulusu; “Bir kere bu TFF Başkanı’nın gelir gelmez yapması gereken en acil bir konu değil. Kesinlikle bir danışma kurulu oluşturulmalı. Akademisyenlerle, futbol insanlarıyla görüşerek detaylıca karar verilmeli. Ayrıca mutlaka hakem değişimi karşılıklı olmalı. Bize gelecekse bizden de gitmeli. Bu lafta kalmamalı.”

Şimdi dönüyorum asıl mevzuya, futbol kamuoyunu yakından izleyenler bilirler, benim gibi. Bilmeyenlerde şimdi öğrenmiş olsunlar. Biz de son bir kaç yıldır Kulüpler Birliği Vakfı futbolu yönetiyor bu açık ve net.

Oysa kanun da ve yasa da Türk futbolunun otoritesi TFF’dir, en azından öyle yazıyor. Elbette ki Kulüpler, federasyonu idare etmemeli. Oysa bizde herhangi bir durum da anın da siyasilerden baskı geliyor ve tabi haliyle siyasilerin istediği oluyor ekseriyetle.

Yani günümüz de durum bu, kulüpler kimi istiyorlar ise siyasiler de onların istekleri doğrultusunda TFF Başkanını tayin ediyorlar.

Bakın ben yılların spor uzmanı olarak belirtiyorum tartışmalar yabancı hakemle kesinlikle bitmeyecek. Bu durum da hakemlerimizin morali zaten bozuktu, çok daha da bozulacak.

Hakemlerimiz zaten yeterince tam olarak eğitilmiyordu, bu iş şimdi iyice çorbaya dönecek. Suçlamalar devam edecek. Kulüpler yine memnun olmayacak. Oysa seksenli yıllarda TFF Başkanı aynı zamanda MHK Başkanı’ydı. O dönemler de MHK bu kadar sıkıntı çekmiyordu. TFF Başkanı bütün bu eleştirileri ve tenkitleri göğüslüyordu. O yüzden hakemler o yıllar da bu kadar baskı altın da değillerdi. Ben o yıllarda il hakemi, doksanlı yıllar da ise klasman hakemliği yaptığımdan çok iyi biliyorum.

Şimdi ligdeki tüm olaylar MHK üzerinde toplanıyor ve topun ağzında hem MHK Başkanı hem de hakemler oluyor.

Genç kardeşlerim hatırlamazlar o yüzden şunu hemen belirteyim.

1960 – 1970 arasında pek çok yabancı hakem Süper Lig ve Türkiye Kupası maçlarında görev almış. İtalya, Almanya, Avusturya, Yunanistan, Macaristan, Romanya, İsrail, Bulgaristan, Fransa ve İsviçre, Türkiye’ye hakem gönderen ülkelerdi.

TFF’nin diğer uygulamaya koyacağı değişiklikler ise şunlar.

Yeni nesil atama sistemine geçilecek, saha hakemliği ve VAR hakemleri ayrılacak, ikinci bir gözlemci, maçlarda görev yapacak, hakem ve gözlemci kadroları lige verilecek ilk arada oluşturulacak, deneyimli bir yabancı hakem eğitmeni göreve başlayacak. Avrupa’nın önemli ligleriyle hakem değişimi programı yapılacak, hakem ve gözlemcilere ek psikoteknik testler uygulanacak, hakem ve gözlemcileri geliştirmek için bir üniversite ile iş birliği yapılacak, temsilcilik yapısıyla ilgili eğitim çalışmaları başlayacak.

İlk bakışta bu değişiklikler göze hoş geliyor gibi gözükse de, asıl meselenin özü dikkate alınıp alınmayacağın da ve de uygulamaya nasıl yansıyacağın da…

Şimdiden erken öten “horoz” gibi ötmenin bir anlamı yok, yoksa yazıp çizdiklerimizi yalamak zorunda kalırız.

Amma şu kesin bunu erkenden yazmam da hiç bir sakınca yok. Derbi ve kritik (bu kritiğin ölçüsü ne?) müsabakalarda yabancı hakemlerin görev yapması çok baş ağrıtacak çooook…

Kalın sağlıcakla, selam de dua ile…