Köşe Yazıları

Erman Cinasoğlu”Denge değişebilirdi”

Denge değişebilirdi

Tabiri caiz ise özellikle son iki ayı nefes nefese geçen yaklaşık dört aylık seçim maratonunu geçtiğimiz Pazar günü itibariyle tamamlamış olduk. Kocaali olarak, her ne kadar katılım oranı öncekilere göre biraz düşük kalmış olsa da adeta şölen havasında geçen bir günde sandıklara giderek hür irademizi sandığa yansıttık. Ve önümüzdeki beş yıllık dönemde bizlere hizmet edecek olan idarecilerimizi yetkilendirdik. Her şeyden önce seçimlerimizin hayırlı olmasını diliyor, adeta bir görev bilinciyle sandık başına giden ve hür iradesini sandığa yansıtan Kocaalili vatandaşlarımıza canı gönülden teşekkür ediyorum. Kocaali’mizin yeni belediye başkanı Turan Yüzücü başta olmak üzere, seçilen belediye meclis üyelerimizi ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin yeni başkanı Yusuf Alemdar’ı tebrik ediyor kendilerinin ve tüm ekip arkadaşlarının, ilçelerimiz ve ilimiz için hayırlı hizmetlere vesile olmalarını temenni ediyorum. Önümüzdeki beş yıllık dönemin özellikle Kocaali’miz için turizm, sanayi, sosyal ve altyapı yatırımları başta olmak üzere her anlamda büyüdüğü geliştiği bir süreç olmasını ümit ediyorum.
Tabi seçim konusunu halletmiş olmak işimizi ve yükümüzü büyük oranda azaltmış olsa da şimdi konuşulan en önemli konu adayların aldıkları oy oranları ve yakaladıkları potansiyeller. Şu günlerde ilçede en fazla dillendirilen konular kimin hangi oyu neden aldığı ve seçilmişlerin nasıl hizmet edeceği yönünde şekilleniyor. Seçim öncesinde yapılan tespitlerle seçim sonuçları arasında kıyaslamalar yapılıyor.
Tabi biz de hem işin içinde hem de sürekli sahada olduğumuz için seçim öncesi analiz yapanların ilk sıralarında yer aldık. Ve sonuçta da tespitlerimizin neredeyse yüzde doksan oranında karşılık bulduğunu gördük. Ancak bir konuda ciddi şekilde yanıldık. Daha öncede birçok kez söyledik, Kocaali seçim konusunda hassadır. Sandık önüne konulduğu zaman koşarak gider, katılım yüksek olur. Öncekilerde de öyleydi. Yüzde doksanların üzerinde katılım olur, oy kullanmayanların sayısı birkaç yüzle sınırlı kalırdı. Ancak bu seçimde 21562 seçmenden 3 bin tanesi sandık başına gitmedi. Açık konuşmak gerekirse ben Kocaali’de sandığa gitmeyen seçmen sayısının bu kadar yüksek olacağını beklemiyordum. Sanıyorum ki siz de benimle aynı fikirdesiniz. Öte yandan seçim öncesi yaptığımız analizlerde adaylar arasındaki oy farkı, adayların aldığı oy ile kendi meclislerinin aldığı oy arasındaki farkın nasıl şekilleneceği gibi birçok konuya yer verdik. Ve bir iki küçük hesap hatası dışında neredeyse tamamının beklentimiz gibi olması sokağı okuma ve analiz etme konusundaki güvenilir olduğumuzun açık bir göstergesi oldu.
Elbette konuşulacak birçok konu var ama siyasi partilerimizin bence ilk yapmaları gereken Kocaali gibi nispeten küçük bir ilçede üç bin kişinin neden sandığa gitmediği konusunda bir araştırma yapmasıdır. Zira sonuçtan aldığımız verilere bakarsak üç bin, sonucu ciddi derecede etkileyebilecek, hatta değiştirebilecek kadar büyük bir rakam. Belediye başkanlığı için değerlendirecek olursak birinci ile ikinci parti arasında 954 oy, birinci ile üçüncü parti arasında 1068 oy, ikinci parti ile üçüncü parti arasında 114 oy fark varken sandığa girmeyen üç bin oy gerçekten çok büyük bir anlam ifade edebilirdi. Keza belediye meclisi için de öyle. Orada farklar biraz açık ama üç bin oy, oy oranındaki dengeyi değiştirip meclise etki edebilirdi. Mesela Cumhuriyet Halk Partisi de en az bir meclis üyesi ile meclise girebilirdi. Bu yüzden sandığa girmeyen üç bin oy Kocaali için oldukça önemlidir ve bunun bir çalışması mutlaka yapılmalıdır diye düşünüyorum.
Seçim yasaklarından hemen önceki haftalarda Kocaali’de oy geçişkenliğinin bu seçimde tarihte belki de hiç görülmemiş şekilde yüksek olacağını birçok kez yazmıştım. Mahalle bazlı sonuçlara baktığımız zaman da muhalif solun güçlü olduğu yerlerde, sağ adayların yüksek oy almaları bunu açık ve net gösteriyor. Elbette burada her yerden her yere geçiş var ama en büyük geçiş soldan oldu. Normalde tüm adaylar milliyetçi muhafazakar oyları almaya çalışırlar. Bu seçimde de öyle oldu ama sonuca baktığımız zaman en büyük oy geçişkenliğinin CHP tabanında olduğunu gördük. Yani herkes birbirinden oy almaya çalışırken, aslında hepsi toplanıp CHP’den almışlar.
Bu oy geçişkenliği başta olmak üzere, büyükşehir ve ilçe belediyesi arasındaki oy farkı, belediye başkanı ile belediye meclisi arasındaki oy farkı gibi konular bize, Kocaali’deki seçmen profilinin değiştiğini açık ve net şekilde gösteriyor. Güçlü isimlerin, istikrarlı çalışmanın sahada nasıl karşılık bulabileceğini net olarak gösteriyor. Biz bu seçimde bunu en güzel şekli ile gördük.
Elbette seçilenleri tebrik ettik ama diğer adaylarımızın çalışmaları da takdire şayandı. Yerel seçim geçmişi olmamasına rağmen 120 gün aralıksız çalışarak seçimden ikinci çıkan Recep Erdoğan ağabeyimi canı gönülden tebrik ediyorum. Sahaya geç inmesine rağmen müthiş bir performans gösteren sadece 114 oy farkla üçüncü olan Yavuz Selim Din kardeşimi kutluyorum. İlçemizin siyasi duayenlerinden açık sözlü, mert ve muhalefetimizin sembol ismi Mithat Sarı ağabeyimi yürekten tebrik ediyorum. Bu işlerde kol sıvayıp sahaya çıkmak yürek ister, cesaret ister. Bu medeni cesareti yüreğiyle ortaya koyan, tek başına koca bir teşkilat gibi çalışan ve ‘Kocaali için ben de varım’ diyen bağımsız aday Bahadır Muslu kardeşimi yürekten kutluyorum. Ve ismini sayamadığımız diğer tüm belediye başkanı ve meclis üyesi adaylarımızı Kocaali için gösterdikleri dik duruştan ötürü, şahsım ve tüm Kocaali halkı adına kutluyor, tekrardan seçimlerimizin hayırlı olmasını temenni ediyorum. Sağlıkla kalın…